Üniversite okumak için geldiğin bu ülkede başına gelmeyen kalmamıştı. İlk önce uçağa bindiğinde çantanı kaybedip küçük çaplı bir kriz atlatmıştın, daha sonra uçaktan inip Seul sokaklarında bavulunla bir başa dolaşırken burada tanıdığın ve o gece için kalmana izin veren arkadaşın tarafından evsiz bırakılmıştın bunun üzerine gece bir kaç sarhoşla ilgilenmen gerekmişti şu an ise saat sabah 4'e yaklaşıyordu ve sen hala Seul sokaklarında bir başınaydın. Yolda yürümekten artık sıkılmış ve yorulmuştun bu yüzden bir evin bahçesine girip geceyi orada daha güvenli bir şekilde geçirmeyi düşünmüştün. Kendince en güvenli olabilecek bir evin bahçesine girmiş, ne olur ne olmaz diye çoğu zaman yanında bulundurduğun yağmurluğunu üzerine örtmek için çıkartıp, çantanı yastık gibi yere fırlatıp yatmıştın. Uyumadan önce ise aklının bir köşesine aileni aramayı not etmiştin.
"Hey uyan!"
"Sana diyorum, uyan artık!"
"Neden benim bahçem, cidden anlam veremiyorum."Sabah bu şekilde uyandırılmayı bekliyordun hatta daha kötü bir uyandırma bile olabileceğini düşünmüştün.
"Aish.. Tamam tamam uyandım. Sakin ol."
"Ben sakinim."
Bu durumdan bir an önce kurtulmak için ona neden bu halde olduğunu anlatmaya başladın...
"İşte bu yüzden bende en güvenli seçeneğin bu olacağını düşündüm. Üzgünüm, sizi bu şekilde rahatsız etmek istemezdim."
"Ah şey.. Önemli değil, kötü birine benzemiyorsun."
"Teşekkür ederim.."
"Peki şimdi ne yapmayı planlıyorsun."
"Öğrencisin ve otele gidemezsin, pahalı olur bu senin için iyi olmaz.""Ne yapmam gerek bilmiyorum.. Galiba ucuz bir pansiyon bulmalıyım."
Siz konuşurken sen de çıkarttığın yağmurluğunu çoktan sırt çantana sıkıştırmıştın.
"Ben gerçekten özür dilerim. Elimde başka bir seçenek yoktu, cidden üzgünüm.."
"Önemli olmadığını söyledim, daha fazla üzülmene gerek yok."
Konuşmanız devam ederken sen çoktan sırt çantanı takmış ve birlikte bahçeden dışarı çıkmıştınız. Ona selam verirken tekrardan bir özür daha dilemiştin, arkanı dönüp giderken seni durduran kişi olmuştu.
"Pansiyon bulurum dedin ama bu da sana maddi yönden zarar verir. Benim bir fikrim var ama kabul eder misin bilmiyorum. Beni yanlış anlamanı istemem."
Söylediğine hem şaşırmış hem de anlam verememiştin. Ama bir yandan da içinde tatlı bir umut vardı.
"Fikriniz nedir?"
"Evimde tek başıma yaşıyorum, boş bir odam var ve hafta da bir ev işleri için ücret ödediğim bir şirket var."
"Bunlardan ne anlamamı istiyorsunuz?"
"Demek istediğim şu ki, boş odayı sana verebilirim, öğrenci olduğun için ücret istemiyorum ama bunun karşılığında ev işlerini yapmanı istiyorum."
.......
Haay evribadi!
Bir konuşma yapmak istemiyorum kwofelcmg.
Böyle bir işlere bulaşayım dedim sadece. Episode two yakın zamanda gelir, planım hafta da 2 bölüm atmak çünkü aceleye getirip saçma bir şey olsun istemiyorum.Haydi gudbay👋🏻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
|My Husband| \Sehun OC\
FanfictionYüce Oh Sehun ve sen~ Dikkatli ve emin bir şekilde Sehun'un kucağına yerleştin ve onunla konuşmaya başladın. "Sehunnie." "E-efendim be-bebeğim?" Onun bu şaşkın hali tebessüme sebep olmuştu. Arsız bir sesle birlikte ellerini gömleğinin düğmelerini...