0.3

1K 53 3
                                    

Alıcı: Hwa.Joe@gmail.com
Mesaj: Merhaba Hwa Joe. Yeni üyemiz olduğun için bütün üyeler çok memnun. Seninle iyi anlaşacağımıza eminim. Bu arada unutmadan yarın saat 15.30 gibi şirkete gelmelisin. Çünkü senin için tüm üyeler olarak bir yemek yiyeceğiz. Tabi Suga hyung uyumazsa bütün üyeler...
  -TaeTae

Alıcı: **********
Mesaj: Sana da merhaba Tae~ Ben de iyi anlaşacağımıza eminim. Yarın söylediğin saatte orada olacağım. Hepinizi anlatamayacağım kadar çok seviyorum...

Az önce biasımla yaptığım konuşma kalbimi durdurmasına neden olduğu için tüm algılarım kapandı ve düşünme yetinim şuanlık kapandı.

Perdenin arasından sıyrılıp gözüme siper eden güneş ışınlarıyla, sabah olduğunun ancak farkına varabildim. Ayaklanıp banyoya adımladım. Elimi yüzümü güzelce yıkadıktan sonra duş alıp, saçımı düzelleştirip bakım yağı sürdüm. Sade kıyafetler giyip, kahvaltı yapmak için her zamanki gibi dışarı çıktım. Devamlı müşterisi olduğum kafeye girip kahvaltı menüsü istedim. Önüme gelen kahvaltılıklar ve çayla sırıtmadan edemiyordum açıkçası. Tam yemeye başlayacakken gelen meseja kısaca bir sövüp ekranı açtım.

Bilinmeyen Numara;
Merhaba Hwa Joe~ Ne yapıyorsun bakalım?

Hwa Joe;
Pardon çıkaramadım. Numaranız da kayıtlı değil, kimsiniz?

Bilinmeyen Numara;
Ah tabi, adımı söylemeyi unutmuşum kusura bakma. Jungkook ben. Biliyorsun zaten hangi Jungkook olduğumu :)

Hwa Joe;
Tabi ki tanıyorum Jungkookㅋㅋㅋ
Sizin şirketin aşağısındaki sokakta bir kafe var. Adı Seul Star Cafe. Orada kahvaltı yapıyorum. Sen ne yapıyorsun?

Jungkookie~;
Hım iyiymiş. Ben de şuan hyunglarıma senin yanına gelmeyi söylemeyi planlıyorum.

Hwa Joe;
İyiymiş ㅋㅋㅋ

Jungkookie~;
Söyledim kabul ettiler ㅋㅋㅋㅋ
Kahvaltına başlama bizi bekle~ :))

Hwa Joe;
Bekliyorum Kookie~

Sanırım artık böyle mesajlaşmalara falan alışmaya başladım.

Yarım saatlik beklemenin ardından kapıda yedi maskeli adamın belirmesiyle kalbim iyice hızlandı. Beni görüp yanıma geldiler ve ayağa kalkıp hepsiyle sarıldım.

RM: Merhaba Hwa Joe. Seninle tanışmayı çok istiyorduk. Ayrıca şimdi bizim sana nasıl yardımcı olacağımızdan da bahsetmeliyiz. Ha bu arada ilk önce seni tanıyalım lütfen.

Suga: Zorla uyandırılıp, sırf senin için buraya geldiğim için ilk soru sorma hakkı bende diye düşünüyorum.

V: Hyung, senin haksız olduğunu söylemeyi çok seviyorum ama dayak yemekten yoruldum...

Jimin: Ben bile Tae'nin dayak yerken attığı çığlıklardan yoruldum, seni düşünemiyorum bile TaeTae...

Suga: Sana hesabını sonra göstereceğim Tae... Neyse Joe'cim sen takma onları. O zaman soruyorum. Adın Korece fakat sen hiç Koreliye benzemiyorsun. Eğer Koreli değilsen nerelisin?

Ben: Evet benzemiyor olmam normal, çünkü ben Türküm.

Jimin: Oha! Cidden miiii???

Ben: Sakin ol ChimChim... Evet gerçekten Türküm :))

Jin: Biz Türkleri çok severiz. Gerçi sen ARMY'sin ve bunu biliyorsundur. Peki o zaman ben sorayım sorumu, yemek yapabiliyor musun?

Jhope: Hyung sorduğun soru mükemmel...

Jin: Dalga geçme, yemeğinin içine köpek maması dökerim!

Ben de dahil hepimiz kahkaha attık ve bende Jin'in sorduğu soruya cevap verdim.

