Bölüm 8

43.7K 2.1K 136
                                    

"Abla kime diyorum ya biraz da benimle ilgilenen..."

Susmayacağını anlayınca gözlerimi devirerek ona baktım. Ders çalıyorumdan ne anlıyor olabilirdi. "Selen görmüyor musun ders çalıyorum." Onunla aynı odada olmak bazen çekilmez bir hal alıyordu.

"Ablacım  saat on oldu. Yarın pazar bizimkiler de uyduğuna beraber abla kardeş film izlesek olmaz mı? Hem bak haftaya okuluma gideceğim bensiz tek başına  ne kadar çalışırsan çalış."

"Gideceğim  dediğin  yer Izmir buradan orasi bir saat falan  sende gelmiş  bana on saatlik yola gidecekmişsin gibi  konuşyorsun."

"Abla ya ne çok  naz yaptın. Benim arkadaşlarım  hep ergen onlarla  çok  fazla anlasamiyorum. Ne var bize kahve yapsan bende yanında  çikolata  soda falan çıkartıp bu geceyi abla kardeş  gecesi  yapsak."

"Başımın tatlı  belası, peki  yapalım." Selen oley diyerek  bana sarılmayı  çalışinca  cıvıma diyerek masadan  kalkmıştım. O konuşarak izlememiz için  yatağı  hazırlamaya  koyulmuş bende kahve için mutfağa  geçmiştim. Kahvelerimizi  yaparken  Selen koca bir kaseye  cipsleri doldurdu. Anlaşılan  bu gece hazımsızlıktan uyuyamayacaktim.

Kahveleri yaptıktan  sorna ışığı  kapatarak odamıza  geçip  kahveleri masaya  bırakmıştim. Işittigim  sesle birlikte  başımı  çevirerek yatakta oturan kardeşime baktım. Ağlıyor muydu? Hemen önüne  diz çökünce elindeki  kırık  tableti  gördüm.

"Selen ne oldu?" Yoksa  nasıl  oldu mu demeliydim. Selen burnunu  çekiştirerek tabletini bana gösterdi. "Izlemek için  film arayacaktım elimden düşüp  kırıldı. Abla babam görünce  bana çok  kızacak." Kardeşimin al yanaklarından öperek  ayağa  kalktim. Kendi  çekmecemden tabletimi çıkarına  kendimce gülmüştüm. Bu evde her ne alınırsa iki tane  alınırdı. Eğer  alınamıyorsa yalnızca  bir tane alıncak  güce  sahip olursak  o da alınmazdi.

"Bak aklıma  güzel  bir fikir geldi. Tabletlerimizin kılıflarını değiştirelim. Eğer  babam sorarsa da benim tabletimin kırıldığını söyleriz olur mu?"

"Peki sen yapacaksın?"

"Selen zaten ders çalışiyorum. Benim tablete ihtiyacım  yok. Lütfen  göz  yaşlarıni da sil senin bir ablan var. Senin ağlamana izin vermem."

"Canım ablam seni çok  seviyorum..."

Selen... Selen... Bağırırken gözlerim  açılıvermişti. Insan rüyasında ağlar mıydı? Ben ağlamıştım. Elimle yüzümü silmek isterken kolumun üstünde ağırlık hissettim. Başımı  eğdiğimde erkek  eli görmüştüm. O an nerde olduğumu idrak  ederek başımı  çevirdim.

Utanmaz! Arkama yatmış bu da yetmezmiş gibi beni sarmalamış. Onu itmeye hazırlanırken aklıma  yine Selen düştü. Ne karar  vermiştin Selda, her ne olursa olsun ona karşı  ılımlı  olacak ve intikamını alacaktın. Bu intikam  ateşi  onu da beni de kül edene kadar durmak yoktu.

Ateş uyandığımi fark etmiş  olmalıydı ki gözlerini  açtı.Bende gözümle kolunu işaret  edince kolunu üstümden  çekerek  oturma pozisyonuna geçti.

"Günaydın,  kendini nasıl hissediyorsun?" Sanki ölmüşüm de ruhum  düşmanımın evine musallat olmuş  gibi  hissediyordum. Cevap vermeden yattığım yerden kalktim.

"Günaydın... Lavaboyu kullanabilir miyim?"

"Tabi ki sormana hiç  gerek yok. Şurdan  ilerle hemen sol tarafta." Eliyle  işaret  ettiği  yere bakarak usulca  yürüdüm. O da arkamdan  hareketlendiginde arkama  bakmamaya özen  gösterdim.

İNTİKAM ATEŞ'İ 🚬 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin