Justin'le takılmak çok eğlenceliydi. O fazla kafa dengiydi. Ama her şeyin sonu vardır bunu bilirsin ve günün ortasındayken ben bunu düşünüyordum.
Avm'de turlarken Syd ve Matt çiftiyle karşılaştık. Bu kesinlikle büyük, fazla büyük bir sorundu çünkü Matt, Justin'le takıldığımı bilmiyordu. Syd telefonumu karıştırırken görmüştü zaten ondan gizlim saklım olmadığı için bu dert değildi ama Matt her an beni öldürebilirdi.
Açıkçası o an ortamdan topuklamayı çok istedim hatta denedim ama Syd beni fark etti ve "Hey Matt bak Hails orada!" dedi bense onlara dönüp sadece gülümsedim.
"Selam çocuklar bu Justin. Ve Justin onlar benim en iyi arkadaşlarım Matthew ve Sydney."
Justin gülümsedi ve konuştu, "Bu kadar gergin olmana gerek yok Hails onları tanıyorum. Nasılsınız?"
Syd her zaman olduğu gibi sıcaklığını kullanarak Justin'le tokalaştı.
"Fazla iyiyim Jus sen nasılsın?"
"İdare ediyoruz öyle." dedi ve Matt'e döndü.
Matt daha soğuk tavır takınarak tokalaştı. "Selam dostum." dedi ve kolunu Sydney'in beline doladı. Galiba onunla konuşmasından rahatsız olmuştu ve bu normaldi çünkü Matt böyle işlere gelemezdi, kıskanırdı.
Etrafta kısa süreli sessizlik olunca araya ben girdim.
"İsterseniz bizimle takılabilirsiniz zaten bir şey yapmıyorduk öyle değil mi Justin?" Dirseğimle çaktırmadan Justin'e vurdum. "Evet." dedi.
"Biz sizi rahatsız etmeyelim çocuklar hem bizim daha alacak çok şeyimiz var değil mi sevgilimm?"dedi Syd.
"Tabii ki hayatım." dedi Matt ve Sydney'in yanağını öptü.
"O zaman sonra görüşürüz." dedim, sarıldık. Matt ayrılmadan önce kulağıma "geç kalma" diye fısıldadı ve gittiler.
"Matt'le basketbol oynardık ve Syd hep çevremdeydi, ortak arkadaş mevzuları."dedi.
Kafamı salladım ve gülümsedim.
"Biz üçümüz aynı evde kalıyoruz. İstersen bir gün bize gelebilirsin. Yani misafir anlamında demek istedim." Tanrım yine saçmalamaya başlamıştım.
"Belki, belki gelirim." dedi ve göz kırptı.
Justin'in bana karşı olan ilgisi beni kendine çekiyordu. Ona tüm hayatımdan bahsetmek istiyordum. Eski anılarımızdan konuştuk ve şakalaşıp durduk. Saat ilerledi ve en sonunda ayaklandık. Yanında zaman çok hızlı ilerlemişti.
Arabaya bindik, o evime sürerken şarkılar hakkında konuşuyorduk.
"Justin bunu bildiğini sanmıyorum ama Matthew çok iyi şarkı yazıyor hatta kaydettiği şarkılar var. Sydney'in kuzeni Olivia'da bu işle uğraşıyor istersen sana düetlerini açabilirim ama aşık olmayacağına söz verirsen!"
Kahkaha attı ve konuştu. "Söz veremem ve çok merak ettim aç bakalım." Heyecanla şarkıyı açtım ve arkama yaslanıp dinledim.
Şarkı bittiğinde Justin'e döndüm. "Beğendim güzel olmuş." dedi.
"Bu şarkıya saplantılıyım!" diye bağırdım. Beraber güldük.
Evimin önüne geldiğimizde yüzüm düştü çünkü onunla hayal edebileceğimden fazla eğlenmiştim.
Ona sıkıca sarıldım ve kapımı açtım.
"Bugün için çok teşekkür ederim Justin." dedim ve el salladım.
"Tekrar buluşalım olur mu?" dediğinde yanaklarımın kızardığını hissettim. Umarım bunu görmemiştir diye söylenerek arabadan indim.
Camını indirdi "Söz veremem Bay Bieber." dedim.
"Sözünüzü alırım Bayan Baldwin."dedi.
Gülümsedi, gülümsedik, hayat bayram oldu!
Lafı daha fazla uzatmadan evime girdim. Yatağıma uzandığımda kapım büyük bir gürültüyle açıldı.
"NE OLDU BANA HER ŞEYİ TEKER TEKER ANLATIYORSUN!" diye bağıran bir Sydney'le karşı karşıyaydım.
"JOKER HAKKIMI KULLANIYORUM!" diye bağırdım.
"Lafı dolandırma hayatım ve bana olan biten her şeyi anlat."
"Of pekii." diye söylendim ve yaşanan her şeyi tekrar tekrar bana anlattırdı.
"Kızım Jus senden hoşlanıyor söylemedi deme!"
"Gerçekten mi? Syd gerçeği söyle! Tanrım ondan fazla hoşlanıyorum ama arkadaş gibi takıldık Syd bilemiyorum bana yardım et."
"Bu iyi değil mi aranıza bir sıcaklık girmiş. En yakın arkadaş olmak istemiyorsanız tavırlarını biraz daha flörte dönüştür hayatım tamam mı?"
"Evet haklısın öyle yapacağım."
"Hey, dur bekle! Bugün sizinle karşılaştığımız sıralarda gizlice sizi çektim. Şuna bak!!"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"TANRIM SYD YA GÖRSEYDİ OLAMAZ REZİL OLACAKTIK!" diye bağırdım.
"Sakin ol kızım ben bu işlerde profesyonel sayılırım ve görmediii!" Ona kahkaha attım sarıldık.
"İşte benim en iyi arkadaşım sen efsanesin!" dedim.
"Biliyorum biliyorum ve bir şey değiil hemen sana atıyorum." dedi ve fotoğrafı bana attı.
Biraz daha dedikodu yaptıktan sonra odamdan çıktı.
Yatağımda yayılıp Sydney'in gönderdiği fotoğrafı açtım ve inceledim. Aslında beraber fena değildik. Kötü olmadığımız kesindi ama mükemmel de sayılmazdık. Acele karar vermek istemiyordum çünkü erkekler değişkenler bunu biliyorum.
Mutlulukla yorganı üstüme çektim ve gözlerimi kapattım.
