but I still miss you

463 58 76
                                    

Gözümü alan güneşe baktım bir defa daha. Biliyor musun unnie, en büyük, en azimli sanatçı, güneştir aslında. Her gün fırçasını alır, birbirinden güzel renklerle donatır gökyüzünü. Gitmeden önceki son hediyesidir, evini, gökyüzünü, lacivert karanlığı parlaklıklarıyla süsleyen diğer yıldızlara bırakmadan son izi.

Hiç de vazgeçmez, biliyor musun? Tatili yoktur güneşin. Ama bazen o bile yorulur, bulutlardan gözyaşlarını saklamalarını ister. Herkes bulutlardan gelir sanır yağmuru, oysa güneşe fazla gelmiştir her şey bir anda. Güneşin işi zordur, her şeyi görür çünkü. Derler ya, bilmemek en büyük erdemdir diye, onu da en iyi güneş bilir.

Oysa ne kadar kolaydır hiç bir şey bilmezken yaşamak! O yüzden büyüdükçe hayat zorlaşır hatta, öğrenmeye başlarız çünkü. Canavarların yatağımızın altında değil, gözlerimizin önünde yaşadığını öğreniriz mesela.

Konuştukça konuşuyorum, değil mi?

Bunu yaptığım tek kişi sensin, biliyor muydun unnie? Herkes bana çok suskun olduğumu söylüyor, daha çok konuşmalıymıșım. Ama asla neden daha çok konuşmalıyım söylemiyorlar. Ben kelimelerimi değer verdiğim insanlara saklamayı seviyorum, bazıları kelimelerini herkesle paylaşmayı seviyor. Herkes farklıdır, olmamak zaten insan doğasına aykırıdır. Bu neden bir sorun olmalı ki? Değil mi? İçime kapanık olmak beni daha az insan yapmaz sonuçta.

Neyse, konuyu çok karıştırdım. Gün batımından bahsediyorduk değil mi? Gün batımı ve güneşin sihirli fırçasından.

Bunları yazmaya başladığımda gökyüzü rengarenkti, biliyor musun? Şimdi mavileșiyor gittikçe. Birazdan laciverte dönecek, ve eğer şanslıysam, gökyüzüne saçılmış yıldızları göreceğim.

Senin de görebilmeni isterdim.

Seni özledim, Nayeon. Söyledim işte.

Biliyorum, şimdi kızıyorsun bana. Ama özlemem bir suç mu? Burada olsan burnumu sıkar, "Hayat devam ediyor Momo-chan, kimse için durmuyor, durmaz da." derdin. Ama aynı şey değil ki. Ben de hayatıma devam ediyorum.

Geçenlerde yeni biriyle tanıştım mesela, adı Dahyun. Çok tatlı bir kız, insanları güldürmesini çok iyi biliyor. Moralim bozuk olduğunda hemen anlıyor, saçma sapan şakalar yapmaya başlıyor güleyim diye. Nerede olursak olalım hem de. Dün akşam sinema kuyruğundaydık mesela, şu an hatırlamıyorum tam ama, bir şeye moralim bozulmuştu. Sıranın ortasında kartal taklidi yapmaya başladı! Utanç vericiymiș gibi yaptım ama gülmeden de edemedim.

Neyse, konumuz şu an Dahyun ve benim ilişkimiz değil.

Dediğim gibi, ben hayatıma devam ediyorum. Ve sen ne kadar kızarsan kız, seni unutmayacağım. Bana baktığında hala o küçük kızı görüyorsun, ama ben artık o küçük kız değilim. Koskocaman bir kalbim var benim, seni unutmadan, sana olan aşkımı silmeden hayatımı yaşayabilir, başkasını sevebilirim. Sana imkansız gelebilir. Ama değil. Yaşayınca öğreniyorsun.

O kadar konuştum ama, en önemli soruyu unuttum. Sen nasılsın unnie? Eğer bunları okuyabiliyorsan, umarım mutlusundur. Gülümsemeni görebilmeyi çok isterdim. Uzun zaman oldu.

Her şeyini özledim. Çok özledim hem de.

Güneşten bile parlak gülümsemeni, bana sanki hayatındaki en değerli şeymișim gibi -eğer burada olsan, zaten öyle olduğumu söylerdin- sımsıkı sarılıșını, yüzümün kızarması sebep olup sonra kızaran yanaklarıma tatlı öpücükler kondurmanı... Her bir parçanı özledim.

Nayeon unnie?

Hani bu mektubun başına bie şey yazmıştım, hatırlıyor musun? "En büyük, en azimli sanatçı, güneştir aslında." Evet, o, tam da o cümle.

Unut onu.

Çünkü, eğer bir tanrı varsa, en büyük sanatçı o aslında. Çünkü, sen, Im Nayeon, gelmiş geçmiş en güzel sanat eseriydin.

Seni seviyorum, ve kağıdım bitiyor.

Gelecek mektubuma kadar, hoşçakal.

Seni asla unutmayacağım.

- Hirai Momo

×××

huh.

uzun süredir ilk yazdığım şey bu sanırım? bundan önce en son ne zaman yazdığımı bile hatırlamıyorum doğrusu. ama söz, bu yaz bolca yazmaya çalışacağım❤️

umarım hikayeyi beğenmişsinizdir~ sizi çok seviyorum, başka bir hikayede tekrar görüşmek üzere~

but i still love you // namoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin