Kasım ayı sona erdiğinde Draco şimdiye kadar Sihir Bakanlığı'nda stajyerlik yapan en becerikli büyücü listesine girmişti. Hala daha etraftan kabullenmeyen bakışlara maruz kalsa da kimsenin onunla uğraşmaya cesareti yoktu. Üstelik işini o kadar mükemmel yapıyordu ki sınavda yeterli olmamasını dileyen bir sürü seherbaz vardı. Onun bekar olduğunu düşünen cadıların, işleri olmadığı halde seherbazlar katında dolanmak için bahane uydurmaları da cabasıydı. Draco, gördüğü ilginin Harry'yi deli ettiğini bilse de bu konu hakkında aralarında tek kelime bile etmemişlerdi. Draco özellikle konuşmak istemiyordu çünkü, sevgilisi kıskançlıktan sinirlendiği günlerde seks paha biçilmez derecede ateşli oluyordu.
Aralık bitmeye yaklaşmış ve Noel de artık çok uzak değilken Kid'le alakalı hala gelişme yoktu. Üstelik konunun üzerine de düşemiyorlardı. Muggle eşyalarının kötüye kullanımında çalışan sessiz, içine kapanık bir cadı ölü bulunmuştu. Britanya'nın merkezlerden uzak büyücü köylerinden hırsızlıklar, darp ve şüpheli tiplerle alakalı şikayetler geliyordu. Bu şikayetler özellikle Hogsmeade ve yakın sayılabilecek kasabalar da artınca güvenlik önlemleri arttırılmaya başlanmıştı. Ron bile devriyeye çıkıyordu.
Yılın bu zamanları Hogwarts öğrencileri kasabaya sık sık gittikleri için ailelerin endişesi de büyüyordu.~•~•
Hogsmeade'de devriye görevi aldığı gün Harry, yanında Colin'i almaya karar vermişti. Okul yıllarından beri ona olan hayranlığı hiç bitmeyen çocuk şu sıralar özellikle onunla zaman geçirmek için çırpınıyordu. Draco ile olan ilişkilerini açıkça yaşayamadıkları için evdeki saatlerinden çalmak istemeyen Harry ise, Colin ne kadar ısrar etse de eve çağırmamak için her türlü bahaneyi uyduruyordu.
"Keşke yanına fotoğraf makineni alsaydın." dedi ona Harry.
"Ne makinesi Harry?" diyen Colin affallamış halde baktı.
"Ne demek ne mak-" derken lafı, çığlıklarla ona doğru koşan Rose tarafından kesildi.
Harry kıza sarılıp Fred jr ve Roxxane'i sordu. Roxxane'in kar topu oynarken bir yere saklandığına emin olduğunu, Fred ise onlardan bir yıl üstte olduğu için onlarla takılmadığını anlatan Rose'u sakinleştirmek için başını sevdi.
"Rox'u şeker dükkanında aramayı dene. Ve köyün merkezinden ayrılmayın!" diye bağırdı, çünkü Rose çoktan koşmaya başlamıştı.
Arkasını döndüğünde Colin'in onaylamaz hatta tiksiniyormuş gibi Rose'u takip ettiğini gördü.
"Neyin var senin Colin?" diye sorduğunda çocuk birden normal haline döndü.
"Sadece bu kadar enerjiyi nereden buluyorlar bilmek isterdim. Son zamanlarda o kadar yorgunum ki." dedi genç seherbaz. Yere bakarak devam etti "Üstelik konuşacak pek kimsem de yok."
Harry bu sefer içlendi. Ona bu kadar değer veren iş ve okul arkadaşını suistimal ettiğini hissetti. Yaklaşan Noel'i düşündü.
"Noel'de ne yapacaksın?"
"Her zaman ki şeyler işte."
"O zaman bu yıl ailene gitme. Bu yıl herkes bende toplanıyor. Sen de gelirsin."
Harry'nin onu davet etmesi üzerine gözleri parladı.
~•~•
Yemekler yenmiş, sohbetler edilmiş ve hatta çocuklar yatağa gönderilmişti. Molly ve Arthur'da onlara göz kulak olmak için erken ayrılmışlardı.
Roxxane ve Rose'un yatmaya gitmeden önce saçlarını örmeye kalkıp beceremediği Hermione, artık karnı hafifçe şişmiş olan Luna ve çakırkeyif olduğu her halinden belli olan Angelina ağır bir nostalji dünyasına dalmışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Azkaban'dan Yankılanan Çığlık (Düzenleniyor)
Fanfiction[Tamamlandı](smut+fluff+action+drama!) Harry, Draco'nun da aynı şeyleri düşündüğünü asla tahmin etmeksizin adamı banyoya götürdü. Temiz kıyafetler ve havlular verdikten sonra şansını denemek istedi. "Yardım istemediğine emin misin?" dedi. Arsız bir...