My Destiny

44 5 2
                                    

Kyu Jong erkenden kalktı. Çok heyecanlıydı çünkü bugün SS501 seçmeleri vardı. SS501’in son üyesi seçilecekti. Eğer gruba alınırsa çıkan ilk albümün gelirleriyle ailesine daha geniş bir ev alacaktı. Kyu Jong bunları düşünerek yatağını topladı ve yerleştirdi. Kyu’nun annesi kapıyı tıklayıp odaya girdi.

Annesi “Oğluşum yatağını mı toplamış?” deyip Kyu Jong’un yanaklarını sıktı.

Kyu Jong “Ya anne yapma ya! Artık büyüdüm, sıkma yanaklarımı!”

Annesi “Tamam ya. Gel hadi kahvaltıyı hazırlıyorum” annesi odadan çıktı. Ailesinin seçmelere katılacağından haberi yoktu.

Kyu gerekenleri yaptı ve kahvaltıdan sonra okulun dans odasına gitmek için evden çıktı. “Biraz prova yapsam fena olmaz” diye düşündü. Daha seçmelere beş saatten fazla vardı. Bugün cumartesiydi, okul boştu ve rahat rahat prova yapabilirdi. Dans odasından müzik sesleri geliyordu, bu çok garipti çünkü saat daha erkendi ve haftasonuydu. Kapıyı tıklayıp içeri girdi. Aynadaki yansımadan Hyun, Jun, Min ve Saeng’i gördü. Evet, SS501 tam karşısındaydı! Onu gören SS501 üyeleri dansı kesip ona döndüler.

Hyun “Sen kimsin?”

Kyu “Ben Kyu Jong. Siz.. SS501 üyelerisiniz?”

Hyun kahkaha attı “Ah, grubun ismi duyulmuş bile..”

Kyu “Siz burada…”

Hyun “Evet dans ediyorduk. Yol buradan geçiyordu seçmelere gitmeden rahatlayalım dedik”

Saeng “Seçmelere mi katılacaksın?”

Kyu “Evet” SS501 üyeleri birbirlerine baktı.

Saeng “Maharetlerini burda gösterebilirsin”

Kyu “Ne?”

Hyun “Duydun. Maharetini burada gösterebilirsin. İstediğin şarkıda dans et ve istediğin kareokeyi yap”

Kyu “Olmaz”

Min “Neden? Oraya çıkınca bütün Kore’nin önünde göstereceksin marifetini burada dört kişinin önünde niye göstermiyorsun?”

Kyu “Çünkü rakiplerime haksızlık olur bu. Belki benden daha iyileri çıkar”

Hyun “Bence çok iyi görünüyorsun. Çok da iyi yapacaksın” Kyu’nun koluna hafifçe vurarak “Hadi bakalım” dedi ve dörtlü sandalyeye oturdu.

Kyu önce onlara şöyle bir baktı. Hangi şarkıda dans edeceğini düşündü şarkı aklına gelince müzik çalardan açıp dans etmeye başladı. Dans bitince slow bir şarkı söyledi. Şarkıyı bitirince hepsi iç çekti.

Kyu “Ne düşünüyorsunuz diye sormayacağım, cevabımı seçmelerden sonra almak istiyorum.”

Hyun “Peki. Sen bilirsin” kalktılar. Hyun devam etti “Seçmelerde görüşürüz o zaman”

Kyu nasıl olduysa seçmelere geç kalmak üzereydi. Koşa koşa seçmelerin olduğu yere gidiyordu. Neden geç kalmıştı? Halbuki sabah kalktığında beş saatten fazla vardı.. üstüne üstlük provadan çıktığında seçmelere bir saat kala çıkmıştı ama yetişememişti işte! Hepsi o taksicinin suçuydu! Adam bile bile (en azından Kyu öyle düşünüyordu) çok trafik olan caddeye çıkmıştı. Neden ara sokaklardan götürmemişti ki onu? İşte Kyu şimdi taksiciye sinirlenmiş taksiden indiği gibi koşmaya başlamıştı. Yağmur da yağıyordu. Tam o sırada Kyu birine çarptı. Koşarken çok kişiye çarpmıştı ama bu farklıydı. Bir kızdı. Kız dönüp Kore usulü selam verdi ve Korece özür diledi. Bu kızın gözleri çekik değildi. Çarptığı anda burnuna gelen o müthiş koku Kyu’yu sarhoş etmeye yetmişti. Kyu “Önemli değil” diyerek yoluna devam etti. Acaba onu bir daha görebilecek miydi? Bu imkansızdı ona göre çünkü o kız yabancıydı. Belki de tatile gelmişti. Kim bilebilirdi ki? Kyu sonunda seçmelerin olduğu alana varmıştı. Uzun bir bekleyişten sonra Kyu SS501’in önüne çıktı ve aynı şarkıyı söyleyip aynı şarkıda dans etti. Her ne kadar Hyun’un odunluğu tutsa da hepsi tek bir kişiye evet demişti: yani Kyu’ya.. artık Kyu bir SS501 üyesiydi..

My DestinyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin