Sabahın erken saatleriyle uyandı Gren. Misafir odasının boğucu havasından kurtulmak için kendini pencereye attı hemen. Dışarıdan gelen temiz havayı kokladı ve bahçenin güzelliklerini izledi. Hayvanların koşuşturmasını gördü. Gümüş boynuz ve yavrusu çimler üstünde sekiyor, simsaklar koca kafalarını ağaç kovuklarına sokuyordular.
Gren bir süre onları izledikten sonra ağaçlıktan çıkıp gelen üç çocuğu gördü. Üçü de ufak ellerinde koca asalar tutuyordular.
Gren kendini hatırladı. İlk kez asayı tuttuğunda daha çok küçüktü. Ama bir süre sonra Natrador ona büyü yakalamayı öğrettiğinde kendi büyülerini yakalamaya başladı. Bir süre sonraysa ilk nadir bulunan büyüsünü yakalayınca koca bir "Aferin" almıştı.
O günü unutmamıştı. Büyü avlamak için ormana girmişti ve oradaki büyüleri bulmuştu teker teker. Fakat o sıra güçlü bir şey yakalamıştı. Gren onu zorla kontrol etti ve sonra bunun nadir bulunan bir ölüm büyüsü olduğunu gördü. Ve Natrador'a gösterdiğinde, epey sevinmiş ve ona :
"Aferin," demişti ve eklemişti, "Bu büyüyü kullanırken dikkatli ol. Birilerinin canını kötü yakarsın."
Gren o zaman anlamamıştı bunu ama şimdi iyi anlıyordu. Bu büyüyle iki arkadaşını öldürmüştü. Belki bir çok düşmanına karşı işine yaramıştı ama gene de bu büyüyü bulmamayı diledi o an. Ve pencereyi kapatıp yatağına döndü.
"Keşke," dedi. "Keşke hiç olmasaydı bunlar."
Gren bir süre öylece durduktan sonra kalkıp çantasını aldı. Gözü parşömenlere ilişti bir an. Onları da alıp çantasına yerleştirdi ve aşağı indi.
Kahvaltı sofrasına oturunca kendini geçmişte hissetmişti. Tıpkı eski göünlerdekiNatrador'a yaklaştı,
"Şey uyuya kalmışım."
Natrador ciddi bir ifadeyle,
"Önce Günaydın Devinder," dedi ve ardından gülümsedi. Karşılıklı gülüştüler. Diğer üç çocuk ise anlamsızca seyretti onları.
Gren gene hızlıydı, yemeği ilk bitiren o oldu. Yemek bitince Natrador'la ağaçların arasına daldılar.
"İksirler için ot toplamalıyım," dedi Natrador.
"Her zaman olduğu gibi," dedi Gren gülümseyerek.
Ağaçların arasından yavaş yavaş ilerlediler ve sonunda bir açıklıkta durdular. Natrador otları toparlamaya başladı. Gren ise onun yanı başında oturdu ve suskunca izledi bir süre.
"Natrador, elflere ne zaman gideceğiz."
Natrador dönüp baktı ve ardından işine devam ederek :
"Birkaç gün sonra çocuklar evlerine ziyaret için ayrılacak. O zaman birlikte gideriz."
"Peki Natrador, onlar bana yardım ederler mi?"
Natrador bir otu koparmak üzereyken durdu ve iç geçirerek,
"Bilmiyorum Gren. Ama eğer ellerinden gelirse, yardım edeceklerdir."
"Peki ya bilmiyorlarsa," dedi Gren umutsuzca.
Natrador ayağa kalktı ve başka bir ağacın dibindeki otlara yöneldi. Eğildi ve oradaki otları yolmaya başladı.
"Bilmiyorum Gren. O zaman düşünürüz ne yapacağımızı."
"Belki çok geç olur, değil mi? Çok geç olur ve ben ölürüm. Değil mi!" diye haykırdı Gren.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüm Melekleri
FantasyWattsy 2018 Gizli Cevher Ödülü Tüm dünyanın kaderi onun elindeydi. Ama bu sırada ölüm melekleri tarafından öldürülmemesi gerekiyordu... Gren daha yeni büyücülük okulunu bitirmiş genç bir büyücüyken onun ve dünyanın geçmişini saran karanlık Gren'i t...