Tarih: 16.03.2018
Yazmama kararı almıştım fakat dayanamıyorum. Birkaç ders önce gerçekten dayanamıyordum. Başkasına sarılmana dayanamıyordum. Beni çok sevmişti fakat bu ihanet etmesini önlemezdi. Şimdi sindirebiliyorum. O gece attığım mesaja cevap verdi. Söyleyecek hiçbir şeyinin kalmadığını anlattı. Oysa benim söyleyecek çok şeyim vardı. Yüzlerce gözyaşı aktı o gece benden. Onda ise duygu kırıntısı bile yoktu. Ne acı... Sonrasında ölüyor olduğumu anlattım ona. Fazla etkilenmedi.
Sanırım gerçekten öleceğimi anladığında, beni ciddiye aldı. Saat 8'de benimle buluşmak istediğini söyledi. O gece yatılı kaldığım yurttan saat 04.00'da çıktım. Hiç kaygı yoktu aklımda. Okulun yakınlarında buluşacaktık. Bu yüzden yürüdüm yavaş adımlarla okula doğru. Ağlayan gözlerle yürüdüm. Işık hüzmeleri gözümde bulanıklaşırken yürüdüm. Olmayan şarkılar söylüyordum içimden. Gündüze diyordum ki: "Kaç! Ben geliyorum!" O kadar güzeldi ki şarkılarım, kayda alınsa ünlü olabileceğimi bile düşünmüştüm. Çok uzun ve keyifli bir yürüyüştü.
Oraya ulaştığımda bacaklarımın ağrısını hissetmiyordum. Hiç hissetmedim. Kalbimin atışı hızlandı, nefes alışverişim değişti belki ama vücut acımı hiç hissetmedim. Saat 06.00'a doğru sonradan sökülecek olan durağın en soğuk demirlerine oturup uyumaya çalıştım. Avucumda bana eskiden aldığı bir hediyenin üstüne koyduğu süsle... Sımsıkı tutuyordum onu. Bana güç veriyor gibiydi. Onun bir parçası gibi...
Uykum 20 dakika sürdü. Sadece sabah ezanının okunmasını kaçırmıştım. Titreyerek uyandım. Vücudum buz tutmuştu. Hep üşürdüm de ben bu seferki bir başkaydı sanki. Gelmez diyordum. Ya da ben dayanamam daha fazla. O, saat 08.20'de geldi. Ben günler geçmiş gibi hissetmiştim. Saat 4'de çıktığımı öğrenince, ailemin kalbi sızlamıştı. Annem de ertesi gün uyuyamamış benim yüzümden. Benim gibi...
Neyse işte, geç de olsa buluştuk ve ağladık gün boyu. Tek bir cümlesi beni çok mutsuz etti. Beni önceden o kadar iyi inandırmıştı ki hiç ayrılmayacağımıza, aklım almıyordu. Bensiz de mutlu olabilirmiş meğer. Benim psikolojim bozuldu o gün. Psikoloğa gitmek istedim ama sonra vazgeçtim. Durup dururken ağladım. Çığlıklarım bile sessiz değildi o gece. Çığlıklarımı ses kaydına alıp ona yollamak istedim. Ama yapmadım.
Senin hiçbir değerin olmasa da seni seviyorum. İçin rahat olmasın. Sen sadece kendini haklı sanıyorsun. Senden sonra kimseye güvenmeyip anneme sarılırken ben, sen ayrılığımızın ertesinde gidip başkasına sarılmışsın. Onda beni buldun mu?
Canın sağ olsun. Senin eserinim artık. Çoktan öldüm. Fakat yıkılmayacağım. Bunlar son gözyaşlarım. Mutluluğunu sikeyim! Kork benden dünya!