Jimin'den
Bang-Pd'nin odasında toplandığımızda sadece yanımızda Yoongi hyung eksikti. Ona mesaj atmıştım ama görmemişti bile. Eun Hee'nin yanında olduğunu bildiğimden onları ne kadar rahatsız etmek istemesem de, şu an bulunduğumuz konum acildi. Bang-Pd hiç olmadığı kadar sinirli gözüküyordu. Onun bu halinden hepimiz ürkmüştük. En sonunda Bang-Pd'den izin alarak Yoongi'yi aramak adına odadan çıktım.
Telefon bir kaç kez çaldıktan sonra sonunda açılmıştı.''Efendim?'' dediğinde hiç beklemeden, durumu anlattım. Nefes nefese kalmıştım.
''Eun Hee'yi bırakamam üzgünüm. Beni idare edemez misiniz?''
''Hyung bunu yapabileceğimizi pek sanmıyorum. Hiç olmadığı kadar sinirli gözüküyordu ve sürekli seni soruyor.''
''Gelemem.''
''Gelmek zorundasın.''
''Eun Hee'yi bırakıp geleceğimi düşündün mü gerçekten?''
''Hyung, lütfen.''
''Jimin üzgünüm. Lütfen beni idare edin.'' dedikten sonra telefonu kapattı. Derin bir nefes alarak, Bang-Pd'nin odasına geri döndüm.
İçeri girdiğimde bir kaç saniyeliğine, gözler bana çevrilmişti. Üyeler meraklı bakışlarını bana sunarken, Bang-Pd hala sinir kusuyordu.
''Yoongi nerede?'' diye adeta kükrediğinde, irkilmiştim.
''Gelemeyecek.''
''Ne demek gelemeyecek!'' dediğinde ayaklanmıştı. Üyelerinde ne olduğunu anlamaz bir hali vardı.
''Eun Hee, çok hasta. Zor durumdalar.''
''Umrumda mı sanyorsun? Peki ya şirketimin irtibatı!''
Bu kadar acımasız olmanın nasıl bir duygu olduğunu merak ediyordum.
''Üzgünüm.'' dedim ve yerime oturdum.
''Yoongi'siz bir BTS nasıl olur?'' dediğine herkes Bang-Pd'ye anlamazca bakmıştı.
''Ne demek istiyorsunuz?"
''Onu, gruptan atsam nasıl olur?''
''Bunu yapamazsınız!'' diyerek söze atılan bu sefer, Hoseok hyung olmuştu.
''Onun olmadığı, yerde bizim de yerimiz yok.'' Diyen Taehyung'u herkes bir ağızdan onaylamıştı. Yoongi olmadığı sürece bizde yoktuk. Bangtan bir kişi eksilirse, diğer altı kişinin de orada işi yoktu.
''Tamam kimseyi gruptan atmayacağım. Bana en kısa sürede Yoongi'yi getirin. Çıkabilirsiniz.'' Birbirimize olan bağlılığımız onu saçma bir karar vermekten, geri döndürmüştü. Herkes homurdanarak odadan çıkarken, bense hala Yoongi'yi aramakla meşguldüm.
***
Yoongi'den
Jimin'den bir arama daha gelmesiyle gözlerimi deviridim. Ona gelemeyeceğimi söylediğimi hatırlıyordum.
''Ne var?''
''Hyung, işler kötüleşmeden gelip Bang- Pd ile konuşmalısın.''
''Hastaneye gelip Eun Hee'nin başında durur musunuz?''
''Elbette. Geliyoruz.'' dedi ve telefonu kapattı. En azından Eun Hee'yi emanet edeceğim güvenilir kişiler vardı.
Eun Hee'yi uyandırmadan alnına bir öpücük kondurdum ve yanağını okşadım.
''Seni seviyorum.'' diye mırıldandıktan sonra, odadan çıkmıştım.
***
Şirketin önüne geldiğimde, arabamı hızlıca park edip, içeri girdim. İçeride beni gülen yüzler karşılarken, herkese kısaca selam vermiştim. Bang-Pd'nin odasının önüne geldiğimde derin bir nefes aldım. Kapıyı çalma gereksinimi duymadan içeri girmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
First Love / M Y G
Fanfiction-yoongι ve eυn нee вιrвιrlerιnιn, ѕonѕυzlυğυ olмυşтυ- ❤❄ "Hayatıma bu kadar kısa sürede girip, bütün ruhumu nasıl ele geçirebildi?"