"Geyirik beni neden çağırsın ki?"
"Birkaç işi varmış. Sana ihtiyacı varmış."
Hıçgıdık bana döndü.
"Git. Merak etme. İyi olucam. Hem Dişsiz yanıma gelicek."
"Ah! Doğru bide bizim beyefendi gelicekti!"
"Hıçgıdık!" derin bir iç çektim.
"Tamam, sen git. Ben iyi olacağım."
"Peki. Kendine dikkat et."
Bir süre gidişini izledim. Ve işime devam ettim. Eve girip arka kapıyı açtım. Dişsiz'in girmesi için. Arkamı dönüp bulaşıklarla ilgilenmeye başladığımda Dişsiz içeri girmişti.
"Merhaba oğlum. Hıçgıdık yine kriz geçirdi."
Birkaç sevimli ses çıkardı ve beni izlemeye devam etti. Bulaşıklarımı yıkamaya devam ettim. Kasıklarımdaki ince bir ağrıyla inledim. Son zaman zamanlarda sürekli oluyordu. Geçince işime devam ettim.
"Dişsiz. Üst kattan bana sepeti getirir misin?"
Temiz çamaşırları katlamam gerek. Bir süre gelmedi.
"Dişsiz? Dişsiz nerdesin?"
Merdivenler çıkarken daha fazla bir acı kasıklarımı buldu. İlk defa bu kadar sert bir sancım olmuştu. Beni iki büklüm edebilecek kadar fazlaydı. Tekrar kasıklarımı buldu. Belimden kasıklarıma doğru iniyordu. Yo, hayır. Acıyla karışık derin bir nefes aldım. Merdivene oturup karnımın üzerine kapandım.
"Dişsiz! Tanrılar, Dişsiz!"
Her tarafında çamaşırlar vardı. Beni öyle görünce sevimli hali gitti ve yerine şaşkın bir ifade takındı. Yanıma geldi hemen.
"Dişsiz! Koş ve Hıçgıdık'ı getir!"
Koşarak çıktı. Lanet olsun ben niye yanıma birini almadım ki?!
^Hıçgıdık^
Demir ocağındaydım ve Geyirik'in dün aldığım bıçağını arıyorduk. Emindim! Onu yerine koymuştum ama yoktu.
"Hadi Hıçgıdık efendi bulun bakalım!"
"Geyirik bağırıp durma burada bir yerdedir."
Ben tezgahlar arasında gezinirken Dişsiz telaşla yanıma geldi. Ah sonunda geldiler!
Bağırarak etrafta dönmeye başladı. Kesinlikle onunla konuşmayacaktım. Astrid ile konuşuyor ama beni arasına bile almıyor! Ne ironi ama!
Hala bana bağırıyordu.
"seni duymuyorum Dişsiz." Deyip başka şeylerle ilgilenmeye başladım. Kuyruğu olduğunu düşündüğüm şeyle kafama öyle sert vurdu ki! Hırşımla ona döndüm.
"DİŞSİZ! KES ŞUNU!"
Dibime kadar girdi ve suratıma doğru bağırmaya başladı. Ama duruşumu bozmadım.
"Seninle ilgilenmiyorum, ejderha!" dedim gözlerimi kısarak. Boş gözlerle bana baktı.
Ne olduğunu anlayamadan bacağımı ısırıp beni sürüklemeye başladı.
"DİŞSİZ! SANA DİYORUM! DİŞSİZ! KÖTÜ EJDERHA!"
Hızla beni sürüklüyordu ki bu canımı acayip yakıyordu çünkü yerde bildiğin sekiyordum.
"AH! AW! LANET OLASI PİSLİK YARATIK!"
Ağzıyla beni kaldırdı ve sertçe yere vurdu. Acıyla bağırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejderhanı Nasıl Eğitirsin
FanficYazılan bütün hikayeler ingilizce. Daha önce ejderhalar hakkında türkçe hikaye yazan olmadi. Bu yüzden ben ilk olucam :) Bu repligi bir yerden hatirladiniz :)