Çocuklarda Olumlu Benlik Algısı Oluşturma

66 6 0
                                    

Benlik kişinin kendisiyle ilgili düşünceleri ,yargılarıdır, kendisini nasil algıladığıdır.Kısacası kişinin "ben kimim? Sorusuna verdiği cevaptır.(Başarılı ya da başarısız, güzel ya da çirkin.) Çocuklarda olumlu benlik algısı geliştirmek çok önemlidir.Diyebilirim ki her anne babanın en çok dikkat etmesi gereken konuların başında gelmektedir. Çocuklarda olumlu benlik algısı geliştirebilmek için çocuklara değerli olduğunu ,zeki ve başarılı bir çocuk olduğunu hissettirebilmek ile mümkün olur. Örneğin yaptığı ilk resmi size gösteren çocuğunuza söyleyeceğiniz" Aferin benim oğlum kızım ne kadar güzel resim yaparmış" şeklindeki sözünüz olumlu benlik algısı geliştirmesini destekler, ancak iğrenç yapmışsın şeklindeki sözünüz ise çocuğunuzun olumlu benlik algısına zarar verir. Çocukları yapabilecekleri işler konusunda desteklemeliyiz başardığı konularda takdir etmeliyiz .Erdal Demirkıran" Ben Dünyanın En Akıllı İnsanıyım "adlı kitabında Fatih'in İstanbul'un fetih hikayesini şu şekilde anlatmaktadır."2. Murat'ın vezirlerinden bir tanesi ikinci Murat'ın yanına gelerek, hünkarım bu Hacı Bayram Ankara'da halkın çok sevdiği birisi ,Ankara'da size karşı bir ayaklanma başlatmasından endişe ediyorum. Hacı Bayramı çağırıp,kendisiyle bir konuşsanız der." bunun üzerine padişah Hacı Bayramı İstanbul'a çağırır ve konuşur. Bu arada Hacı Bayram kendisinin İstanbul'a niçin çağrıldığını tahmin etmektedir. padişahın kendisinin kellesini almak için çağırdığını düşünmektedir. Padişah Hacı bayramda konuştuktan sonra ayaklanma çıkarmak gibi bir niyetinin olmadığını anlar. Hacı Bayrama İstanbul'u alma hedefinden ve hayalinden söz eder. Hacı bayramda kellesini kurtarabilmek için "padişahım siz İstanbul hayalinizden vazgeçin, çünkü İstanbul'u Siz alamayacaksınız. Kundaktaki bebeği göstererek İstanbul'u bu kundakta yatan Şehzade alacak" der. Bunun üzerine padişah kundakta yatan Şehzade Mehmedi kucağına alarak "Vay benim şehzadem demek İstanbul'u alacak O büyük komutan sensin" der.Bundan sonra saraydaki herkes, Şehzade Mehmet'e İstanbul'u alacak büyük komutan gözüyle bakar ve ona göre eğitim verilir. Şehzade Mehmet İstanbul'a alacağına o kadar inanmıştır ki bu inanmışlığım şu sözlerle dile getirmiştir. Ya Ben İstanbul'u alacağım ya da İstanbul beni alacak." Bu inanmışlığım ve kendine güvenin sonucu olarak daha 21 yaşındayken İstanbul'u fethetmenin yollarını bulmuş ve İstanbul fethetmiştir. Hacı Bayramı Veli'nin kellesini kurtarmak için söylemiş olduğu bu söze,önce padişah ,sonra saraydaki herkes inanmış. Daha sonra da Şehzade Mehmet'in kendisi inanmış ve inandığı şeyi başarmıştır. Hacı Bayram büyük bir evliya olabilir ama bu şekilde geleceği görebildiğini düşünmüyorum. Erdal Demirkıran kitabında kundakta yatan o çocuk Şehzade Mehmet değil de başka bir çocuk olsaydı da muhtemelen İstanbul'u Fetih edecekti. Şeklinde görüşünü dile getirmiştir.Çünkü çocukların bilincalti yedi yasına kadar ona ne soylenirse hicbir süzgeçten gecirmeden kabul eder.

başka bir örnek Thomas Edison okula başladıktan kısa bir süre sonra, elinde yazılı olan bir notla eve gelir,notu annesine verir. Annesi notu "Sizin çocuğunuz çok zeki,çok başarılı bir çocuk, o bir dahi. Bizim okulumuzda böyle zeki çocukları okutacak öğretmen yok. Çocuğunuzu siz kendiniz ya da başka bir öğretmen tutup okutun." şeklinde okur. Edison annesi öldükten yıllar Sonra annesinin eşyalarının arasından, bir sandığın dibinde bu notu bulur ve Okur. Notu okuduktan sonra ağlamaya başlar. Çünkü notta aslında annesinin ona okuduğu şeyler yazmıyordur. Notta "sizin çocuğunuz çok başarısız,ne yaptıysak okumayı öğretemedik. O tam bir şaşkın ,Çocuğunuzu siz kendiniz okutun ya da ona uygun öğretmenler tutarak okutun. Bizim okulumuzda okuyamaz" yazıyordur. Edison Bunları okuduktan sonra asıl başarısını "bu bilge kahraman kadına" borçlu olduğunu dile getirir.

Bu iki Hikayem çocuklarda olumlu benlik algısı yaratabildiğimizde, çocukların ne büyük başarılara imza atabileceğini gösterebilmesi açısından son derece önemlidir. Bazı anne baba ve öğretmenlerin çocuklara karşı söyledikleri Aptal, salak ,geri zekalı beceriksiz, işe yaramaz gibi sözleri çocukların olumlu benlik algılarına en büyük zararı verdiğini unutmamalıyız. Her çocuğun başarılı olduğu ya da başarılı olabileceği bir alan vardır. Bize düşen çocukların başarılı olabilecekleri alanları fark ederek,başarılı oldukları alanlar da onları desteklemektir. Anne babaların ve bazı öğretmenlerin çocuklara karşı söylediği aşağılayıcı sözler çocuklara vurulan kelepçeler dir.Bu Kelepçeleri kırmak ise o kadar kolay olamamaktadır. Birçok yetişkin, anne babası veya öğretmenleri tarafından vurulan bu kelepçelerle hayatını devam ettirmektedir. Kendi yeteneklerinin ve potansiyelinin farkına varmadan, kendini tanımadan bu dünyadan göçüp gitmektedir. Bu Kelepçeleri kıranlar da vardır elbette ama bu Kelepçeleri kırmak O Kadar Kolay olmamaktadır.

Son olarak bu konuda şunu soylemek istiyorum. Çocugunuz eger saz çalmada yetenekli ise ve ilgisi varsa bu alanda destekleyin. Eğer resime ilgi ve yeteneği varsa bu alanda destekleyiniz. Müziğe ilgisi ve yeteneği varsa bu alanda destekleyiniz. Basketbol ,futbol voleybol gibi Spor dallarına ilgisi varsa o alanda destekleyiniz. Bu alanlarda gösterdiği başarılarından dolayı Takdir ediniz. Ne siz ne de başkası hiç kimse mükemmel değildir.O yüzden çocuklardan da mukemmel olmalarını beklemeyiniz.çocuklarınızın karnesindeki dördü gördügünüzden daha karnesindeki beşleri görünüz.Karnedeki dört için eleştirmek yerine karnesindeki beşler için onu tebrik ediniz.Asla mükemmeliyetçi olmayiniz.

Çocuğum DeğerliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin