Flora odadan çıkıp Scarlett’ın gözetimin de koridora girdiğinde Jarret sıkıntıyla gözlerini Teodor’a dikti. Liderlerinin gözünün içine bakan tek kişi olmadığının da farkındaydı, Anya, Brack ve Darren’ın da bakışları Teodor’un üzerindeydi. Teodor sıkıntıyla yerinde kıpırdanırken eli sakallarına gitti Flora’nın gelişi herkesi tehlikeye sokuyordu ama bu saatten sonra geri dönüş imkânsızdı. Grupta ki tek sakin kişi Brack ayağa kalkıp Teodor’un yanına gitti.
“Bu kadar sıkıntıya gerek yok kızla ben ilgilenirim.”
Teodor gözlerini kısmış adama bakarken anlamamış gibi yapmayı tercih etti, az önce kendi ırkından birini öldürmekten bahsetmemiş gibi sakince yardımcısına baktı.
“Ne demek istiyorsun?”
Anya da aynı hızla öne atıldı, uzun siyah saçları arkasında sımsıkı toplanmış alnının hemen üstündeki saç dipleri gerginleşmişti. Yürüdükçe at kuyruğu yapılmış düz siyah saçları sırtını döverken aynı derece de siyah gözüken gözleri odada ki tüm erkekleri tarıyordu her an bir tehlike gelecekmiş halinde tetikte bekleyen kız Brack’in sözleriyle yerinden kalkıp Teodor’a doğru yaklaştı normalde liderlerine hiçbir zaman bu kadar yakın durmazdı.
“Bu fikre katılmıyorum efendim Flora bir vampir Dünya’da ki sayılı vampirlerden biri, bizden biri herkesin gözünün onun üstünde olması bu gerçeği değiştirmiyor.”
Teodor kızın karşısına dikilmesine şaşırsa da aynı oranda rahatsız oldu, Anya’nın Teodor’a bu denli yaklaşmaması gerekiyordu, Tanrı şahit bu zamana kadar Anya ve ailesinden tek bir fiziksel ya da sözel bir saldırı gelmemişti ama onun ailesinin liderin ailesine yaklaşması hoş karşılanmıyordu Jarret Anya’nın yanına gelerek eşini kolundan tutarak geri çekti. Teodor’a bu kadar yakınlaştığını gören Brack’se kıstığı gözlerini tehlikeli denebilecek bakışlarla Anya’ya yöneltmişti. Bir an da değişen havayı fark eden Teodor elini uzatarak herkesi sakinleştirmeye çalışır bir vaziyette ayağa kalktı.
“Haklısın Anya ırkımızı öldürürken her zaman iki defa düşündüğümü bilirsin aynı ayrıcalığı sizin aileniz için de göstermiştim her ne kadar bunu kullanamasanız da neyse konumuz bu değil. Konu şu an koridorlarımız da gezen evcil Flora. Bu kızı öldürmek gibi bir niyetim yok ama tüm Dünya’nın gözü bu kızın üzerinde onu yerleşkeye alamam.”
Teodor imkânların kısıtlığı karşısında sıkıntıyla içini çekti tekrar gösterişli sandalyesine otururken Brack hemen sağ tarafına geçerek adamı göz hapsinde tutuyordu, sanki Anya 1.60’lık boyu elli beş kiloluk vücuduyla oda da ki üç erkeği geçip Teodor’a saldırabilirmiş gibi. Zaten böyle bir niyeti olmayan kız Jarret’ın adımlarına uyarak gerilediğin de Teodor da eliyle çenesini sıvazlamaya devam etti.
“Ama bir konu da Anya’da haklı sebepsiz yere bu kızın kanına giremem.”
Brack ifadesiz bakışlarla kollarını masaya yaslarken Teodor Jarret’a döndü.
“Sen ne diyorsun Jarret?”