Ben: Evet, özellikle de Türk yemeklerini çok güzel yaparım. Ortaokuldayken yani Türkiye'de olduğum dönemler aşçı kursuna falan gitmiştim.

Jin: Öyleyse Türk yemeklerini tatmak için sabırsızlanıyorummmm!

V: Başka sorusu olan yoksa kahvaltımızı yapalım mı? Dün Jin bana akşam yemeği vermedi zaten, midem kazınıyor :(

*************

Kahvaltı yapıp şirkete doğru yola koyulduk. BTS'in beni çalıştırması gerekiyordu.

Şirkete girip toplantı odasında toplandık. Ardından liderimiz konuşmaya başladı.

RM: Evet Hwa Joe, öncelikle yeni ailene hoş geldin. Eminim hepimiz çok iyi anlaşacağız. Zaten üyelerin sıcakkanlılığına güveniyorum, senin buraya kısa sürede alışmanı sağlayacağımızdan eminim, ve sende emin olabilirsin. Şimdi biraz bize kendinden bahset. Hobilerin, fobilerin, ilgilendiğin şeyler, gittiğin kurslar ve benzeri şeylerden bahset bize lütfen.

Ben: Adımı zaten biliyorsunuz. Fakat bu benim Kore'de kullandığım isim. Size aslen Türk olduğumu söyledim. Yani asıl adım Duru. Profosyonel dans eğitimi aldım, uzun yıllar boyunca. Zaten küçüklüğümden beridir şarkı söylüyordum ve etrafımdaki herkes sesimi beğenip bunu değerlendirmem gerektiğini söylerdi. Ben de dans eğitiminin yanında ses eğitimi de almaya başladım. Ayrıca sizin grup çıkış yaptığından beri, Kore fanı oldum ve bir sürü Kpop grubunun danslarını yapmaya başladım. Aslında kendime bir Youtube kanalı açıp dans videolarımı yüklemeyi düşünüyordum fakat cesaret edemedim. Ha bu arada resim de oldukça yeteneğim var. Çizim yapmayı hep sevdim ve ortaokul dönemlerimde, ücretsiz olan bir resim kursuna yazıldım. Hobilerim; müzik dinlemek, şarkı söylemek, söz yazmak, kitap okumak, resim çizmek, dans etmek. Fobilerim ise böcekler. Ve en korktuğum şeyler yalnızlık ve karanlık. Kendimi bildim bileli yalnızlıktan hep korkmuşumdur. Neyse, anlatacaklarım bu kadar. Sizin de sorularınız varsa cevaplayabilirim.

V: Daha ne soralım ki? Az önce hayat hikayeni anlattın...

Hepimiz güldük ve ardından Namjoon yeniden konuştu.

RM: Seni biraz daha tanıdığımza göre ben hepinizin görevlerini vereceğim. Jungkook ve Jimin, siz ses eğitimi vereceksiniz. Hoseok, sen de dans eğitimi. Suga ve ben, rap konusunda yardımcı olacağız. Jin'de ortama alışmana ve çevreyi öğrenmende yardımcı olacak. Şuanlık başka bir şey yok. Öyleyse hadi yurda gidebiliriz. Ha bu arada Duru, senin için yeni bir oda yaptırdılar haberin olsun.

JK: Vay be, benim için yatak örtüsü bile almıyorlar...

JM: Kendine gel Kookie~ Sen maknae'sin ve laf edemezsin büyüklerinin yanında.

Bunu espriyle söyleyince hepimiz kahkaha attık.

JK: Senden küçüğüm ama senden uzunum hyung. Bizi tanımayan biri görse seni kardeşim sanacak.

Jin: Kookie seni fazla mı şımarttık? Dur şimdi Türk anne rolüne bürünücem... "GALK GIZ SOĞAN DOĞRA!" bu arada bunun anlamı ne Duru?

Anlamını söylediğimde hepimiz gülmekten yerlere yattık resmen.

Suga: Bu arada Türkçe küfür biliyor musun?

Ben: Suga, ben bir Türküm... Ve biz de küfür bitmez, biterse de yaratıcılık başlar.

Suga: Öyleyse bana küfür olmayan yaratıcı bir şey söyle?

Ben: Hımm, "Ebeni çaprazlarım" mesela? İçinde küfür yok ama küfür anlamı taşıyor.

Suga: Anlamını sormayacağım. Ve kimse araştırmasın çünkü hepinize bunu söyleyeceğim.

Ben: Bunu yapmasan mı?

Yine salonda kahkahalarımız yankılanıyordu. Özellikle de Jin'in hıçkırır gibi attığı kahkahalar...

Yeni Üye 《~BTS~》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin