Her Zerresine Aşıktım...

11 1 0
                                    

Artık ağlamamam gerektiğine karar verdim. Fırat la konuşmalıydım. Ona haber verdim ve bir gününü boşaltıp bana ayırmasını istedim.

Buluşmamız her zamankinden güzel olmalıydı. Her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşündüm. Ona sevdiği cupcakelerden yapacağım. Sahilde sadece ikimiz başbaşa bir gün geçireceğiz. Asıl önemli olan ne giyeceğimdi? Anneme uzun bir yalvarıştan sonra kıyafet almaya ikna ettim. En yakın arkadaşım Ece ile alışverişe çıktık. Mini salaş kot etek üstüne de gri Los Angeles yazan kısa bol bir tişört aldım. Ece her ne kadar elbise almam konusunda ısrar ettiyse de ben bunları aldım. Çünkü bu tarz giyinmeyi seviyorum.

Buluşma günü geldi çattı. Aşırı heyecanlıydım. Saat 11 de buluşacaktık. Saat 9da hazırlanmaya başladım. Önce bir güzel duşumu aldım. Saçlarımı kurutup giyinmeye başladım. Once eteğimi giydim daha sonra tişörtümü. Dizimin üstüne kadar siyah çorabımı çektim. Saçlarıma maşayla doğal dalgalıymış gibi bir hava verdim. Sıra makyajımdaydı. Hafif ama gölgeli bir göz makyajı yaptım. Toz pembe ve dudaklara ıslak görünümü veren bir ruj sürdüm. Son olarak pudramı sürerek makyajımı tamamladım. Fıratla beraber seçtiğimiz parfümü üstüme boca ettim. Siyah botlarımı ayağıma geçirdim. Kahverengi sırt çantamı alıp mutfağa koştum. Cupcakeleri bir saklama kabına koyup çantama attım. Evden çıkıp sahile doğru yola koyuldum. Saatime baktım.  Daha vakit vardı. Yürüyerek sahile geldim. Gözlerim Fırat ı aradı. Ama sözleştiğimiz yere gelmemişti.  Üstelik bende geç kalmıştım. Acaba ekti mi beni diye düşünürken bir çift kol belimi sardı. Odunsu parfümünden hemen tanıdım. Döndüm hemen sarıldım. O da bana. Onu çok özlediğimi fatkettim. Ve daha çok sıktım. Boynuma bir öpücük kondurdu. Elini tuttum ve sahilde yürümeye başladık. Sessizdik. Sessizliği Fırat bozdu.

"Üstündekiler yeni mi?"

Ne kadar da dikkatliydi. Bu bana değer verdiğini gösteriyordu. Ve bu beni mutlu ediyordu.

"Evet yeni. Bugün için özel aldım. Bugünün çok guzel olmasını istiyorum."

"Sen bu kadar güzelken eminim günümüz de güzel olur sevgilim"

Gülümseyip utanarak yere baktım. Beni nasıl mutlu edeceğini biliyordu eşek.

En sonunda kimsenin olmadığı baş başa olabileceğimiz bir yer bulduk. Hemen yayıldık tabi oraya. Başımı göğsüne koydum. Saçlarımla oynamaya başladı. İçim huzurla doldu. Onu burada bırakıp nasıl gideceğim? 

Aklıma cupcakeler geldi.

"Hayatııım"

"Efendim bebeğiim"

"Sevgilin sana ne yaptıı?"

"Ne??"

Çantadan cupcakeleri çıkardım ve kapağını açtım.

" Oha bebeğim sen mi yaptın? "

"Emin olabilirsin kendi ellerimle"

"Önce bunları yiyelim sonra da o yapan elleri yiyim olur mu?"

"Bir şartım var. Ben yedirirsem.."

Onaylayan gözlerle bana baktı. İçlerinden en güzelini seçip ona yedirdim. Biraz beceriksiz olduğumu kabul ediyorum. Çünkü kremayı çenesine falan bulaştırdım. Onları özenle sildim. Ve çenesine bir öpücük kondurdum. Hoşuna gitmiş olacak ki kıkırdadı.

Onu seviyordum. Hemde deli gibi seviyordum. Bana sarılmasını kokusunu sesini saçlarını tepkilerini mimiklerini ellerini bileklerini parmaklarını çenesini yürüyüşünü... Aslında onu o yapan her şeyi seviyordum. Onu burada bırakıp gitme fikri beni deli ediyordu. O benim nefesim. Allahım bana yardım et...

