Emily uyandığında saat 3:07 idi. Etrafta kimse yoktu oda karanlıktı, fazla karanlıktı. Zorda olsa ayağa kalktı yavaş adımlarla odasına doğru yürüdü. Odasına vardığında ışığı yakmak için duvarda elini gezdirmeye başladı bir yandan da ağlıyordu. Neye ağladığını oda bilmiyordu sadece ağlıyordu.
Işık düğmesini bulduğunda lambayı yakmak istedi fakat bir yandan da korkuyordu Emily’e göre artık ışık felaketten başka bir şey değildi her lambayı yaktığında Amy’i onun getirdiği felaketlerle baş başa kalıyordu. Derin bir nefes aldı ve lambayı yaktı. Kimse yoktu, hiçbir şey olmamıştı. Emily sakin bir şekilde yatağına uzandı. Uykulu uykulu etrafa bakarken gözü daha önce çokta dikkatini çekmediği bir tablo takıldı. Yavaşça yerinden kalktı ve tabloyu incelemeye başladı tabloda daha önce olmayan bir şey vardı sanki biraz hırpalanmış gibiydi. Emily yerinden kalktı ve tabloya doğru yürümeye başladı. Tabloyu duvardan çıkardı ve incelemeye başladı incelerken tablonun arkasında bir şey olduğunu fark etti. Arkasına baktığında sıkıştırılmış bir fotoğraf gördü. Emily fotoğrafı incelemeye başladı fotoğrafta bir erkek ile bir kadın yan yana duruyordu. Fotoğrafı biraz daha incelediğinde erkeğin Amy’nin babası olduğunu fark etti.
Peki yanındaki kadın kimdi? Emily fotoğraftaki kadını daha önce hiç görmemişti kim olabilir ki bu kadın diye düşündü.
Fotoğraftaki kadın aslında Amy’e benziyordu. Emily ;
“Ama Amy’nin yaşı bu kadından küçük “ diye düşündü.
Bunu öğrenmenin tek yolu Amy’e sormaktı ama daha fazla bela almaktan da korkuyordu. Fotoğrafı yanına alarak yatağına geri döndü. Fotoğrafa bakarken uyuya kaldı.
Rüyasında çok garip şeyler gördü kalktığında hatırladığı sadece kan, fotoğraftaki kadın ve Amy’nin annesi.
Sabah olmuştu, canı hiçbir şey yapmak istemiyordu. Amy ile konuşmalıydı.
Emily tüm cesaretini toplayıp tavan arasına çıkmaya karar verdi. Hızlı adımlarla tavan arasına doğru yöneldi. Yavaşça kapıyı açtı içeriye girdi kapıyı kapattı. Emily;
“Amyyy” diye bağırdı.
Hiçbir şey olmamıştı. Tekrar bağırdı, hiçbir şey olmuyordu. Odada gezinmeye başladı, odayı gezdikçe Amy’e yapılanları hatırlıyor içi öfke ve nefretle dolup taşıyordu. Kolilerin arasından gözüne tozlu bir defter kestirdi daha önce görmediği bir defterdi. İçini açtığında onun bir defter değil fotoğraf albümü olduğunu fark etti ve incelemeye başladı. Fotoğraftaki kadın sabah gördüğü kandın ile aynıydı yanında da bebekler bulunuyordu. Kimdi bu kadın? Niye Amy’nin babası ile bir sürü fotoğrafı vardı. Emily meraktan ölmek üzereydi kolileri karıştırmaya başladı. Koliden bir tane mendil ve iki tane elbise çıktı mendile baktığında üzerinde bir şeyler yazılı olduğunu fark etti daha doğrusu örgü ile yazılmıştı o anda baktığı fotoğraf albümünde ki fotoğraflardan biri aklına geldi. Fotoğrafta o kadın mendile örgü ile yazı yazıyordu yanında da bir kız çocuğu vardı. Mendile ise ;
“ SENİ ÇOK SEVEN ANNEN” yazılıydı. O sırada farklı bir albüm bulmuştu bu albümde Amy’nin bildiği ailesinin fotoğrafları vardı. Amy’nin annes, babası, Amy ve kız kardeşler. Ve birden dikkatini bir fotoğraf çekti fotoğrafta sadece Amy vardı ve elinde mendili. Emily biraz daha dikkatli bakınca mendilin o yazılı mendil olduğunu fark etti. Ve o anda her şeyi anladı o kadın Amy’nin annesiydi, gerçek annesi. Peki ya o annesi ise falcı kimdi? Gerçek annesine ne olmuştu?. Emily bunları öğrenmeliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAVAN ARASI
HorrorKızmış bir hayalet, üniversite öğrencisi bir genç kız. Bu hikayede sadece bir kişi mutlu ayrılacak. Peki ya siz kızmış bir hayaletle karşı karşıya gelseniz ne yapardınız ?