43. BÖLÜM

4.2K 178 51
                                    

~~MAYA'NIN AĞZINDAN~~

Minalar sürpriz için depoya gidince bizde eve geçtik. Bahçeye girdiğimiz anda bir çığlık sesi gelince Barış bir an durdu ve bana baktı
"Hayrişlerin evimiydi?"
"Yok ya başka yerden geldi"
"Bir baksak mı?"
"Hiç o topa girmeyelim, kazasız belasız girelim eve" dediğimde gülümsedi
"Mavimin uyarısından çıkmam diyorsun"
"Çıkmam tabii, kız müneccim gibi her dediği çıkıyor" dediğimde kahkaha attı ve beni kolunun altına aldı. Kapının önüne gelince çantamdan anahtarı çıkardım ve kapıyı açtım
"Geç bakalım"
"Önce bayanlar" diyince gülerek içeri girdim, çantamı girişe attıktan sonra kendimi de koltuklara bıraktım. Barış da kendini karşımdaki koltuğa bırakınca güldüm
"Biz bir gün evlenirsek işimiz var"
"Neden?"
"Sen üşengeç ben üşengeç" dediğimde güldü.
"Napacağız?"
"Canın mı sıkıldı?"
"Aynen ve açım"
"Ne yiyelim?"
"Şu Mina ile abime yaptığın sandiviçlerden varsa alabilirim mesela" diyince güldüm
"Var dolapta 4 tane getir ikisi sana ikisi bana"
"Aman sen kalkma yerinden" diyince güldüm. Mina umarım sandiviçleri beğenir gerçi aç karnına tadının nasıl olduğunu düşüneceğini bile sanmıyorum. Barış gelip sandiviçi uzatınca düşüncelerimden sıyrıldım
"Teşekkür ederim" dediğimde dil çıkarıp karşıma uzandı.
"Sandiviçleri yedikten sonra antreman yapalım mı seninle?"
"Yok kıyamam sana vurmaya başkasıyla yap sen" diyince sinsi bir şekilde gülümsedim. Birazcık kıskandırsam birşey olmaz herhalde değil mi?
"Aman iyi be, bizim salona gittiğimizde ordaki hocalarla yaparım. Genç bir hoca vardı bizim yaşlarda adamı görmen lazım kaç kere beni bile alt etti. Gider onunla antreman yaparım" dediğimde kaşlarını çattı
"Ne kadar genç?"
"Şu an 20lerinde falandır herhalde"
"Sizin şu salona bende geleyim tanışayım şu hocayla bir" diyince daha fazla dayanamadım ve kahkaha attım
"Sen benimle dalga mı geçiyorsun?" dediğinde gülmekten cevap veremedim
"Kıskandırmak için hemde?" dedi son lokmasını yutarken
"Ama yüz ifaden çok komikti"
"Bak sen, öyle mi küçük hanım?" derken üzerime geliyordu
"Gelme" desemde dinlemedi
"Ya Barış gelme"
"Sana diyorum" o gelmeye devam edince bir anda koltuktan fırlayıp kalktım ama sevgilimin uzun kollarını hesaba katmadığım için yakalanım
"Tamam birdaha yapamayacağım"
"Söz mü?"
"Söz değil ama yapmayacağım" dediğimde kahkaha atıp ellerini belimden çekti
"Gıcık" dediğimde gülümsedi
"Gıcık mıcık sevgilinim bir kere"
"Gıcık da desem, deli de desem, eşek de desem, öküz de desem benimsin" dediğimde güldü
"Öküz demişken acaba abimler ne yaptı?"
"Harbiden bacım abime öküz diyorda adamın içindeki romantik ortaya çıktı resmen"
"Öyledir abim"
"Umarım biraz olsun abine benziyorsundur" dediğimde kahkaha attı
"Belki de ondan daha romantik biriyimdir" diyince güldüm
"Göremedik"
"Sabret"
"Diyosun"
"Demiyeyim mi?"
"De madem" diyince güldük. Yemeklerimiz bitince Barış'a baktım
"Canım sıkılıyor"
"Benimde ne yapsak ki?"
"Film falan mı izlesek?"
"Ola-" dediği an telefonu çalınca susmak zorunda kaldı.
"Kim?"
"Amcam" dedi kaşları çatık birşekilde telefonu açtı
"Efendim amca?"
Bir süre amcası konuştu Barış ses çıkarmadan kaşları çatık bir şekilde dinledi
"Tamam sen abime birşey söyleme ben hallederim onun işi var bu gün"
"Boşver amca ben hallederim dedim. Rahatsız etmeyelim onu bu gün"
"Tamam mesaj at adresi giderim ben"
"Tamam görüşürüz" diyip telefonu kapattı ve bana baktı
"Benim gitmem lazım abim gelirse söylersin" dedi ve ayağa kalktı
"Nereye ya? Amcan ne dedi?"
"Ya bir alacak verecek meselesi varmış, abim olmayınca tahsilatı bana kaldı. Gidip onu alacağım"
"Bende gelsem?"
"Olmaz"
"Ya lütfen yanında geleyim hiçbir şeye karışmam"
"Güzelim sen gelip ne yapacaksın?"
"Geleyim işte lütfen canım sıkılıyor zaten geleyim"
"Abimler gelirse bizi bulamazlarsa merak ederler"
"Ya ararlar söyleriz" dediğimde pes etmiş bir şekilde başını salladı
"İyi hadi gel" diyince gülerek yerimden kalktım ve sarıldım
"Ya sen çok mu tatlısın?"
"He he bir de yağ çek" diyince kahkaha atıp yanağını öptüm
"Hadi hadi" dedi gülerek.
"Yürüyerek mi gidiyoruz?"
"Hayır taksiyle ama bana bak ciddi bir ortam olacak yavanlık yapmak yok" diyince kahkaha attım
"Tamam merak etme. Şey kavga çıkar mı?"
"Çıkmaz herhalde ama belli de olmaz neden?"
"Hiç"
"Mayaa"
"Bende seni çok seviyorum" dedim elini tutarken. Ne yani kavga çıksa da birlikte adam dövsek güzel olmaz mı?
Bence çok güzel olur. Barış taksi durağıyla konuşarak evden çıkarken bende ayakkabılarımı giyip kapıyı kilitledim. Barış kapıda beklerken yanına gittim
"Orada olay çıkarmak yok tamam mı kelebek? Sessizce bekleyeceksin"
"Ya onlar olay çıkarırsa?" dedim çocuksu ses tonumla
"O zaman karışabilirsin" diyince gülümsedim.
O değilde Mina özellikle belaya bulaşmamamızı söylemişti ve biz bile bile belaya gidiyoruz.
Yok be olay çıkmaz bence hem zaten gidip parayı alıp gelicez
"Ne düşünüyorsun?"
"Maviyle abim belaya bulaşmayın dedi biz belaya yürüyoruz" diyince güldü
"İçlerine doğmuş" dediğinde kahkaha attım
"Bak onu iyi hatırlattın küçükhanım ben Minaya ben yanındayım merak etme dedim şimdi bilerek gidiyoruz, ben sözünde durmadı dedirtmem sen gelme" dediğinde yüzüne ters ters baktım
"Yine yanımda olacaksın hem ben kendi zorumla geliyorum zaten"
"Ne yaparsam yapayım geliceksin değil mi?"
"Evet" dediğimde yüzünü düşürüp önüne döndü, bu sırada taksi gelince elimi tutup bahçenin kapısını kapattı ve taksiye bindik. Adama telefondan bir adres gösterip arkasına yaslanınca bende başımı omuzuna koydum. Yol boyunca ikimizinde sesi çıkmadı, arabadan inince ona baktım
"Huzursuzsun?"
"Olay çıkarsa diye düşünüyorum"
"Dövüşçü olduğumu unutuyorsun" dediğimde gülümsedi
"Ringde karşıdakinin elinde silah veya bıçak olmuyor diye biliyorum"
"Ring dışında da çok kavga ettim. Minayla veya tek başıma çok kişiyle başa çıktım korkma"
"İnşallah" dedi sıkıntılı bir şekilde. Sokağın başında kalabalık bir grup görünce Barış onların yanına ilerledi
"Bunlardan mı alacaksın parayı?"
"Hayır bunlar bizimle mekana gelicekler" diyince şaşkınca yüzüne baktım. Bu iş bitince amcasının ne iş yaptığını soracağım bir kenara yazın unutmayalım. Ulan 20 adamla ne mekanına gidiyoruz?
"Abi adamlar mekanda ama geleceğimizi bilmiyorlar" diyince Barış güldü
"Öğrensinler o zaman" diyip elimi sıkıca tutarak ilerideki bir dükkana doğru ilerlemeye başladı. Benim sevgilim çok mu cool yoksa bana mı öyle geliyor?
"Abi yengede mi gelicek?"
"Gelemezmiyim?"
"Yok yenge de yani kavga filan çıkar diye"
"Bakma çıtkırıldım durduğuna seni beni bile alt eder" dedi Barış gülerek. Dükkanın önüne gelince durdu
"Burası mı?"
"Evet" diyince içeri girdi
"Buyrun hoşgeldiniz" dedi bir adam köşeden, Barış adamı süzdükten sonra elimi bırakıp adama doğru ilerledi. Ben az önceki adamla birlikte olduğum yerde durmaya devam ettim
"Hiç de hoş geldiğimiz söylenemez"
"Oo Barış Bey kim hangi rüzgar attı sizi buraya? Bu ne sinir?"
"Amcama olan borcunu ödememişsin bu ay, hayırdır?"
"İşler kesat o yüzden gecikti bende bu gün amcana gidecektim, borcumu bitiriyorum"
"İyi seni zahmetten kurtardım desene" dedi ses tonu sakinleşmiş gibiydi
"Öyle oldu"
"Hadi parayı ver de gidelim artık"
Adam başını sallayıp kasadan parayı çıkarırken Barış'a baktı
"Otur bir çayımı iç"
"Saol, ben parayı alıp gideyim" dediğinde adam parayı sayıp eline koydu. Barış da parayı saydıktan sonra adama elini uzattı
"Bir daha böyle bir konuda görüşmemek üzere" dedi gülerek
"Başka konular olursa tekrar beklerim" dedi adam da aynı tonda. Barış parayı cebine koyup yanıma geldi ve elimi tuttu
"Hadi gidelim" diyince sesimi çıkarmadan peşinden yürüdüm
"Amcana mı gidiyoruz?"
"Evet, Halit Çakır ile tanışmaya hazırmısın?"
"Hazır değilim şu tipime baksana bir" dediğimde güldü
"Ben eve gideyim sen amcana uğra sonra gel"
"Yok olmaz kavga çıkar diye buraya kadar geliyorsan, amcamla tanışmaya da geliceksin"
"Ya amaa"
"Hadi küçük hanım geliyorsun" dediğinde sinirle baktım
"Küçük hanım ne ya?"
"1.55 boyunla ne deseydim?"
"Pislik" dediğimde güldü
"Prenses desem olur mu ki?" dedi gönlümü almak istercesine
"Oluur" dediğimde gülümsedi
"Ulan bu arabaları nereye bıraktınız?!"
"Sokağın başında abi"
"Niye?"
"Bilmiyorum amcanız öyle istedi"
"Barış" dedim elini sıkarak
"Söyle güzelim"
"Amcan ne iş yapıyor?"
"Derken?"
"Ne bileyim böyle korumalarınız var, tahsilata falan gidiyorsun, birilerinin amcana borcu var" dedim soru sorarcasına ona baktım
"Amcamın fabrikaları var farklı şehirlerde ve iş yaptığı kişiler de amcama güvenir para ihtiyacı olursa ondan borç alır aydan aya öder, ödeme gecikirse abim veya ben yada ikimiz birden gider adamlarla görüşürüz"
"Haa bende mafya falan sandım" diyince güldü
"Açık sözlü sevgilim" dediğinde gülümsedim
"Sence amcası mafya olan birine benziyormuyum?"
"Amcası mafya olan biri nasıl olur ki?" dediğimde güldü
"Maya Allah aşkına kahkaha atmamak için zor tutuyorum kendimi, şurada bir ağırlığım var zorlama" diyince güldüm.
"Neyse sonuçta amcan kötü biri değilmiş"
"Değil Maya merak etme aksine çok eğlenceli bir insan iyi anlaşacaksınız"
"Hadi bakalım" dediğimde arabaların olduğu kısma geldiğimizi gördüm.
"Anahtarları versene" dedi Barış yanındaki adama
"Olmaz amcanız sizin kesinlikle kullanmamanızı istedi. Ehliyet sınavına henüz girmediniz"
"Haydaa" dedi sinirli bir şekilde, bu arada anahtarı vermeyen adam arka koltuğun kapısını açtı oturmam için
"Teşekkür ederim"
"Görevim yenge" diyimce gülümseyerek arabaya bindim. Barışın arkadaşlarının veya tanıdıklarının bana yenge demesi neden hoşuma gidiyor ki?
Barış yanıma oturunca başımı omuzuna yasladım.

Bela İkiliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin