"mızıkçılık yapıyorsun!" kumandayı uzun saçlı adama fırlattı Charlie. "sen çok mızıkçı bir adamsın Sam Winchester!"
Sam sırıtarak dosyaları kızın önündeki sehpaya yığdı. "öyleyim Bayan Bradbury. ve siz de çalışkan bir bayansınız."
sinirle soludu kız. "hastayım ben hasta, hastalara biraz saygın olsun!"
Dean elinde poşetlerle girdi içeri. "Sam çek pis dosyalarını Charlie'nin önünden bizim işimiz var."
Sam meydan okurcasına baktı abisine. "şu an bana lazım alamazsın."
Dean gözlerini yavaşça turtalardan kaldırarak ve tek kaşını usulca hareket ettirerek baktı Sammy'e. "hadi ya?" dedi sakince. tehlikeli bir sakinlikle.
"sürekli televizyon karşısında zaten, bu ona zararlı." kollarını bağladı. ona bir şey olacak diye ödü kopuyordu.
"ne ara tıpı bitirdin?" kızın yanına çöktü ve turta uzattı. "çok konuşma da kumandayı getir Sammy."
Sam televizyonun önüne geçti. "onu zehirlemeyi bırak Dean."
Dean her zamanki alaylı yüz ifadesine büründü. "oh, pekala. biz de senin lepiska saçlarını izleriz."
bu Charlie'yi kıkırdatmıştı. "hem dosyaları halledip hem televizyon izleyebilirim. işimden kovulmak istemem Deanna."
büyük olan homurdanırken küçük kardeş tekli koltuğa oturdu ve meyve suyunu yudumlamaya başladı. Charlie içemediği için ne kahve ne de bira girebiliyordu sığınağa. olağanüstü hal dahilinde, bunlar yasaktı. Dean her ne kadar memnun olmasa da.
birkaç saat sonra, Charlie dosyaların yarısından çoğunu bitirmişti, gizli gizli onu izleyen Sam'e döndü. "yetmez mi?"
"fazla bile. blöf yapıyordum çalışmana gerek yoktu." sırıttı ve dosyaları alıp başka bir yere taşıdı. Dean için bir battaniye getirip üzerine örttü. Charlie ise dizlerine yatmış adamın saçlarını oynuyordu. "biraz daha uzasın da öreyim, şimdi çok kısa." güldü sessizce.
"neden kendi saçını örmüyorsun?" dedi Sam eski koltuğuna oturduktan sonra.
"annem hep saçımı toplardı ve böyle daha güzel olduğunu söylerdi." dedi Dean'ın saçlarına bakmaya devam ederken. Sam'den ses çıkmayınca ona döndü. Sam hafifçe gülümsüyordu. "be-" Charlie gür bir kahkaha attı -Dean homurdanmıştı ama uyumaya devam ediyordu-. "buna inanmış olamazsın Bay Cricket." Sam gözlerini kıstı. Charlie devam etti. "şaka yapıyordum, annem hiç benim saçıma dokunmadı bile!" kıkırdadı, oysa deli gibi canı yanmıştı. "kendi saçımı örmek zor oluyor, kollarım ağrıyor, uğraşmak istemiyorum."
"ben örerim istersen." dedi Sam ona kızgın kalamayarak ve burukça gülümsemeye devan ederek. ne zamandan beri ergen kızlar gibi başını koluna yaslamıştı?
"sen ne anlarsın ki?"
"hey, o kadar da yeteneksiz değilim." başını kaldırdı. "hadi gel, hep sen örecek değilsin ya."
Charlie yavaşça Dean'ın kafasını dizlerinden çekti ve Sam'in önüne oturdu. Sam sessizce örmeye başladı.
"aslında biliyor musun, seni ilk gördüğümde-" kızın kafası öne düştü. Sam kalbine saplanan acıyla kızın kafasını kavrayıp kaldırdı ve burnundan akan kanı gördü. "Dean!" dedi gür çıkmasını umduğu sesiyle. Charlie'yi kucaklamaya çalıştı ama gücü yetmemişti.
"tamam, tamam. tuttum seni." Dean kızı kucakladı ve vakit kaybetmeden çıktı sığınaktan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SING A SONG ( sam winchester+charlie bradbury ) AND SONGS
Fanfiction" biz bir şarkıydık hiç yazılmamış hiç bestelenmemiş okunmasına izin verilmemiş tozlu bir rafta plak kutusunda çürüyen belki de hiç söylenmemiş sözler gibi hiç birbirine bakamamış aşıklar gibi sanki ayrı ve ırak gerçeklerden uzak " for beggs, actua...