39. Bölüm: "Yara İzi"

174K 7.9K 1K
                                    


İnstagram hesabım: yusraergn
Tiktok hesabım yusraergunkitaplari

Keyifli Okumalar ☘️




Gözlerimi yavaşça araladığımda bir süre kendime gelmeyi bekledim. Daha sonra gerinip yatakta doğruldum. Gözüm saatte kaydığında akşama iki saat kaldığını gördüm. Birazdan Yiğit gelirdi. Son zamanlarda çok fazla uyur olmuştum. Hamileliğin verdiği ağırlıkla biraz sırtım ağrıyordu. Eğilip karnıma baktım ve altı ayına giren bebeğimi ellerimle sevdim. Karnımı okşamamla hafifçe kıpırdanmaya başlamıştı. Daha yeni yeni tam olarak kıpırdadığını hissettiğim bebeğimle içimi saran heyecan ve mutluluk yine sarmıştı her yanımı.

Bu birkaç kez tekrarlanmıştı ve o zamanlarda Yiğit yanımda değil, işte oluyordu. Bunu ona anlattığımda heyecanla elini karnıma koyarak bekliyor ama her seferinde hüsranla geri çekiyordu. Sanki bebeğim inat etmiş gibi babasına kendini hissettirmiyordu. O anlarda Yiğit'in asılan suratı ve 'bu çocuk beni sevmiyor galiba' deyişi beni güldürüyordu. Yataktan çıkıp banyoya doğru yürüdüm. Karnım artık büyüdüğü için hareketlerim eskiye göre yavaşlamaya başlamıştı. Banyoda işlerimi görüp aşağı indim. Mutfağa girdiğimde bir süre hangi yemeği yapsam diye düşündüm. Kapalı olan pencereyi görünce önce oraya doğru gidip perdeyi çektim. Ardında açtığım pencereden içeri giren temiz havayla derin bir nefes aldım ve gözlerimi biraz etrafta gezdirdim. Yaklaşık bir haftadır çiftlik evindeydik. Baharın etkisiyle yeşeren meyve ağaçlarının sıra sıra dizilmesini ve insanı içini ısıtan bu muhteşem görüntüyü seyrettim. Kuru ve soğuk geçen kışın ardından bahar tüm canlılığıyla yeniden bizimle buluşmuştu. Güzelliğini sergilemeyi özlemiş olacak ki, göz doldurmuştu. Güneş yeşil manzaranın üstünü aydınlatıyor, ışığıyla hepsine dokunuyordu. Dün yağan yağmurun da etkisiyle havayı saran o mis gibi kokuyu bir kere daha soludum ve yüzümdeki gülümsemeyi daha da genişlettim.

O olaydan sonra ben iyileşene kadar konaktan hiç çıkmamış, bizimkilerin etrafımda olmasıyla kendimi toparlayabilmiştim. Geçen acı ve kâbus dolu günlerin ardından güzel günler gelmişti. Kâbuslarımda bu sefer ailem değil, kaçırıldığım o gün vardı. Üstelik yaralı kolum da beni oldukça zorlamıştı. Çok zor atlatmış, yeniden psikolojik tedavi görmüştüm. Fakat bu sever sevdiğim adamın ve ailemin sevgisiyle çabuk atlatmıştım. Sevgi en iyi ilaçtır demelerinin kanıtıydım. Şu an kolumdaki yara tamamen iyileşmiş, sadece ince bir çizgi hâlinde izi kalmıştı. Bu yarayı ömrüm boyunca bedenimde taşıyacaktım. Ruhumda bu kadar çok yara izi taşırken bir tane de bedenimde taşımak beni çok da zorlamayacaktı. Bedenimdeki yaranın acısı zamanla geçmiş ve iyileşmişti. Ruhun aldığı yaralar ise öyle kolay geçmezdi. Kaldığı izlerden sızlardı. Tıpkı dikiş izlerim gibi kalıcıydı. Delik deşikti ama kanamıyordu. İyileşmişti ama izi geçmiyordu. İyileşmesinde ve kanamamasında sevdiğim adamın payı büyüktü. Onun sevgisi ve şefkati en kuvvetli merhemdi.

Üç ay boyunca evde kalmam beni bunaltmıştı ve Yiğit işleri yoluna koyunca, daha doğrusu ismini bile anmak istemediğim o adamın açtığı sorunları halledince bir haftalık tatil için beraber çiftliğe gelmiştik. Yiğit arada şirkete uğruyor ve buraya geri dönüyordu. Bugün de çıkan küçük bir sorunu halletmek için gitmiş, henüz gelmemişti. Uzun sürmüş olmalıydı. Ben de bu süreçte işe gidememiş, kısa bir süreliğine ara vermiştim. İlk önce sağlık sorunlarımdan dolayı gidememiştim, şimdi de hamileliğimin ilerlemesinden dolayı gitmiyordum. Buna kendi isteğimle karar vermiştim. Önceliğim bebeğimdi. Bizim bu küçük tatil kaçamağımızın son saatleriydi. Yarın dönüyorduk ve ben bu bir haftada yaşadığım huzur dolu anları bırakmak istemesem de artık dönme vaktiydi. Bu son günü de Yiğit ile her zamanki gibi yürüyüş yaparak geçirecektim. Doktor yürüyüşün iyi olacağını söylediği günden beri Yiğit her gün bir saat boyunca beni yürütüyordu. Buradaki günlerimiz sakin fakat çok güzel geçiyordu. Daha fazla oyalanmayı bırakıp yemek yapmaya koyuldum. Yiğit kendimi yormamam için beni uyarsa da oturmaktan sıkıldığım için yemek veya yeni tatlı çeşitleri deniyordum. Devam eden iştahlı hallerimle biraz kilo bile almıştım. Yiğit ise o günden sonra daha da fazla üstüme titremeye başlamıştı. O yüzden en ufak bir şeyde bile hemen endişeleniyor, kendimi yormamam ve dinlenmem konusunda bana her gün nutuk çekiyordu.

SESSİZ GELİN (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin