BANA GERİ GEL...

74 13 10
                                    

Ben nice yağmurlarda ıslandım yollarını beklerken. Ve her gelmeyişinde defalarca baktım uzaklara sana ait birşeyler görebilmek için. Yokluğunun keskin cam kesikleri yüreğimi acıtıyordu. Bu acı  bana geçen her saniyeyi saydırıyordu.Ben saydıkça saatler sanki geri geri gidiyordu. "Gelmeyecek işte" diyordum kendi kendime "gelmeyecek". Bunu bilmeme rağmen, her telefonun çalışında sesini duymayı, her kapının çalınışında ise seni görmeyi ne kadar isterdim bilebilir misin ki.... Seni sensizlikle yaşamayı öğrendim. Sessizliğin içinde sesini dinledim sabahlara kadar. Gözlerim hiç umudunu kaybetmemişcesine  rutin bir görevmiş misali yollarını gözlüyordu. Sanki beni ömür boyu yüreğinin dipsiz derinliklerine mahkum etmiştin. Ne gözlerim senden başkasını görüyor nede o boş kalabalıklar sensizliğimin kaybolmuşluğunu unutturuyordu. Uykuyu  temelli terketmiş bedenim, sensizliğimle yaşamaya mücadele ediyordu. Saatler geçiyordu, günler geçiyordu,aylar hatta yıllar geçiyordu ama sen gelmiyordun. Ne yapıyordun şimdi? Üşüyor muydun? Eğer yanımda olsaydın üşümemen için elimden geleni yapardım. Elim gidiyor battaniyeye ama üstüne koyabileceğim bir sen yoksun ki!... Gözlerimden iki damla yaş süzülüyor her zamanki hızla hemen siliyorum. Giderken "sakın ağlama" demiştin. Ağlamıyordum ki ben, çünkü sen ağlamamamı istemiştin. Bana gülmek yakışıyordu. O sıcak gülmelerimin yerini şimdi soğuk bir ifadenin aldığını bilseydin kızarmıydın? Bana kız,bağır,çağır ama gel. Gelsende sana tek şekerli içtiğin çayını yapsam. Eskisi gibi sen anlatsam ben dinlesem. Bana zamanın bensiz nasıl geçtiğini anlatsan. Sen anlatırken bende sensiz kalan yaralarımı kapatsam. Ah bi gelsen. Bu can sensiz olmuyor. Bu hayat sensiz hiç ama hiç yaşanmıyor. Gözlerim yolda aniden seni gördüğünde kalbim bir daha hiç atmayacak gibi heyecanlanmıştı. Saniyeler duvarda asılı kalmıştı. Gözlerimi senden ayırmaksızın yerimden kalkmıştım çünkü  seni hapsettiğim gözlerimden tekrar firar etmenden korkuyordum . İşte en sonunda geliyordun bana. Senin geldiğin rüzgârlara dokunmak  için olanca hızımla koşuyordum. O dimdik yürüyüşünle bana doğru yaklaşıyordun ki sen olmadığını farkettim. İçimdeki heyecanlı meltemler tufanlara dönüştü. Asla kabul edemediğim gerçek bedenimi titretti. Ayaklarım usul usul beni yıllarca gitmeyi reddetmiş olduğum yere götürmeye başladı.Hiçbir zaman kabul edemediğim yere, gerçeğe gidiyordum. Geri dönmeyi istiyordum ama olmuyordu. Yıllarca içinde kendimi kaybettiğim gerçek benliğimi esir almıştı. En sonunda beni sana getiriyordu. Onca kalabalığın içinde seni hemen farkettim. Eğildim defalarca öptüm kokladım. Hemde gözümden süzülen yaşlara aldırmaksızın. Sonra başımı kaldırıp mezar taşındaki adına dokundum. Yıllarca kabullenemeyip gelmeni beklerken sonunda ben sana gelmiştim. Ve geldiğim anda da anladım ki sen bana asla DÖNMEYECEKSİN....

BANA GERİ GELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin