Şirketten işittiğim azarla birlikte hongdae sokaklarında dolaşıyordum. Stajyer olmadan önce korenin ırkçı olduğunu duymuştum ama açıkçası bu kadarını da beklemiyordum. Elimden gelen herşeyi yaptığım halde sürekli azar işiten ben oluyordum. Bu sefer fazla ileri gidip yurda girmeme cezası vermişlerdi. Koreli olmadığım için kalabilecek yerim olmadığını biliyorlardı. Belki de bu yüzden bu cezayı almıştım. Yine de hayallerimden vazgeçemezdim.
Marketin birine girip ramen ve su aldım. Parayı ödedikten sonra zaten kimse olmadığı için sıcak su termosunun yanına oturdum.
Ramenimin olmasını beklerken dışarıya gözüm takıldı. Bu bir dans düellosuydu. Oldukça eğlenceli gözüküyordu. Kafamı dağıtmam gerekiyordu. Masadan kalkıp marketten çıktım.
Şarkıyı açtıklarında arada saçma bir şekilde zıplayıp duranlar sonunda çekildiğinde ben ortaya geçtim. Dans ederken gevşeyip rahatladığımı hissediyordum. Ben bunun için yaratılmıştım Sahnelerde parlamak, ışıklar altında herkesi etkilemek için. Yanımda dans eden benden uzun ve yüzü maskeyle kapalı olan çocuk diğerlerinden farklıydı. Bunu fiziksel olarak gösteremezdin ama hissedebilirdin.
Sıradaki müziği açacaklarında ortaya geçtim rakibimi bekliyordum.Sonra o geldi, uzun boylu çocuk.
Sokak dans düellosu karşılıklı güzel hareketler göstermek değil aslında uyum sağlama becerisini göstermek içindi. Rakibin dans eşin oluyordu ve daha önce hiç prova yapmadan birbirinize ve müziğe uyum sağlamaya çalışıyordunuz.
Ona hafifçe gülümseyip müziği açmaları için işaret verdim.
Dans bittiğinde etrafımızdaki izleyen kişi artmıştı hepsi alkışlıyordu.Gülümseyip partnerime döndüm.Fısılıtıyla;
-Hangi şirkette stajyersin?
-Stajyer mi?Hayır stajyer değilim.
Şaşkınca;
-Gerçekten eğitim almadan nasıl bu kadar iyi dans ediyorsun?
Gergince kafasını kaşıyıp;
-Aslında çıkış yaptık ama pek tanınan bir grup değiliz.
-En azından çıkış yapmışsınız benim şirketimin çıkış yaptıracağı bile belli değil.
-Yani durumumuz birbirinden farksız.
Onu onaylar anlamında kafamı salladım.
-Bu biraz garip olacak ama bir şeyler içmek ister misin?
-Aslına garip değil hoşuma gitti tek başıma içmeyi hiç sevmiyorum.
Maskesini indirip kaşlarını kaldırdı.
-Daha önce içtiğine emin misin?
-T tabi ki içtim
Meraklı gözlerle;
-Kaç yaşındasın sarışın?
-19
-Bir an 13 diyeceksin diye çok korktum
Gülümsediğinde geceye güneş doğmuş gibiydi o kadar parlak ve mutluluk saçıyordu.Gülümsemesine karşılık verirken;
-Artık gidiyor muyuz?
-Gidelim sarışın ama sarhoş olursan sana bakıcılık yapmam ona göre.
-Bir kere benim bünyem sağlamdır bakıcıya falan ihtiyacım yok.
******
Kafamda sanki jisoo unnienin tavuklarını yemişim de o da kafamı çekiçle ezmiş gibi bir ağrı vardı.Güneş ışığı da sağolsun gözümü delercesine beni uyandırmaya çalıştığı için sinirle yataktan sıçradım çünkü benim yatağım tek kişilikti ve üstü boştu ama kafamı hızla kaldırdığım için başımı çok sert bir şeye vuru tekrar huzurlu karanlığa kavuştum.
Koluma slime parmaklıyorlarmış gibi sürekli biri dokunuyordu.Sinirle tekrar gözlerimi açtığımda 7 tanımadığım adam ban bakıyordu.Tavşana benzeyen derin bir şekilde dışarı nefesi verip;
-Oh be öldü sanmıştım.
Anlamsızca ağrıyan kafamı tutup;
-Sizin bizim yurdumuzda ne işiniz var erkek stajyerleri buraya girmesi yasak.
Kocaman omuzlu ve bratz dudaklı çocuk;
-Asıl bizim bunu sana sormamız gerek
-Ne demek istiyorsun?
Bir yerden yüzü tanıdık gelen çocuk sıkıntıyla nefesini dışarıya üfledi;
-Kafasını çok sert vurduğundan hatırlamıyor galiba"ellerini gözümün önünde sallayıp kendini gösterdi"Beni hatırlıyor musun?
Yüzüne biraz daha baktıktan sonra hatırlamıştım dün dans ettiğim çocuktu.
-İyi dans eden çocuk.. Ama benim burada ne işim var?
-İçip sızınca bende seni yurduna bırakayım dedim ama yurda girmeme cezan varmış bende seni buraya getirdim. Şimdi bir an önce gitmen gerekiyor sabah kontrol yapı-
-Oda 6 kontrole!
-Şimdi sı**ık
