Hayatınızda önemsemediğiniz ufak şeylerin neyi değiştireceğini bilemezsiniz. Verdiğiniz kararlar, inançlarınız, umursadıklarınız ve asla aklınızın ucundan bile geçmeyen şeyler sizin hayatınıza yön verebilir. İzleyici ya da oyuncu olmak bazen sizin kontrolünüzdeyken bazen de tamamen 'başkalarının' denetiminde olur.
•••••••••••••••••••••••••••••••••••••
Sabahlara içi enerji dolu olarak uyanan insanlara gıptayla bakmayı alışkanlık haline getirmişken yine aynı huysuzluğumla gözümü açmıştım. Sıradan ve hiçbir değişikliğe yer vermediğim hayatımda yine klasik bir uyanış ve ayaklarımı sürüyerek banyoya geçiş törenini başarıyla tamamladım. Bugün saçlarımı sevmiştim. Evet belki de iyi bir gün olabilirdi. Hani şu dileklerimin gerçekleşme olasılığının yüksek olduğu günlerden biri. Sonuçta birkaç kez gerçekleşmişti ya tekrarlanamazmıydı ?
2 hafta önce,
İçerdeki kalabalığın sebebini bir ya da iki saniyeliğine anlayamamıştım. Yanımdaki kişinin yüzünü karanlıktan ayırt edemeyecek kadar sarhoştum. Asıl soru benim burada onun yanında ne yaptığımdı. Tam o sırada gözlerini açtığını ve gülümsediğini fark ettim. Tamamen olaylardan uzaklaşmış bir şekilde onu incelerken bakışlarımdan anlamış olmalı ki o meşhur soruyu sordu.
"Neler olduğunu hatırlıyor musun ?" Güzel. Hiçbir fikrim yoktu ve bunu sesli söyleme cesaretini bulamayınca omuz silkmeyle yetindim. Ve o da aynı hareketi yaparken yavaşça doğrulup gitti.
En son arabaya yaslandığımı ve bir yıldızın kaydığını hatırlıyorum. Dileğim ise 'Yaklaşan kişi lütfen Aras olsun ve öyle şeyler yaşayalım ki içinde bulunduğum bu boktan anları unutayım.'
Bu kadar saçma bir dileğin en saçma şekilde gerçek olacağını nereden bilebilirdim ki...
Günümüz,
Havuz partisinden beri dışarıya çıkmamıştım ve hala hiçbirşey hatırlamıyordum. Olabilecek en yavaş şekilde dişlerimi fırçaladıktan sonra pizza dilimli pijamamdan kurtuldum ve dışarıya çıkmaya yeterince uygun birşeyler üstüme geçirdikten sonra kapıdan adeta süzülerek sıvıştım.
"Merhaba Gizay." Hadi ama yıldız falan kaymadı Aras sen nereden fırladın böyle ?
"Merhaba." Patenlerimin üstündeydim, karşımda Aras vardı ve ben her an devrilebilirdim. Keşke şu durumu düzeltebilecek bir yıldız kaysaydı. Bu durumu dilekler bile düzeltemez.
"Dudakların hala aynı." Ve yamuk sırıtışıyla ortaya çıkan tek gamze. Dudaklarıma giden bir el. Daha sonra ne ima etmeye çalıştığını anlayan ben. Ardından da ani bir düşüşle bir çuval dolusu rezil oluş.
"Hey sakarlıktan ödün vermenin zamanı gelmedi mi sence de ?" Sırıtma lanet olsun. Karşımda bu şekilde sırıtan bir Aras varken sakarlığımın üst düzeylerini yaşamam çok da ilginç değil.
"B-ben kalkayım. Ah. Tamam." Kalkmaya çalışırken kafamla yeni bir darbeye neden olmuştum hem de tam on ikiden Aras'ın kafasına.
"Sakin olur musun ? Tamam sorun yok elini uzat." Ufak bir destekle ayaklarımın üstünde yeniden durabildiğime sevinmiştim ve göz göze geldik. Anında bir kahkaha ve salak sırıtış. Ben neler yapıyorum böyle ?
"Nerede kalmıştık ?" Dudaklarıma yaklaşıyordu. "Dudakların... Hala.. Aynı..." Kısık sesle konuştuğunda neler yarattığını biliyor muydu acaba ? Elbette biliyordu.
"Keşke anlayabilseydim." Ve her şeyi mahvetmeyi yine tek cümlemle başarmıştım.
"Neler olduğunu hatırladığında, beni bul." Yanımdan uzaklaşırken bir dilek daha dilemiştim, bir yıldızın kayması için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pulsar
Novela JuvenilPulsarlar, yıldızların hayal dolu ışığı sayesinde görünen, gaz yığınlarının kalbi olan nötron yıldızlarıdır. - Dileklerle atmaya devam eden bir kalp gibi - Uzaktan bir bakış, farkında olunmayan hisler ve sebepsiz umutlar... Aşk denilen his yığının y...