Attığı bir iki adımla yanıma geldi. Elini kaldırıp parmak uçlarıyla yanağıma dokundu. Ben ne yapmaya çalıştığını anlayamamanın verdiği şaşkınlık ve dokunuşunun verdiği ürpertiyle ona bakarken konuşmaya başladı:"Aslında bana terbiyesiz dediğin için sana birazzzcık kızgınım." Söyledikleri yüzünden asıl kızgın olan benken bunu söylemesine şaşırarak, "Kızgınım derken?.." diye sordum.
"Terbiyesiz dedin. Bana kimse terbiyesiz diyemez."
Art arda ukala cümleler kuran adama bakmaya devam ettim. Burnu burnuma değmek üzereyken ellerimle göğsünden ittim. O anda bileklerimi yakalayıp kelepçe gibi sarmalayan Alaz'ın hareketini sorgularcasına önce eline sonra yüzüne sert bir bakış attım.
"Ne yaptığını sanıyorsun?" dedikten sonra, "söylediklerinden sonra hak ettin hem" diye de ekledim.
Pis pis sırıtıp, "O zaman... Bakalım şimdi yapacağımdan sonra ne diyeceksin?" deyip dudaklarıma yapıştı. Tuttuğu bileklerimle karşı koymam zor olmakla birlikte dudaklarının sıcaklığı ve yumuşaklığı da karşı koymama engel oluyordu. Ilık nefesiyle sarmalanırken gözlerimi kapadım. Birkaç saniye sonra, başladığı gibi aniden sona erdiğinde gözlerimi açtım. Ne yaşadığımızı anlamaya çalışırken duraksadığım kısa bir andan sonra Alaz'a baktım. Vereceğim tepkiyi görmek istercesine bana bakıyordu.
Geriye bir adım attığımda o da bana doğru bir adım attı. Bu kez bedenimi bedeni ile buzdolabının arasına sıkıştırdı."Bence asıl şimdi hak ettim, değil mi?" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN RENKLERİ
General FictionDizeler zihninden geçerken etkileyici bir parfüm kokusu doldu burnuna. Kokunun kimden geldiğini anlamak için etrafına bakarken ilk zilin çaldığını duydu. Hafta içi yapılacak özel maç nedeniyle bugün ilk iki ders takım idmanı vardı. Geç kalmamak için...