100.Bölüm

150 12 6
                                    

Tilki'nin Ağzından


  'Senin Tahir Bey ile aranda ne var ? Böyle birşeye onu kimse ikna edemezdi ?' diye sordu. Ve tabi ki Aylinin gözleri alev almıştı bile ama ondan daha çok ben alev almıştım. Bu ne biçim bir soruydu ? Ve kim olarak böyle bir soru sorma hakkını kendinde görüyordu ? 

'Kelimelerini dikkatli seç Burcu. Kızımın annesiyle konuşuyorsun.' dedim sinirle. Aylinin gözleri öfkeyle parlıyordu.

'Beni korumana gerek yok Tilki. Burcu hanım beni kendiyle karıştırdı. Çalışma arkadaşlarıyla kırıştırmak onun uzmanlık alanı benim değil. Tahir beyle de aramda bir şey yok Burcu hanım. Sizin aksinize ben işimle ilgileniyorum hepsi bu.' dedi ve salonu terk etti.

'Hah ben o niyetle söylemedim ki ki' dedi Burcu.

'Niyetin ne olursa olsun Aylinle böyle konuşamazsın.' dedim.

'Senin eski karın olduğu için mi ?' diye sordu.

'Hayır sözlerini hak etmediği için.' dedim.

'Bak ben kötü bir niyetle demedim. Sadece biliyorsun Tahir Beyi önceden tanıyorum ve o bu teklifi kabul edecek biri değildi.' dedi Burcu.

'Fikir güzel bir fikirdi hepsi bu. Uzatmayalım.' dedim ve bende çıktım. Aylinin odasına girdiğimde Mirayda oradaydı. Aylin ise kızımıza bi şeyler anlatmaya çalışıyordu ama Miray ısrarcıydı.

'Hanımlar konu nedir ?' diye sordum. İkisini bu halde izlemek bana keyif veriyordu.

'Küçük hanım lunaparka gitmek istiyor.' dedi Aylin.

'Gidelim.' dedim.

'Seninde bizle gelmeni istiyor.' dedi Aylin.

'Tamam.' dedim. Sorun neydi anlamıyordum. Bu konuda anlaşmıştık zaten.

'Yarın sabah önemli bir toplantın var. Kızımıza da söyledim. Bir sonraki akşam da gidebiliriz.' dedi Aylin. Mirayı kucağıma alıp kokusunu içime çektim.

'Çok mu istiyorsun bakalım lunaparka gitmeyi ?' diye sordum.

'Evet babacığım. Atlıkarıncaya binmek istiyorum.' dedi Miray. O böyle masum bakarken kim ona hayır diyebilirdi ki.

'Tamamdır o zaman gideriz ama sadece bir saat sonra benim biraz çalışmam lazım tamam mı ?' diye sordum.

'Kendi evinde mi çalışacaksın ?' diye sordu Miray üzgünce.

'Hayır söylediğim gibi bir süre sizinleyim kızım.' dedim. 

'Tamam o zaman siz işlerinizi bitirene kadar bende Ezgi ablayla oynayayım.' dedi ve odadan çıktı Miray.

'Onu fazla şımartıyorsun.' dedi Aylin.

'Mutlu olmasını istiyorum. Yeterince eksik hissediyor zaten.' dedim.

'Bu senin suçun değil.' dedi. Halbuki ikimiz de çok iyi biliyorduk benim suçum olduğunu. Yıllar önce yaptığım o hatadan sonra bir kere bile alkol almamıştım. Yine de yaptığımı bir türlü unutmuyor kendimi hiç affedemiyordum.

'İkimizde benim hatam olduğunu biliyoruz. Bilmiyorum belki sen unutabildin ama ben ömrümün sonuna kadar sana zarar verdiğimi unutamayacağım. Ve en çok neden korkuyorum biliyor musun ?' diye sordum.

'Neden ?' diye sordu. Ona bir adım yaklaştım artık daha yakındık.

'Bir gün Mirayın bana neden boşandınız diye sormasından korkuyorum. Ona bunu nasıl anlatırım bilmiyorum.' dedim. Aylin önce koluma dokundu destek olmak için sonra dayanamayıp hafifçe sarıldı.

'Birşey bilmesine gerek yok inan ki bende unuttum. Ona anlaşamadığımızı söylememiz yeterli.' dedi. 

'Babasının bir canavar olduğunu bilmesini sende istemezsin tabi.' dedim.

'Biz Miraya olanları anlatabilseydik de o seni canavar olarak görmezdi. Sen onun kahramanısın sana tapıyor.' dedi Aylin.

'Seni bıraktığımı dahası onu da bırakıp başkasına gideceğimi sanıyor. Küçücük kalbiyle bunu dert edinmiş. Onunda hayatını mahvettim ben.'  dedim.

'Yeter ama kendine gel. Hepimiz gayet iyiyiz ve ufacık kızımız dışarda bizi bekliyor. Babası onu lunaparka götürsün diye topla kendini de gidelim.' dedi Aylin. Açıkcası bana bağırması beni biraz kendime getirmişti. Geçmişi değiştiremezdim ama kızıma daha iyi bir gelecek verebilirdim.


Aylin'in Ağzından


Lunapark maceramız Tilkinin yarın sabah toplantısı olduğu için erken bitmişti. Yine de çok eğlenmiştik. Miray mutlu olunca bizde mutluyduk ve yine bir sürü fotoğraf çekilmiştik. Lunaparktan sonrada yemek yemiştik. Eve geldiğimizde de Tilki onu uyumaya götürmüştü. Bu gece baba kız birlikte uyuyacaklardı. Ben de biraz kafamı dinliyordum. Kafam yine çok karışmıştı. Tam herşey yoluna girdi derken aynı evde yaşamak yine dengemi bozmutu. Nasıl da sarılmıştım bugün Tilkiye öyle. Yine ona kapılıyordum işte.

'Uyumadın mı sen ?' diyen Tilkinin sesiyle irkildim.

'Şey uyku tutmadı sen neden kalktın ?' diye sordum.

'Uyku tutmadı. Bir sorun mu var ?' dedi yanıma otururken.

'Hayır sadece...bilmiyorum. Bu birlikte yaşama fikri beni biraz korkuyor.' dedim. Bana biraz daha yaklaştı  ve bana döndü.

'Seni korkutan ne ?' diye sordu.

'Ben daha herşeyi yeni yoluna koydum. Şimdi yeniden...nasıl desem ki.. ?' dedim.

'Yeniden aramızda bişey olmasından mı korkuyorsun ?' diye sordu.

'Daha çok yeniden kırılmaktan korkuyorum.' dedim.

'Ben her an korkuyorum. Sana zarar vermemek için boşandım ama yine bir aradayız işte. Ne kadar sana zarar vermek istemesem de yanındayken hep zararım dokunuyor sana. Deli gibi korkuyorum canını yakmaktan kalbini kırmaktan.' dedi. Sözlerinde ne kadar ciddi olduğunu görebiliyordum. Göz yaşlarımı daha fazla tutamadım.

'Daha kolay olur sanmıştım. Ben yapabilirim sanmıştım. Mirayı büyütebiliriz sanıştım ama olmuyor. Onun bu halini görünce dayanamıyorum.' dedim. Tilki beni kendine çekip sarıldı.

'Sakin ol atlatacağız. Bak Miray iki gündür ne kadar mutlu. Demek ki doktor tavsiyesi işe yarıyor. Doktor ne derse onu yaparsak sorun olmaz.' dedi hala bana sarılırken. Yavaşça kollarının arasından çıkmaya çalışırken burun buruna gelmiştik ve dudaklarıma bakıyordu. Öyle bakması şart mıydı ? Öpecek miydi şimdi beni ? Beni öpmesini istiyor muydum ki ? İstemiyordum tabi ki ! Son kalan duvarımı da yıkmasına izin veremezdim. O zaman neden bana yaklaşan dudaklarını durdumuyordum. Özledin çünkü aptal. Deli gibi özledin. Unuttuğunu sandın ama hiç bir yere gitmedi aşkın. Hep bu anı hayal etmedin mi ? Rüyalarına girmedi mi ? Al işte öpüyor seni senin istediğn gibi. Hatırladığım aynı tat. Dudaklarının baskısını arttırdığında tamamen kontrolümü yitirmiştim. Ellerimi boynuna dolamış ona karşılık veriyordum. Taa ki o sese kadar.

'Aaa Savaş amcam da Meltem halamı böyle öpüyor. Yoksa sizde mi evleneceksiniz ? ' diyen kızımızın sesi.


Herkes Bir Gün Gider Ama Aşk Hiç BitmezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin