Sessizce, tuttuğu kolunu ellerinden kurtarmış bedenini onun bedeninden kurtarmak için iteklemiştin. Hızlıca ayaklanıp kendi odana ilerliyordun, arkandan sana bir kaç kez seslenmişti ama sen kulak ardı edip yoluna devam etmiştin.
___
SEHUN
Ben öyle demek istememiştim, onu kırmak istememiştim, sadece bir anda boşluğuma gelmişti hepsi o yüzden oldu.
"Y/N, lütfen aç kapıyı! Bak yemin ederim isteyerek söylemedim, yemin ederim.."
Boğazlarım acımaya devam ediyordu tıpkı kalbim gibi resmen ikisi bir yarış içindeydiler. Biri hep öne geçmeye çalışıyordu, başarıyordu da. Ne ara bu kadar çok ister olmuştu kalbim onu, ne ara bu kadar alışmıştı kalbim onun kalbinin atışının uyumuna, ne ara ben ona alışmıştım..
"Yemin ederim sana bir daha öyle bir şey söylemeyeceğim, lütfen aç kapıyıda barışalım."
___
Bilmiyordun.. Ne yapman gerektiğini cidden bilmiyordun ona karşı ne hissettiğini, nasıl duygular beslediğini, onu gerçekten tüm kalbinle sevebilir miydin ki? Bir ömrünü onun bir ömrüne adayabilir miydin? Sen yapsan o yapabilir miydi? Biliyordun boğazları acıyor ama o hala inat edip aynı yüksek ses düzeyiyle seslenip yemin etmeye devam ediyordu. Fazla uzattığını fark etmiştin, bu kadarı yeterdi ama tabi ona cezasını verecektin.
Yavaşça sırtını dayadığın kapıdan uzaklaştırıp ayaklandın. Yüzünü kapıya çevirdin ve elini kapının kulbuna yerleştirdin, sıkıca kavramıştın, sanki oyuncağı her an elinden alınacak çocuk gibiydin. Öyle bir yavaşlıkta aşağıya indiriyordun ki kulbu bu seninde içten içe dayanamamana sebep oluyordu, ama bu da mükemmel zekanla bir dakika da kurduğun planın parçasıydı, sen onu şaka amaçlı da olsa kaybetme hissini tatmıştın sıra ondaydı planını yürürlüğe sokman için bu yavaşlık oldukça ideal bir seçimdi.
Artık kapıyı tamamen açmıştın yüzünü yerdeki parkelere odaklamıştın, bakmayacaktın o güzel yüzüne. Ama sanırım o buna daha fazla dayanamayıp elini ilk önce çehrende gezdirdi oldukça yavaştı daha sonra çenene gelince orada duraksadı. Elini çenene oturtarak çeneni nazikçe kavradı ve yavaşça sanki tepkini ölçmek istercesine kendi yüzüne doğru kaldırmaya başladı. Gözlerin gözlerini bulunca onunkiler gibi sulanmaya başlamıştı, işte bu zamanlarda olurdu bu çok sevdiğin biriyle ilgisiyse olurdu. Tam o anda fark etmiştin.. Sen onun kalbini gerçekten tüm kalbinle kucaklayabilirdin.
Sağ elini kaldırıp gözlerinin hemen alt bitişinde akmaya hazırlanmış yaşları sildin ama bu sırada fark etmeden seninkiler akmıştı. Ona sadece "Ağlama." diyebilmiştin. Sanırım uzun bir süre düzgün ve uzun cümle kuramayacaktın.
"Asıl sen ağlama Y/N. Görmüyor musun benim yaşlarımı silerken seninkiler yol aldı yüzünde.
"Tamam.. Her ikimizde ağlamayalım, özür dilerim fazla uzattım. Zaten biliyorum benden başka kimse senin için gidip jelibon alamaz. Buna izin vereceğemi düşündün mü? Asla!"
Söylenirken, demesine rağmen hala yaşların kendine yol çizip ilerlemeye devam ediyorlardı, gerçi onunkilerin de pek farkı yoktu. Sanırsan şu an ne onun ne de senin konuşacak gücünüz yoktu, bu yüzden sadece sıkıca sarılmak istemiştin. Kollarını kaldırıp boynuna uzandın fark etmiş olacak ki daha fazla yaklaşmış ve kollarını belinden geçirip kendine çekmişti. İkinizde o kadar sıkı sarılıyordunuz ki sanki bir kaç dakika sonra sizi bir güç ayıracaktı. Onu gerçekten tüm benliğinle kabul etmeye hazırdın.
......
Haay evribadi!
Ay bilemedim atsam mı atmasam mı. Çünkü çok kısa bir sürede bir şeyler çıkartmaya çalıştım. Yatmadan önce içim rahat olsun istedim sizi barıştırıp öyle yatayım dedim. Tavuk falan demeyin uykusuzum dün geceden beri wkxmkd yan dairede yangın çıktı da o yüzden yaniğ.. Neyssse iyi geceler.Haydi gudbay👋🏻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
|My Husband| \Sehun OC\
FanfictionYüce Oh Sehun ve sen~ Dikkatli ve emin bir şekilde Sehun'un kucağına yerleştin ve onunla konuşmaya başladın. "Sehunnie." "E-efendim be-bebeğim?" Onun bu şaşkın hali tebessüme sebep olmuştu. Arsız bir sesle birlikte ellerini gömleğinin düğmelerini...