Jarret Anya’nın kolunu bırakmayarak kapıya yakın bir yerde gruptan olabildiğince uzak duruyordu toplu evlilik yemininde Anya ile evlendiğinden beri öyle yada böyle sorun çıkaran kız ve ailesinden bunalmış olan adam Anya’yı arkasına doğru çekerek Teodor’a döndü.
“Lider olurken yemin etmiştin Teodor sebepsiz yere Dünya’da ki vampirlerin kanına girmeyeceğine dair şimdi bu evcili bu şekilde öldüremezsin.”
Jarret’ın tamamlanmayan sözlerini oda da ki herkes zihninde tamamlamıştı Teodor bu kızın ölüm fermanını vererek aslında kendi liderliğini de tehlikeye atıyordu. Her ne kadar arkadaş olsalar da lider olduktan sonra araya mesafeyi koyan grup Teodor’a yalnızca bakarak cümlelerini aktardı. Darren ise yaslandığı pervazdan doğrulurken Jarret’ın sözlerini tamamlayarak liderine döndü.
“Eğer öldürürsen senin liderliğini tanımayan bir grup verdiğin yemini tutmadığını iddia ederek seni indirecek Teo. Bizim senin yanında olmamız iyi bir şey olsa da yetmeyeceğini biliyorsun Federov ailesi senin karşındayken hiçbir zaman eşit olmayacağız.”
Brack’in aksine kuralları olabildiğince zorlayan lider olduktan sonra bile kendisine Teo diye seslenebilen tek kişi olan Darren sözlerinde haklı ve rahattı. Teodor’un gözünün önüne oğlu ve kızları gelince sabırsızca iç çekti kendi liderliğinin düşmesi demek tüm ailesinin kanının akıtılacağı anlamına geliyordu. Bakışlarını Darren’e çevirdiğinde adamı kollarını göğsünde kavuşturmuş, bakışlarıyla kendisine bakarken buldu.
“Ne yapmamı öneriyorsun? Kızı öylece yerleşkeye mi alayım Dünya’nın gözü kulağı bu evcil de.”
Darren elini ensesine koymuş düşünürken bir an durup omuz silkti.
“Yapman gereken şey basit aslında kızı öldürmeyeceğini duyur hatta tüm yerleşkeyi toplayıp kendi reklamını yap. Yemininin her şeyden önce geldiğini verdiğin sözleri tutacağını söyleyerek herkesi onu öldürmeyeceğine ikna et. Sonrasında birkaç gün sonra da kızın bir yanlış yapmasını sağlayıp uygun bir şekilde öldürt ve insanların arasına geri yolla. Eminim onu buraya getirirken her tehlikeden bahsetmişlerdir olay devlet örgütlerinin üstüne kalır hem de verdiğin sözleri tutmuş olursun.”
Darren’in sözlerini bir süre düşünen Teodor planı mantıklı bulsa da bir yerde açık veriyordu ve planda insanı rahatsız eden bir şey vardı. Sanki çok… basitti. Bu kadar basit bir planın falso vereceğini düşünen Teodor hem kendi ırkının hem de insanların arasında kalacağını fark etmişti, riskli bir işti iki düşmanla muhatap olacağına tek tarafı yeğlerdi. Dudakları tek bir çizgi haline geldiğinde bakışlarını odadakilerin üstünden çekip pencereden dışarıya döndü. Düşünürken üst dudağının dişleyen Teodor daha yeni lider olmuşken başına gelen bu duruma lanetler okuyordu Perimelis cehenneminden buraya gelen evcil içinse buraya adım attığından beri infaz kararı vermek istiyordu elini kolunu bağlayan kadere nefret ederek dudaklarını dişlemeye devam etti. Elinde ki en iyi planın bu olduğunu anladığında oda da ki sessizliği bozarak ayağa kalktı.
“Yerleşke bahçesini yarın için hazırlayın, Darren’in planını uygulayacağız.”
Yazan: Sercan ÇİFTÇİ