Düğün günü gelmişti.Eylül kuaförden çıkınca yine saç şeklini beğenmediğini söyledi.
EYLÜL:Cemre sende geçenlerde bir broş gördüm onu bana verirmisin.?
CEMRE:Tabi eve gidince veririm.
Zaten sen kendin istediğin gibi yap.
EYLÜL:tabi ki, hayatımda ilk defa evleniyorum.En güzel ben olmalıyım.O...
pardon Cemre bu gün senin de düğünün vardı,
ama o kadar isteksizsin ki, ben bile unuttum
CEMRE:isteksiz değil, sadece biraz yorgunum.
EYLÜL:şimdiden şikayet etmeğe başladın ya ,ben Güneye üzülüyorum.Bak lafa daldık eve gec kalıcağız.Hadi hadi acele et sende.
***
Eylül Cemrenin odasında
bröşü ararken aniden eline bilezik geçti.
CEMRE:Buldun mu?
EYLÜL:Hayır onu bulamadım,ama Cemre bu ne kadar güzel birşey böyle,
Pahalı olmalı ,
biliyormusun Nazan teyze de bana böyle takı hediye etti ama birtek bileziği yoktu.
Cemre durumu anladı ve konuyu biran önce değiştirmeye çalıştı
CEMRE:beğendiysen al senin olsun.
Cemre elindekini Eylüle uzattı.Ama Eylül onun elini geri çevirdi.
EYLÜL:Gerek yok o sana ait, ben birazdan dönerim.
Eylül hızlıca odadan çıktı.Kendi odasına girince Nazanın söylediklerini hatırladı.
"Babaannesi bilekliği Serkana verdi, Serkan sevdiği kızı bulduğunda ona versin diye"
Yo....yoooo hayır, Serkan bunu bana yapamaz.Hayır o benim duygularımla oynayamaz.
Bütün bu düşünce ve karmaşık fikirlere rağmen Eylül gelinliği giymekte kararlıydı.
Cemre Eylülün bir şeylerden şüphelenmediğini düşünerek elindeki bilekliğe son kez göz attı.Bilekliği okşarken , onu eline ilk aldığında ne kadar sevindiğini hatırladı.O kadar zaman sonra sevdiği adam sevgisiyle birlikte ona farklı ve özel hissettirecek değerli bir hediye vermişti.Şimdiyse artık bu bilekliğe bile hakkım yok.
Cemre göz yaşlarını silerken koltuğun üzerindeki gelinliğe baktı. Bu kadar güzel olan bir şey ona bu kadar acı veriyordu.
Güney Cemreye mesaj atmış düğün salonuna gecikeceğini yazmıştı.Çok acil işleri vardı.Ama Cemre ne işi sorusunu bile soramadı.Belki de Eylül ve Serkanın önce evlenmesi daha iyi olucaktı.Bu Cemreye kendini toplama cesareti verecekti.
Eylül ve Serkan yerlerini çoktan almıştı.Eylül gülümsüyor, Serkan sanki gitmemek için kendini zor tutuyordu.Aileler yerlerini alınca nigah memuru konuya girdi.Serkan hayatını değiştirecek o dört harifli sözü bir türlü diline getiremiyordu.Memur birkez daha sorarken aniden kapılar açıldı. Mavi gözlü bakımlı bir kız içeri girdi ve '" itiraz ediyorum, Serkan evlenemez'" dedi.
Kız yaklaştıkca Cemre daha şimdi olayın etkisinden ayrıldı ve kızın hamile olduğunu anladı.
Ve hemen bakışlarını Eylül ve Serkana çevirdi.Eylül şaşırsa bile Serkan ona göre çok sakindi ve sadece " Ayça "dedi.
SERKAN: Ayça sen ne arıyorsun burda?
AYÇA:Nemi arıyorum? Şaka mı bu? Sen beni bu halde bir başıma bırakıp kaçtın!Ben senin evleneceğini duydum bu yüzden burdayım anladın mı? Sen hangi yüzle evlenmeği düşüne
bilirsin? !
Ya ben ne olucağım ?beni düşündün mü?
SERKAN:Ayça sen ne saçmalıyorsun? Ne bebeği? Bizim aramızda ciddi birşey mi oldu?
AYÇA:demek şimdi de ben yalancı oldum.Al o zaman doktor raporuna bak! Bense bir saniye daha senin gibi yalancıyla kalamam.
NAZAN:Serkan oğlum bu kız ne diyor böyle...????
Serkan elindeki rapora bakıyordu.Ayça orayı terk etmişti.
EYLÜL: demek doğru öylemi?
TEVFIK:Serkan neler oluyor....
SERKAN:Baba bu......ben çok üzgünüm Eylül, bu doğru.
Tevfik duramadı ve oğluna sert bir tokat attı.
TEVFİK:Yazıklar olsun sana, beni herkesin içinde rezil ettin.Ben senin yüzünden arkadaşıma verdiğim sözü tutamadım.
EYLÜL:Tevfik amca Ayça denilen kız gelmese bile ben zaten bu evliliğe onay veremezdim.Çünkü sizin oğlunuz benim arkamdan Cemreyle karıştırdı.
Kusura bakma Melek anne ,bunları söylemek istemezdim ,ama bu doğru bakın bu da kanıtı..
NAZAN:Eylülcüm sen bu bilekliği nerden buldun?
EYLÜL:Bu o......... değil mi? Sizin Serkanda olduğunu söylediğiniz o bileklik bu...
NAZAN:Eveeet?
EYLÜL:Sizin oğlunuz bunu bana değil Cemreye hediye etmiş.Dimi Cemre neden ağlıyorsun doğru değil mi? Konuşsana?!! Konuş!!!
Cemre konuşmak için kendini topladığında Serkan öne geçti.
SERKAN:Eylül bizi suçlamadan önce bizi bi dinlemelisin!
EYLÜL:Neyi dinlemeliyim ikinizin beni nasıl kandırdığınızı mi?
Eylül ağlıyordu. Melek buna katlanamadı ve kendi kızına tokat attı .
MELEK :Siz ne zaman böyle duygusuz yaratıklara dönüştünüz.Kızın kimi kimsesi yokken elinden mutluluğunu da aldınız.Cemre sen böyle biri olamazsın . Kızım neden yaptın bunu ha? Elinde olanlar yetmedi mi?
SERKAN:Melek teyze biz sadece bir birimizi sevdik,ama arkadaşlık için bu aşktan vaz geçmeği bile düşündük.Siz mutlu olun diye...
NAZAN:Sen sus!!!!
MELEK: hayır anne ben böyle birşey yapmadım de! Cemre lütfen böyle olmadığını söyle.
Cemre sessiz ağlamasının sonunda ben çok üzgünüm dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
#cemser Bir başka hikaye :sen ve ben
Random#CEMSER-ait ilk hikayelerden. Lütfen oylamayı da unutmayın Çok iyi arkadaşlar hayatın zorluklarına karşı mücadele eder,zamanla bu arkadaşlık aşka dönüşür.Ama, malesef Serkan en iyi arkadaşı Cemreye aşık değil,başkasına aşık.Kalbi kırılan Cemre çare...