Sayısız tütsüyle donatılmış olan tapınaktan çığlık sesleri yükseldi. O çevrenin insanları duydukları bu sesin kaynağı olan tapınağın bahçesine girdiklerinde yerde baygın halde yatan genç bir adamın olduğunu farkettiler.
Köylüler genç adamı yerden kaldırmış şimdiyse onun gözlerini açmasını beklemeye koyulmuşlardı. Aralanan gözlerini başında duran birkaç insana çevirdi. O an için ağzından insanların anlayamayacağı sözler döküldü. Ve yeniden yüzüstü uzanacak halde bayıldı. Yaşlı bir adam onun yerdeki bedenine doğru ulaşmak için hareketlendi. Onu düz çevirerek gencin kapalı duran göz kapaklarından birisini yaşlılıktan buruşmuş baş parmağıyla yukarı kaldırdı. Gencin göz akından başka hiçbir şeyi görememiş olmanın şaşkınlığıyla insanlara baktı. Bilincinin kapalı olmasına yoruyordu bu durumu, ama dahası bayılmadan önce söylediği sözler adamı şüphelenmekte haklı çıkarmıştı. Gencin bünyevi bir transa girdiğini düşünüyordu. Etrafı halka şeklinde çevreleyen yanmakta olan tütsülere,zeminde nolduğu belirsiz garip sembol çizimlerine ve dahası baygın gencin suratındaki garip boyalara bakıyordu. Bunların tek bir anlamı vardı o da gencin Şamanizm ayini yaptığıydı. Adam tecrübelerine başvurarak bu sonuca varmıştı.
"Bu genç kim?" diye sordu yaşlı adam yanındaki insan topluluğuna. Kimse tanıdığına dair bir ses çıkarmadı.
Adam sorusuna cevap alamamanın vermiş olduğu sıkıntıyla homurdandı.
Genç buraya ait olmayan biriydi."N'oluyor burada?" Tapınağın din adamlarından en büyük olanı sordu. Kalabalık pedere döndü bu sorusuyla. Peder, tapınağın bahçesinde ibadet için bu kadar kalabalığın beklediği tek bir günün bile olmadığını anımsadı. Öyleyse bu insanlar ne için burada dikiliyorlardı diye sormadan edememişti kendisine.
"Nöbet geçirmiş sanırım,zavallı yavrucak bu yaşında sara ile mücadele ediyor olmalı." dedi yaşlı adam ve ekledi:
"Bu ayin iyileşmek için olsa gerek. Tanrı'yla konuşmak,derdini anlatmak istemiştir belki.""Kim bilir?" diyebildi peder yalnızca,başına bela almak istemediği için köydeki bu tür gizemli vakalara bulaşmama taraftarıydı. Bundan dolayı adamın söylediği şeyi her ne kadar inandırıcı bulmasada bunu gerçek olarak kabul etti ve yeniden merdivenin ahşap basamaklarına yöneldi,ait olduğu tapınağa girmek için.
Yaşlı adam,bu garip diyaloğun ardından yanındaki bez çantasından çıkarmış olduğu,eski su matarasını gencin yüzüne dökerek,gencin yüzündeki boyaların akması için bir süre bekledi. Kıyafetiyle gencin yüzünü temizledi. İnsanların dağılmasını fırsat bilerek çantasından çıkarmış olduğu bujeoku (tılsım) onun gömleğinden içeri soktu.
Gencin bir anda yattığı yerden doğrulmasıyla tebessüm etti. Genç ağrıyan başını tutarak bir adama bir de çevresine bakındı. Her şey ona fazlasıyla yabancıydı.
"Ben neredeyim böyle?"dedi tizleşen sesiyle.
"Tapınaktasın." Yaşlı adam kısaca cevapladı onun sorusunu. Ama bu cevap genci tatmin edememiş olmalıydı ki yeniden soru sormaya girişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tinsel Vaka
SpiritualOnlara karşı ya yekiz ya da eziğiz hepsi bu. dipnot:Bu konudaki araştırmaların sonucu beni tatmin etmeyince devreye hayalgücüm girdi.Bazı şeyleri anlamaya çalışmayın ben de anlamıyorum zaten.Hem bu çok uydurmasyon bir fic oldu bilmiyorum bana utanç...