Ben bunları düşünürken Fırat cebinden bir hediye paketi çıkardı. Benden gözlerimi kapatmamı istedi. Gözlerimi kapattım. Merakla bekliyordum. Bileğime bir künye taktı.

"Açabilirsin"

Ohaa!!! Baş harflerimizin sembolik bir bicimde yazıldığı gümüş bir künye. O kadar güzel ki... Sonra bana kolyesini gösterdi. Künyenin kolyesi de onda vardı. Gözlerimin içine baktı.

"Bu künye senin bileğinden bu kolye benim boynumdan hiç çıkmayacak. Biz hiç ayrılmayacağız tamam mı" dedi. Daha cevap vermeme fırsat vermeden dudaklarıma yapıştı. 8 aylık ilişkimizde bu bir ilkti. Açıkçası daha önce hiç böyle bir deneyimim olmamıştı ve nasıl davranmam gerektiğini bilmiyordum. Bir müddet durduktan sonra Fırat'ın yaptıklarını taklit ettim. Gerçekten çok zevkliydi. Kendimi ondan çektiğimde kulağıma fısıldadı.

"Sana aşığım"

Gözlerimden süzülen yaşlara engel olamadım. Farketmesin diye kafamı eğdim. Ama yine de farketti.

"Eylül neyin var? Seni öptügüm için mi ağlıyorsun?  Özür dilerim aşkım özür dilerim ..."

Ellerini tuttum. Öptüm o güzel parmaklarını. Sonra ellerini avuçlarımın içine aldım. Ağlayan yüzümü görmesin diye kafamı eğdim.

"Bunu sana söylemek benim için çok zor. Ben seni çok seviyorum ve hep seveceğim. Bunu sakın unutma. Biiz... Bir hafta içinde Ankara'ya taşınıyoruz. Özür dilerim..."

Bir müddet hiç bir şey demeden sustu. Çenemden tutup kafamı kaldırdı. Eliyle gözyaşlarımı sildi.

" Bak Eylül, bende seni çok seviyorum ve hep seveceğim sende bunu unutma. Özür dileyecek bir şey yok. Ankara'ya taşınmanız bir şeyi değiştirmeyecek. Biz yine beraber olacağız. Hem biliyorsun Ankara'da halamlar var ve biz her yaz gidiyoruz. Ben daha sık gelirim senin için. Sende buraya gelirsin. Aramızdaki mesafeler aşkımıza engel değil. Anladın mı beni. Lütfen ağlama. Dayanamam."

Aşkım ya. Aşığım bu çocuğa. Nasıl bu kadar anlayışlı olabiliyor? 

Sımsıkı sarıldım. Resmen benim bir parçam olmuştu. Birden kollarımı boynundan çözdü.

"Hadi kalk gidiyoruz" dedi. Kolumdan çekti kaldırdı beni. Çantamı alıp hızına yetişmeye çalıştım. Gerçekten hızlı yürüyordu. Nereye gittiğimizi sorduğumda süpriz dedi.

Sonunda gelmiştik. Burası ilk buluşma yerimizdi. Utançtan birbirimize bakamamıştık. Arkadaşlığımız vardı ama sevgili olunca işler değişmişti. Her neyse burası bizim için çok önemli bir yerdi. O zaman oturduğumuz banka oturduk. Benim dizime yattı. Bende saçlarıyla oynadım. Bunu yapmayı çok seviyordum. Her ne kadar saçlarıyla oynanması Fırat'ın hoşuna gitmesede bana bir şey demiyordu. Bana ilk defa hayallerinden bahsetti. Kızımızdan. Bana benzemesini istiyormuş. Oysaki benim hayalimde ona benzeyen tıpkı babası gibi bir oğlumuz vardı. Aynı onun gibi yakışıklı.

Hava kararmaya başlamıştı. Zaman ne çabuk geçmişti. Eve gitmeye karar verdik. Eve kadar sarılarak yürüdük.  Beni eve bıraktı. Kapıda tekrar sarıldık. Beni öpücüklere boğdu. Yarın tekrar bir şeyler yapmak istediğini söyledi. Bilmem anlamında baktım. Gitmesi gerektiğini söyledi. Gidişini izledim. Arkasından bağırdım.

"EVE GİDİNCE HABER VEER"

Arkasını döndü.

"TAMAAM"

Gözden kaybolana kadar onu izledim. Her zerresine aşıktım...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 13, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BEKLENMEYENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin