Aşk Kapıyı Çalarsa-1

138 3 0
                                    

                            

Sabah kalktığımda başımda tonlarca ağrıyla uyanmışım gibi hissediyordum. Sanki birisi kafama çekiçle indiyordu. İndireni bulsam bende onu indiricem ama neyse tübe, tübe annemin odamın kapısını sanki askerde kohuş kalk gibi yapması canımı sıkmıyor değildi ama napıyim annem. Hemen kalkıp onu bekletmeden üzerimi giyinip okuluma yol almıştım. O neşeli görünümüm altından nerden bile bilirdim sanki ölüyormuşum gibi olacağımı. Okula gittiğimde onu görmemle kalbimdeki atışlar hızlanmış ona bakmam bir olmuştu. O ise beni aldırdığı bile yoktu, gerçi onu ne kadar sevsem de ondan nefret ediyordum etmeliydim. O beni sevmiyorduki. Bir hata yapmıştım ben kabul, en yakın arkadaşımın sevdiği çocuğa âşık olmuştum. Kendimle çok savaş vermiştim ama yapamadım kalbim var ya bu kalbim beni daha da yaklaştırdı ona.

Sahil'in okula giriş yaptığını görmüştüm. Beni seviyordu. Evet ama ben ona bir şey hissetmiyordum ki. Uzaktan baktığımda çok hoş bir görüntüsü yoktu ama yanına yaklaştığımda içinde koybolmak isteyeceğim bir şehir gibiydi. denedim ama olmadı. Aşık olmayı hakeden en son kişiydim ben. belki olurdu ama Damla o hayatımı alt üst eden kız onunla birbirimizi aldattığımızı defalarca öğrenip birbirimizin şerefsizliğini kutlamıştık ama Sahil öyle değildi. Bana aşık olduğundan beri kimseyle çıkmamıştı. Belki de onu bana birazda bu yakınlaştırıyordu.

Onu her gördüğümde ne kadar nefret etsem de anlıyordum ki aşk eğer kapını çalarsa nerede olursan ol kaçamıyorsun.

********

Nerden bilebilirdim ki. Sevmenin günah olduğunu aşkın ihanetsayıldığını neden yasak birini sevmiştim ki ben? Çok mu iyi gelmişti bana yakın arkadaşımın sevdiği çocuk, düşünceler bile aklıma fazlaydı. Sustum biran gözlerimi çektim sıranın üzerinden istemsizce ona baktım gözlerim yaşlı ilk defa bana bakıyordu işte bu anı hiçbir şeye değişmezdim ama ya hayalkırıklıklarım hadi hepsini yapıştırdım kalbim tuz buz çektim gözlerimi birden kalbimi hızlandırmaya yetmişti bu an. Danlanın sesiyle kendime gelmiştim sahi ya yanımda o vardı kesin ona bakıyordu sesiyle irkildim birden;

"Sahil ne oluyor?"

"hiç, hiç bir şey sadece biraz başım ağrıyor"

"tamam"

Senin yüzünden diye bağırmak hatta çığlık atmak varken sadece susuyordum. gerçi ne onun yüzündendi? Sevdiği adama âşık olmam mı? Çok gariptim bu aralar kendi söylediklerime bile gülüyordum. Hiçbir şey söylemeden sıradan kalkıp sınıf dan dışarı çıkmıştım biliyordum herkesin dikkati bendeydi ama umurumda bile değillerdi.Gerçeklerle yüz yüze gelişim her defasında canımı yakıyordu.hayatımda en çok istediğim şey deli gibi birine aşık olmaktı ama bu değildi istediğim, arkadaşıma ihanet en son istediğim şeydi.

1 senedir böyleydi işte hayatımın en önemli yerindeydi ama aşk olarak değil ve her defasında ona bunu anlatamamıştım. Belki bir şeyler hissetmeye gerçekten başlamıştım ama Damla o durduruyordu işte umurumda oluşundan değil sadece Sahilin ona çok değer verdiğini biliyordum canını da bu yakıyordu ya onun Bende çıkmak isterdim onunla ama ben duygularımdan emin değilim ki hem gerçekten hala hissediyor mu? Ege'nin beni dürtmesiyle kendime geldim.

"yine daldın gittin semaya?" 

"Saçmalama ve dön önüne!!" 

"Hey sakin! Bişey demedim sadece ben tenefüste kızların yanına gidicem dicektim."

"Tamam işim var benim."

"Ne işi bu?" 

Ne çok soruyosun Ege? İşine gitsene sen."

"Tamam bişey demedim" 

Zil çalmıştı ve ben hala duygularımı kontrol altına alamamıştım.Alamamam belki de en iyisidir artık söylememin zamanı gelmiştir diye düşünürken spor odasının kapısı açıldı. Gelen bu halde olmamın baş suçlusu enkazına bakmaya ne kadar meraklıydı bu çocuk. Belki de hayatımın en özel günlerini onunla geçirdim. Onunla okuldan kaçtım, onunla güldüm, onunla şakalaştım. Biranda hayatımın tam merkezine oturdu. Ne bir şey diyebildim nede git. Sadece susup anın akışında kayboldum. Şimdide bana gittikçe yaklaşan gözlerinde kayboluyordum.Birden durdum belki de ilk defa gözlerine bakıp konuştum.

 "Enkazlarına niye bu kadar meraklısın?"

"Yapma böyle Sahil. Seni sevmediğim için beni suçlayamazsın." 

Doğru söylüyordu beni sevmediği için birini suçluyamazdım ama sürekli peşimde bir gölge gibi dolaşmasınıda anlayamazdım. Gözlerimi gözlerine daha çok sabitleyip konuşmuştum bu sefer.

"Ben ne yapıyorum ki? Uzak dur görme ben acımı yaşıyorum zaten."

"Neden uzaklaşıyorsun benden? Bunu beraber aşabiliriz unutabilirsin beni."

Şuanda bütün ağlamalarımın yerini koskaca bir kahkahaya bırakabilirim yok artık Ayaz'ı onunla birlikte unutucakmışım yuh. Ben seni senle nah unuturum demek isterdim ama sadece saçmalamakta sınır atladığıma yemin edebiliceğim kelimeler dökülmüştü dudaklarımın arasından 

"Çünkü sen yoksun gölgen var"

"Nasıl?"

"Öyle işte Ayaz git artık bırak beni!!"

"Saçmalama Sahil. Gel buraya"

 İlk defa sarılmıştı bana benim ona koşup sarıldığımda bile karşılık alamamıştım. Şimdi ise aynı şekilde ben duruyordum. O ise beni daha çok kendine çekiyordu artık ağlamaktan yorgun düşen bedenimi Ayaz' ın göğsünün üzerine  bırakmıştım bir yandanda daha 17 yaşında bir çocuha bu kadar aşık olmamı sorguluyordum kendi kendime tam kendimi huzurun kollarına bırakmıştım ki Damlanın sesi kulaklarımı dolduran son cümleler olmuştu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 15, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

AŞK KAPIYI ÇALARSAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin