Seungri bir anda şaşırmış o gözlerini bir an bile ayırmadı Jiyong'un üstünden, kalbi hızla atmaya başladığından sadece o anda bu kalp atışını durdurmak istemişti. Sadece ölmek istemişti o yokken de o varken de kader bu sefer Jiyong'un yanındaydı. Gerçek aşkı bulduğunda sadece göz yaşları döken bu güzel adam Youngbae'nin ona bakarken ki bakışlarını Seungri de bulmuştu oysa belkide o yüzden kalbi bu kadar hızlı atmasının tek nedeni buydu. İkisinin de kalpleri birbiri için atarken bir an bile düşünmeyen Seungri kendini onun bedeninden uzaklaştırmak için itti onun göğüsünden o zaman anladı. Kalbinin atışının karşılıklı olduğunu,
Sen ne yaptığını sanıyorsun?
Asıl sen ne yaptığını sanıyorsun, beni nasıl kendinden ayırmaya kalkarsın.. Bu ne cürret.
Bir dakika ne ayırması seni tanımıyorum bile ne saçmalıyorsun?
Kendin söyledin bu hayattaki aşkım beni tanımadan beni terk ediyormuş demek ki.
Aşk mı? Bir dakika sen beni biriyle karıştırdın galiba ben o kişi değilim yani senin sandığın kişi o yüzden şimdi git. Bende kaldığım yerden devam edeyim.
Ölmek mi istiyorsun? O zaman öldür beni öldür ki kalbinin atışını durdurayım. Nasıl olsa benim için atmıyor mu?
Senungri cevap veremedi Jiyong'a haklıydı ölmek isteyen bir adamın kalbi aşkı için atıyordu sadece o da biliyordu yaşamak isteyen adamın kalbi Seungri için atıyordu. Göz yaşları içine içine akıtıyordu Jiyong 5 yıl boyunca hasret kaldığı Youngbae'nin yokluğunu tek dolduran Seungri'nin kokusuydu. Onu beyninden, düşüncelerinden silse de hala kalbinin derinliklerinde ona hasretti. Bunca yıllı uyarak geçirse de kalbi hiç uyumadan attımıştı. Sırf onu bir gün bula bilmek için, buldu da bu attan kalp ondan başkasına ait olamazda zaten, o an gülümsedi Seungri onca yıllın ardından sonra bir tek gülümseme yetti onu hatırlatması için,
'Bayım iyi misiniz?Bayım beni duyabiliyor musun? Ajj cidden ne yapmalıyım?'
Jiyong, Youngbae'yi hatırlamıştı. Yüzünü kokusunu elleriyle dokunduğu o sıcak bedenini hatırlıyordu.Gülüşlerini, ona bakan aşk dolu bakışlarını, ona dair her şeyi hatırlamaya başlamıştı. Bir an Youngbae'nin sesi kulaklarında yankılanmaya başladı. Jiyong bir anda elleriyle kulaklarına baskı uygulamıştı sesin azalması için ama uyguladığı baskı sesin artmasını sağlamıştı. Sonuçta bu dışardan gelen bir ses değildi. Bu onun kalbinin sesiydi. Jiyong ayakta daha fazla duramadı ve dizlerinin üstüne çöktü.
Daha sonra bu acıya dayanamayan Jiyong ne kadar bağıra bildiyse bağırdı.
'Yeter, yeter artık sus yeter..'
İçindeki boşluk öyleydi ki sadece Seungri'nin kalp atışları doldura bildi. Kafasını kaldırdı ve Seungri'ye baktı o göz yaşlarıyla dolu olan gözleriyle,
' Susmuyor ben ne yapsam da gitmiyor aklımdan sen geri getirdin onu bana şimdi yardım et bana işkence ediyor. Lütfen....... yardım et.'
' Ben yapamam istesem de yapamam doktor değilim ben.'
'Sadece sarıl bana o kalp atışlarını dinlemek istiyorum.'
Seungri bir an şüpheye kapılsa da Jiyong'na izin verdi bedenini sarması için onun kalp atışını dinleyen Jiyong uzun zaman sonra bu kadar huzurluydu.
' Seni özledim. Bana bu acıyı neden yaşattın ki veya şöyle söyleyeyim beni neden yaşattın ki?'
Seungri, Jiyong'un bu sözlerinin ardından göz yaşlarını tutamadı ve Jiyong'na sıkı sıkı sarıldı.
' Bu sefer senden vazgeçmiyecem. Bayım. '
Birlikte öylece sarılarak izlediler gün doğumunu... Ay gidince güneş doğar ya hani Youngbae' den sonra öyle doğdu Seungri, Jiyong'nun kalbine...
Bir aşk bu kadar parlak olmamalı. Bitince çabucak sönmüyor. Çünkü
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HARU HARU ║Nyongtory
FanfictionBugüne kadar tek yapabildiğim, Yanan bir şömineyi izlemekti. Ateşin sıcaklığını gözlerimde hissettiğimde, Anlamamı sağlayan tek şey içimdeki ateşti..... 'Beni yokluğunla savaştırma, kaybederim...' - Özdemir Asaf-