Pazar günü bir şey olmadı, aslında Syd ve Matt partiye gittiler ama ben kafamı toparlamak istedim ve gitmedim. Sıkıntıyla yarın okulda ne yapacağımı düşünürken telefonuma bildirim geldi. Instagram'ı açtım ve Matt'in atmış olduğu yeni gönderiye göz gezdirdim. Şunlara bak fazla mutlular.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Gülümseyerek fotoğrafı yakından inceledim ve ofladım. Tanrım artık bende hayatımın bu bölümüne geçmek istiyorum diye düşündüm.
Telefonumu kapatıp masama bıraktım ve aşağı doğru inmeye başladım. Mutfağa gidip kendime kahve yaptım. Televizyonu açıp koltuğa oturdum ve keyifli bir şekilde kahve tv saatine başlamış bulundum.
Kendi kendime geçirdiğim iki saatten sonra canım o kadar sıkıldı ki televizyonu kapatıp yorgunlukla ölmeyi bekledim. Ne yazık ki bu gerçekleşmedi.
Sydney'in kuzeni Olivia mükemmel biri. Sık sık mesajlaşıyoruz ve ne zaman yeni şarkı çıkarsa önce bana atıyor. Galiba en büyük hayranı benim. Olivia'nın en son attığı şarkısı -Empty- sözleri gerçekten beni anlatıyordu. Televizyonu kapatıp şarkının sesini açtım ve şarkıya eşlik ettim.
But I'm empty inside, yeah I'm empty inside And I don't wanna live but I'm too scared to die Yeah I'm empty inside, I just don't feel alive And I don't wanna live but I'm too scared to die
Syd ve Matt gelene kadar bu şarkıyı binlerce kez dinledim. Matt içeri gelir germez bağırdı.
"Hey sen Olivia mı dinliyorsun, şarkılarım ağlıyor Hails.." kahkaha atıp ona sarıldım.
"Ağlama koca oğlan sen hâlâ favorimsin!" Saçlarımı karıştırdı ve güldü.
Syd siyah uzun saçlarını savurdu ve bana gülümsedi.
"Bu evde aşırı melankolik bir hava seziyorum kızım neler oluyor?" dedi.
"Melankoli falan yok bebeğim sadece takılıyordum." dedim.
"Ya ne demezsin. Ama ben seni havaya sokacak şeyi biliyoruum." diye bağırdı.
"Neymiş?" dedim.
"TABİİ Kİ PİZZA!" diye Matt ve Syd aynı anda bağırdı.
"İşte bu yüzden size aşığım çocuklar. Hadi sipariş edelim!"
Kahkahalarla pizzamızı yedik ve sonra geğirme yarışı yaptık. Tabii ki ben kazandım.
"Tanrım Hails bunu nasıl beceriyorsun? Galiba kusacağım." dedi Syd.
"Sen kralsın." dedi Matt.
"Sağolun çocuklar beni sizler var ettiniz!" dedim.
Etrafı toparlayıp film açtık ve izledik. Film bitince herkes odasına dağıldı.
