Gren yarı uykulu halde gözlerini açtığında güneş gökyüzüne yükselmişti. Açık ve güneşli bir hava bekliyordu onu. Ayağa kalktı, havayı kokladı.
Bir süre orada öylece bekledikten sonra konağa dönüp, dönmemesi gerektiğini düşündü. Sonunda oranın tehlikeli olduğuna karar vererek orman elflerini aramaya karar verdi. Fakat onları nerede, nasıl bulacağını bilmiyordu.
Günün büyük bölümünde onları aramakla geçirdi. Ormanın her yerini ayrı ayrı gezdi, bir çok mağaraya girip çıktı ama hiç bir ize rastlayamadı.
Akşam üstüne doğru bir ağacın gölgesinde oturdu. Ağaçtan meyve topladı ve yazın son günlerini izledi. Meyveler açlığını biraz olsun dindirdi ama su bulamamıştı. Bu nedenle kendini kötü hissediyordu.
Ve güneşin son kolları da girince dağın ardına ; Gren daha tedbirli olmaya başladı. Ölüm melekleri tehlikesi tekrar başlamıştı.
Gren asasını çıkardı ve bir kaç gün önce yakaladığı ışık büyüsünü kullandı. Asadan çıkan bir ışık topu yükseldi ve ormanı aydınlattı.
Bu hafif ışık altında ilerledi ve saklanacak bir yer aramaya başladı. Artık elfleri bulmayı sabaha bırakmıştı. Ağaçların arasında yavaş adımlarla ilerlerken birden onu aydınlatan ışık söndü. Gren korkuyla etrafına bakındı. Asasını sıkıca kavradı. O an bir at kişnemesi işitti. Ardından karanlıktan Gümüş Boynuz çıktı.
"Gümüş boynuz," dedi Gren rahat bir nefes alarak. At kişnedi ; Gren atın tüylerini okşadı. Fakat eline gelen ıslaklıkla irkildi Gren.
"Bu garip sıvı!"
Tek boynuzlu ayakları üstüne çökerek düştü. Gümüş Boynuz ölmüştü. Gren korkuyla geriledi ama bir şeye çarpınca arkasını döndü ve ölüm meleklerinden biriyle yüz yüze olduğunu gördü.
Gren korkuyla diğer tarafa zıpladığında etrafını saran beş ölüm meleğiyle karşılaştı.
"Nasılsın Gren Devinder," dedi o an Lauren'in sesi karanlıktan. "Sana karşı iki yardımcı yetmeyince, üç tane daha çağırdım." Tiz bir kahkaha attı. Gren bu kahkahalardan git gide nefret ediyordu.
Asasını kaldırdı ve yere vurdu. O an etraf sallandı. Gren acı ve nefretle karanlıktan çıkan Lauren'i izledi.
"Yeter artık Gren, teslim ol!" dedi Lauren.
"Natrador, Gümüş Boynuz yetmedi mi!"
"Onlar ölümü hak etti Gren. Yanlış yaptılar. Tıpkı Treyny gibi onlarda öldüler!"
Gren yutkundu ve geriledi. Treyny'nin de öldüğünü duymak yüreğindeki nefreti körlemiş, aşkı yok etmişti sanki. Gren artık sadece nefretini hissediyordu.
"Lanet olsun sana. Sen iyilerden yana olamazsın!"
"Eğer söz konusu bütün insanların ve ölüm meleklerinin hayatıysa Gren;Bir iki insanın veya hayvanın lafı bile olmaz."
Gren şaşkınca Lauren'e bakıyor ; diğer meleklerse gizliden ona yaklaşıyordu. Gren asasını meleklere çevirerek,
"Geri çekilin, karışmam!" diye bağırdı. Melekler geriledi ; Lauren bir adım yaklaştı.
"Bütün dünyayla ne ilgisi var bunun," dedi Gren Lauren'e. Ne ilgisi var!"
"Sen hiçbir şey bilmiyorsun küçük aptal. Hiçbir şey."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüm Melekleri
FantasyWattsy 2018 Gizli Cevher Ödülü Tüm dünyanın kaderi onun elindeydi. Ama bu sırada ölüm melekleri tarafından öldürülmemesi gerekiyordu... Gren daha yeni büyücülük okulunu bitirmiş genç bir büyücüyken onun ve dünyanın geçmişini saran karanlık Gren'i t...