27 Nisan 1988 , 06.24
Acıyla inledi kadın. Hayatı boyunca hissettiği bütün acılardan daha beterdi.
"Son bir kez daha Sevim! Söz veriyorum bu son!"
Tüm gücünü toplayarak bir daha ıkındı ve karnındaki boşluğu hissetti. Islak gözleriyle elden ele götürülen kirli bebeğe baktı.
***
Bakışları kapıdan giren hemşire ile buluştu , kollarındaki minicik bebeğe takıldı.
"İşte güzeller güzeli kızın."
Kendi kollarına alır almaz, kokusunu hisseder hissetmez gözleri yaşlarla doldu. İyice yaklaştırdı kendine. Bir taraftan o güzel kokusunu içine çekerken , gözleri sabah rüzgarıyla cilveleşen yaprakları izledi. İşte bu şekilde adını armağan etti kızına.
Esin.
***
Hastanedeki birkaç eşyasını toplamaya başladığından beri aklındaki düşünceyle boğuşuyordu. Gidecek, kalacak bir yeri olmadığı düşüncesiyle... Hastaneye çalıştığı yerdeki arkadaşlarının yardımıyla zar zor gelmişti. Ve şimdi tamamıyla ortada , korunmasız bir şekilde kalmıştı.
'Belki Nihal onda kalmama izin verir.' düşüncesiyle kollarında henüz iki haftalık bebeğiyle bir taksi çevirdi. Gideceği yeri iyice tarif ettikten sonra mışıl mışıl uyuyan Esin'e baktı. Henüz dünyanın hiçbir kötülüğü, adiliği ile karşılaşmamış masum yüzüne... Bildiği , yapmak istediği bir şey varsa onu her şeyden korumak istemesiydi.
***
Kısa olduğunun farkındayım. Bir bakıma tanıtım gibi olsun istedim. Umarım beğenmişsinizdir. :3