Last Secret

409 52 1
                                    

"Az önce neler oldu?"

Herkes anlık yaşanan şeyden dolayı şoktayken Jongin ilk kendisini toparlayan olmuştu. Sorduğu soru ile yanı daki insanlar da ani girdikleri şoktan uyanmış, etraflarına bakmaya başlamışlardı. Kimseden bir ses çıkmıyordu. Çünkü daha önce yaşamadıkları bu olay herkesi derinden korkutmuştu. Canavarın varlığını bir kez daha enselerinde hissetmişlerdi.

Ama bütün bu düşünceleri aniden acıyla bağıran biri yüzünden kesilmişti. Baekhyun bir anda karnını tutarak bağırırken Chanyeol hemen ona destek olmak yanında bulunmuştu.

"Baekhyun! Neler oluyor?! Kendine gel!"

Baekhyun ona cevap veremeyecek halde kafasının içinde yankılanan sesten ve karnındaki ağrıdan kıvranıyordu. En sonunda son bir çığlık attığında acı onun vücudunu bırakmış gitmişti.

Jihoo kaşlarını çatmış Baekhyun'a bakarken düşüncelere dalmıştı. Chanyeol ise eli ayağı birbirine dolanmış ne yapması gerektiğini bilememişti.

"Uzak dur benden!"

Baekhyun aniden bağırdığında Chanyeol'un elini ittirmiş ve ondan biraz uzaklaşmıştı. Eliyle yüzünü kapattığında az önce yaşadıklarını düşünüyor, kafası karışmış bir şekilde orada duruyordu. Jongin bir anda ayaklandığında onun yanına gitmişti.

"Baekhyun?" dediğinde Baekhyun elini çekip yüzüne bakmıştı. Ama rengi solmuş, ve sağ taraftaki gözü kırmızı olmuştu.

"Ne oldu? Bunu anlatmak zorundasın. Yoksa seni gönderemem."

Chanyeol her ne kadar az önceki olaydan dolayı kırılmış olsa da Jongin'in bu sözlerine karşı çıkmıştı.

"Ne demek gönderemem?" diye sorduğunda Jongin ona dönmüştü. "Eğer kötü güçler tarafından kontrol ediliyorsa, onun buradan dışarı çıkmasına izin veremem."

Chanyeol korkan gözlerle Baekhyun'a baktığında gözlerinin farklı olduğunu görmüştü. Tekrar yanına gitmek istediğinde Baekhyun tekrardan Chanyeol'u durdurmuştu.

"Bana yaklaşma."

Son dediğin ardından aniden başı dönmesi ile yere düştüğünde Jongin hızla onun yanına gitmişti. Baekhyun kapadığı gözlerini açtığında Jongin onun gözlerinin eskisi gibi baktığını görmüştü.

"Az önce ne oldu hatırlıyor musun?" diye sorduğunda Baekhyun şaşkın şaşkın ona bakmıştı.

"Bir sarsıntı oldu ve kükreme duyduk."

Jongin onun hatırlamadığını fark ettiğinde onu yerden kaldırmış, tekrardan toplantı pozisyonuna geçmişlerdi.

Chanyeol her ne kadar bu sözlerin Baekhyun'a ait olmadığına inansa da kırılmıştı. Baekhyun ise Chanyeol ile iletişime geçmeye çalıştığında başarısızlık ile karşılaşınca bırakmış ve Jongin'i dinlemeye başlamıştı.

"Az önce olanlara hepimiz tanık olduk. Daha fazla zaman kaybedemeyiz. O şehre gidip taşı almak zorundasınız. Güç seviyesindeki değişikliğin Baekhyun'u etkileyeceğini sanmıyorum ama yine de ona güvenemeyiz. Chanyeol, bir şey olması durumunda geri adım atmanı istemiyorum. Artık hiçbir şey garanti değil. Ne demek istediğimi anlıyor musun?"

Jongin gözlerini Chanyeol'a diktiğinde, Chanyeol kafasını hafifçe onaylar anlamında sallamıştı. Baekhyun ise neler olduğunu anlamazken o ikiliye bakmıştı.

Birkaç saate şehre gitmek için hazırlanma kararı alındıktan sonra Baekhyun hazırlanmak için odasına giderken Chanyeol, Jongin ve Jihoo ile görüşmeye karar vermişti. Ama Jihoo, Chanyeol'un suratını gördüğü an sinirlenmişti.

Black Flame ○ Chanbaek/BaekyeolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin