Bölüm 16

560 69 69
                                    

*Jimin*

Önümdeki Seul manzarasına güzelliğiyle başımı döndüren Kim Taehyung eşlik ediyor ve beni bilinmeyen o hayal dünyasına çekiştirmekten geri kalmıyordu.

Tanrım gece boyu resmen parlamıştı. Buradaki tüm davetlilerin dikkatini çekmiş ve onu buradan kaçırmam gerektiği hissi beni terk etmemişti. 

Ayrıca uğraşmam gereken tek şey Taehyung'ın üzerindeki bakışlar değil gelmeleriyle herkesin diken üzerinde durmasına neden olan babalarımızda beni fazlasıyla germişti.

Tamam şu anlık her şey yolundaydı ama bunun böyle devam edeceğinin garantisini kimse veremezdi öyle değil mi ?

"Karıcım sence her şey fazla güzel değil mi ?" babamın milyonuncu kez annemle konuşma çabasına tanık oluyorsunuz.

"Evet. Fazlasıyla güzel. Benim oğullarımında böyle bir düğün töreni olabilirdi." annem tabi ki lafını sakınmamış masada bulunan Ji hyun teyzede ona katılmış ve konuşmaya başlamıştı.

"Sorma Ji Min-ah, benimde aklıma şimdi o geldi. Kendi oğullarımızın düğün törenine gitmeyişimizin burukluğu var içimde. Birileri sağ olsun." bunu söylerken Sang Yoon amcaya gönderdiği kötü bakışlarınıda eklemeyi unutmamıştı.

Ortamdaki gerginliğe birazda utanç eklenmişti çünkü babamlar resmen kızarıyorlardı. Bu kızgın oldukları için değil resmen utandıkları içindi. Eh, bunun farkına varmaları bile bir gelişmeydi bizim için.

Geldiğimizden beri konuşmayan ve babamların tarafına bile bakmayan abimler bir yere dikkat kesmiş ve şimdi o hasret kaldığımız gülümsemelerini göstererek bize dönmüşlerdi.

"Anne Dream'i tutabilir misin ? Biz bir kaç tanıdık gördük onlara selam verelim ayıp olmasın." abimler Dream'i annemlere vermiş arkadaşlarının yanına adımlamaya başlamışlardı.

Annemin kucağındaki Dream sürekli babamın ve Sang Yoon amcanın kaçamak bakışlarına maruz kalıyordu ama sevimliliğinin buna neden olduğunu adım gibi biliyordum.

İkisi de çocuklara dayanamazdı ve Dream onların torunlarıydı. Ona ekstra ilgili olmaları şaşırılacak bir konu değildi. 

Gururlarından ödün vermek istemiyorlar ama şimdi bakışlarını Dream'den kaçırmıyorlar ve gülümsemelerine engel olmak pahasına dudaklarını kilitlemiş o ilgili gözlerle Dream'i izlemeye devam ediyorlardı. 

Annemlerse bunun farkında olduklarından Dream'i öpücüğe boğuyor, sürekli onunla oynuyorlardı babamların inadına. Ne denir ki, korkulur bunlardan.

Beni şaşırtan diğer bir konuysa abimlerin sorun çıkarmadan babamlarla aynı masada oturmalarıydı. Bunu belkide Yoongi hyung ve Jungkook için yapıyorlardı ama sonuçta yapıyorlardı ve bu gerçekten çok önemliydi bizim için.

"Wow Taehyung ! Seni burada görmeyi bekliyordum ama bu şekilde değil. Tanrım nasıl daha fazla yakışıklı olmayı becerebilirsin ?" elbisesinin yarısını giyinmeyi unutan bu sarışın yabancı kızda kimdi böyle ?

Pekala Kim Taehyung, kimseye böyle gülmemen konusunda anlaşmalıydık. Tanrım bir de sarılmaya cüret ediyor !

"Ah, ben aynıyım seni sormalı. Neler yaptın son zamanlarda." senin o kayan ingilizceni yerim ama konu o değil. Elini kıracağım senin Kim Taehyung.

"Okula devam ediyorum ve bilirsin her şey aynı benim için. Bu arada, Abby hala seni soruyor ve iletişim kurma derdinde. Senden vazgeçmiş değil." bir dakika, ingilizce anladığımı biliyorsunuz değil mi ? Kahrolası Abby de kim ?

IMPASSE | vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin