okulun üniforması
"Açılsana ulan" şarjı biten, annemin zorluklarla aldığı çok sevgili telefonuma şu an bu durumda tecavüz edesim vardı. çalıların arasından gelen çatırtı sesi kulaklarımda yankılanınca seslice yutkunup sağ elimi kalbime koyup buradan bir an önce çıkmayı diledim. korku filmlerindeki aptal sarışınlar gibi gecenin yarısında değişiklik olsun diye farklı bir yoldan gelmek istemiştim. bu ne kadar mantıklı bir istekti böyle...
bunu bir daha yapacak mıydım? asla! farklılık istiyor muydum? bu hayatın heyecanı meyecanı yok! ve nasıl dönecektim? bilmiyorum!
tekrar korku filmlerinde ki arka fon müziğine benzer bir ses duyunca sakin olmaya karar verip derin bir nefes aldım. etraf karanlıktı. yıldızların ışığı şu lanet ormandan çıkabilmem için yeterli değildi. kalbi atan bir sürü canlı vardı belki ama bana iradesi olan biri lazımdı. belki yardım isteyebileceğim birileri olabilirdi ama o konuda da endişeliydim. ya sapık ayyaşın teki karşıma çıkarsa diye düşünüp kendimi yeyip bitiriyordum. lanet olsun ki kızlara ben tek gidebilirim demiştim. kim bilir annem beni ne kadar merak etmişti. üstüne üslük şarjım da bitmişti. ne kadar klasik ama...
kolumun ıslaklığıyla yeşillerimi gökyüzüne diktim. bu sefer de sol gözümün alt kısmına bir damla düşünce içimden okkalı bir küfür savurup, siyah kapüşonumu kafama geçirip çalıları elimle iteledim.
ne kadar zamandır yürüyordum bilmiyordum. bildiğim tek şey vardı o da bardaktan boşalırcasına yağmur yağdığı. hem yağmur bedenimi ıslatıyordu, hem de gözyaşım. iç çekerek otobana çıkmayı tekrar diledim. bu olay artık gerçekten korkunç olmaya başlamıştı. üşüyordum. fazla soğuktu ve bedenim sanki yavaş yavaş soğuğa alışıyordu. yorulduğumu hissedince ellerimi önümde tutup yaslanacak bir obje aradım. en son avuçlarımın içerisinde ağaç gövdesi olduğunu hissedince derin bir 'oh' çekerek sırtımı ağaca dönüp yaslandım. gözlerimi kapatıp 'buradan kurtulacağıma sadece sakin olmam gerektiğine' dair kendimi kandırma çabalamalarına giriş yaptım.
korkunçtu...
sesler...
havanın her zaman hayran olduğum ama şu anda beni acayip endişelendiren rengi...
durmadan, sanki bana inat yağan yağmur.
gözlerimi açıp derin nefes aldım. hafif başımı çevirecektim ki arkamdaki daldan gelen sesle, yaklaşık 10 dakikadır tuttuğum göz yaşlarımı serbest bıraktım. ağlıyordum... ağlıyordum ama sesim çıkmıyordu. sadece yanaklarımda ki sıcak sıvıdan anlıyordum ağladığımı. transa geçmiştim adeta. seslice yutkunduğum da şırıl şırıl yağan yağmurun aksine bedenimin alev alev yandığını fark ettim. bu ses yıllardır korkumla aramdaki ince çizgide hokkabazlık yapan hayvanın beni korkudan titreten iğrenç sesiydi. tekrar seslice yutkundum. gözümü dahi kırpmadan karanlıkta göremediğim karşımı izliyordum. ceketim olsa da diken diken olduğunu adım gibi bildiğim tüylerim, yıllardır yüzleşemediğim saçma bir şekilde sürekli hatırladığım gereksiz ama bir o kadarda güçlü korkum, titreyen bedenim, ağlamaktan sızlayan gözlerim, dişlerimin işkencesine maruz kalan - şu an ki kızarıklığını adlandıramayacağım- dudaklarım, ve yürümeye takati kalmayan bir adet ben. şu anda ormanın ortasında, yağmurun altında, karanlığın en derinlerinde yalnız kalmıştık. tekrar ritminden bile tırstığım ses kulaklarımda çınlayınca boğazımdan beni bile korkutan güçlü bir ses yayıldı karanlık ortama. ayaklarıma baskı uygulayıp hıçkıra hıçkıra koşmaya başladım.ne bedenimi çizip kanamasına neden olan dikenleri umursuyordum. ne de sanki bugüne özel durmadan yağan yağmuru umursuyordum. ayaklarımın sızlayıp,isyan etmesini takmadan ya da takmamaya çalışarak durmadan koşuyordum. içimde ki korkuyu, endişeyi, çaresizliği atabilmenin en iyi yolu bu değil miydi? hıçkırıklarımı umursamadan bağırarak ağlıyor aynı zamanda son hızımla koşarak sığınacak bir obje arıyordum. gözlerim fıldır fıldır etrafa 'bana yardım edin' sinyalleri yollasa da buradan çıkamayacağım korkusuyla yanıp tutuşuyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Sen, Bir Ben, Bir De Çenem
ChickLitirkilerek zihnime hükmeden eskileri düşünmekten kurtulup gözlerimi kapatmama sebep olan ışığa doğru çevirdim başımı. Ama istekle gözüme gözüme vuran beyaz ışık yüzünden yağmurdan dolayı sırıl sıklam olmuş kolumla yüzümü örtmek zorunda kaldım. hıçkı...