Bana dokunduğunda kalbim yerinden çıkacak gibi oldu. Beyinimde fırtınalar kopmuş olsa da o an gözlerinde boğulmak istedim.
"Ateşle oynama." Kulağıma fısıldadı. Okadar yaklaştı ki alt dudağı ile kulak mememe dokundu.
Gözlerimi kapattım. Nefesini dudaklarımda hız ediyordum. Ayaklarım yerden kesilecek gibi.
Gözlerimi açtığımda kimse yoktu.
İnanmıyorum!
Ne yapmaya çalışıyor?
Yanına gittim. Bu sefer gitmesine izin vermek istemiyorum.
"Nedemek istedin? Ateşle oynama derken."
Belindeki havluyu hızla çekti. Tam gözlerimi kapatıyorum altında boxer olduğunu fark ettim.
"Sen ne yapmaya çalışıyorsun?"
"Olmadı mi sence." Kaşının birini kaldırarak bana gülümsedi.
"Ukala!" Havluyu üzerine attım ve Umutun yanına gittim.
"Bugün ne yapmak istersin tatlım?"
"Uçurtma, uçurtma!" Yatakda zıpladı.
Umutu hazırladım.
Sonra eski kotumu geçirdim üzerimede Burak bi gömlek verdi. Düğmeleri yarısını ilikledim diğer yarısını topladım bağladım. Saçlarımı topladım. Tamamdır.
Uçurtma uçurtmam çok eğlenceliydi. Umut çok mutlu oldu. Bizde çok eğlendik ve bu bizi çok açıktırdı.
Sahilde birşeyler atıştırdık sonra yürüyüş yaptık. Sahilin sonunda kocaman bı çocuk parkı görünce Umut oynamak istedi. Bizde banka oturduk güneş batışını izledik.
Çok güzeldi.
"Annemi hastaneye kaldırdık. Ciddi birşey değildi ama dosyada gördüm. Daha önce doğum yaptığını. Annemi tanıdığım için sormam bana cevap getirmeyeceğini biliyordum. Sağolsun doktor arkadaşlar bana yardım etti öğrendim bı ablam olduğunu. Öğrendiğimde üniverste bitmek üzereydi. Bitince gitmek istedim fakat öğrendim kaza geçirdiğini. Ben arabada Umut da olduğunu sandım. Sonradan öğrendim. Anneme hesap sorunca anlattı. Çok küçük yaşta kendinden büyük bir adama aşık olmuş. Hamile kalınca anneme evli olduğunu söylemiş ve kabul etmemiş. Ananem bunları öğrenince okuyor bahanesiyle annemi göndermiş istanbulla. Doğum yapmış annem. Ve çocuğu yetimhaneye bırakmış ve Bursa'ya geri dönmüş. Benim babam Amerikan dostundan ayrılınca hemen bağlamışlar annem ile görücü usulü evlenmişti. Annem tabi hemen kabul etti ekonomi sorunu olmadan yurt dışında güzel bı hayat. Babamın Melek'den ve Umut'dan hiç bir haberi yok."
"Ne diyeceğimi bilemiyorum. Keşke annen Meleği terk etmeseydi. Yada daha sonra Babana söyleseydi. Belki Baban kabul ederdi."
"Babama ilk başta söyleseydi belki hiç konusu bile olmazdı. Ama yalanı asla affetmez. Bende o konuda babama benziyorum. Babam öğrenirse annemden boşanır diye düşünüyorum."
Başımın ağrısı yine başlamıştı. Elimi başıma koydum.
"Iyi misin?" Burak elini omuzuma koydu.
"Başım ağrıyor. Arada böyle oluyor."
Elimi onun eline koydum.
"Ben doktorum. Seni iyileştiririm."
"Doktor mu? Tahminler yürüttüm ama doktor hiç aklıma gelmedi."
"Niye?"
"Ne bileyim. Doktorlar genelde gömlek, ceket, kumaş pantolon felan takılır. Sen deri ceket, yırtık pantolon. Yani ne bileyim daha rahat."
Bana eğildi. " İnsanları şaşırtmaya severim. Özelikle seni". Yanımdan kalktı Umut salıncakta bekliyordu.
Eve geldiğinizde Umut daha arabada uyudu. Burak onu yatağına taşırken bende duş aldım, rahat birşeyler giydim balkonda oturuyordum.
Elinde kahve ile Burak geldi yanıma.
"Güneş batımını birlikte izledik. Benimle ay ışığını izlemek istermisin?" Kupaları masaya koydu ve yanıma oturdu.
"Bu derin sessizlikte ne çığlıklar gizli,
Ve bu karanlık gecede ne sırlar,
Ne hüzünler,
Ne acılar
Ve ne tutkular gizli…
Dillense gece, ne anlatır acaba?
Çözer mi yüreklerde ki sırları?
Dillerin anlat madıklarını anlatabilir mi acaba?
Yargısız, infazsız, sadece huzur adına yol verir mi geçitler,
insanların düşüncelerinden korkmadan.
Gözümün gördüğünü değil,
Yüreğimin gördüğünü istiyorum.
Aşk yüreğinle görülenidir ve geceyi en güzel ay anlatır."
Aşkı bu kadar güzel ancak böyle anlatılır.
Geçe okadar sessizdi. Bı tek kalbimin atışı duyuluyordu, yada bana öyle geliyordu. Bana doğru yaklaştı. Boynumda burnunun ucunu gezdirirken aynı anda saçlarımı okşuyor du. Duygularımı okadar yoğun yaşıyordum ki nefesim kesilecek sandım. Gözlerimi kapattım ve kendimi ona teslim ettim. Dudakları sıcak bı okadar da yumuşak. Öpücüğü kısa ve mahsun olsa da etkisi büyük. Ben ona sırılsıklam aşık oldum.
Elimi tuttu. Başımı omuzuna yasladim. Konuşmaya gerek yoktu çünkü geceyi en güzel ay anlatıyordu...
