Eylül güler...
Serkan: Eylül, bir şey söylesene... doğru mu anlıyorum? Dönüyor musun?
Eylül: evet... dönüyorum..
Serkan: ne?! Ciddi misin sen?
Eylül: evet...
Serkan birden sıkıca Eylül'e sarılır...ve Eylül'ün saçlarından öper...
Serkan: dur bi dakika... duruşma başlamadan önce rol mü yaptın yani bana?
Eylül: hayır.. aslında aklımdan geçmemişti bile, çok kırgındım. Ben sadece orda olmak istemiştim, senin yanında olmak... Murat'ın saçmaladığını duyunca da orda ona oyun oynadım.
Serkan: ama...
Eylül: Ben daha sonra karar verdim...hani hakime Rüzgar'ı neden istediğini anlattın ya... o zaman karar verdim...anlattıkların...
Serkan: Eylül... bak canım, ikimizin de son zamanlarda sinirleri çok bozuk. Hangi aile böyle şeyler yaşadı ki? Evet, o gün ağzımdan çıkanların bir özrü olamaz, berbat şeyler söyledim sana ama yine de gerçekten öyle düşünmediğimi bil. Ben sana çok haksızlık ettim. O söylediklerimin hiç birini haketmedin sen, hiç birini... Asıl düşündüklerimi hakime söyledim ben. Ama o gün ne oldu bilmiyorum... sanırım seni kıskandım Eylül...
Eylül: kıskandın mı? Beni mi? Nasıl yani?
Serkan: insan karısını bir erkekten falan kıskanır, ya da ne biliyim yaptığı işten falan ama bu şekilde kıskanmaz dimi? Ama kıskandım işte. Sen kızına çok kolay ulaştın, Murat her şeyi ağzıyla itiraf etti ve Yağmur seninle kaldı.. benimse oğlum için yapacak hiç bir şeyim yoktu. Ben Rüzgar'ı kaybetmekten öyle korktum ki...
Eylül: anlatsaydın be Serkan... bak, bundan sonra ne olursa olsun anlat bana tamam mı? Birlikte hallederiz.
Serkan: tamam.. söz veriyorum...
Eylül: iyi hadi o zaman, evimize gidelim... sadece senden tek bir şey istiyorum...
Serkan : ne oldu?
Eylül : Yağmur nasıl senin kızınsa, Rüzgar da benim oğlum.. bu yüzden senin oğlun benim kızım diye bir şey yok tamam mı?
Serkan : zaten yok... dedim ya, kendimde değildim sanki o an...
Eylül : iyi o zaman... akşama kadar burada mı beklicez Serkancım? Yoruldum ben...
Serkan: tamam... o zaman şöyle yapalım. Önce annenden kızımızı alalım, sonra Güneylere gidelim, zaten oğlumuz da orda, Songül'e bırakmıştım. Yemek falan yeriz, hem Güney'in de çenesi kapanmış olur, ne dersin?
Eylül: Songül, zaten kutlama yaparız diyordu, bugün bence kutlanacak bir gün...
Serkan: kesinlikle öyle...
Eylül : hem zaten kutlamak için bir sebep daha var...
Serkan: sebep mi? Ne oldu?
Eylül: b-ben...
Serkan'ın telefonu çalınca konuşmaları bölünür...
Serkan: efendim kardeşim? Tamam... geliyoruz... evet çoğul konuştum Güney, geliyoruz, yani Eylül ben ve Yağmur.. hayır çok bir şeye gerek yok, zaten biz de gelirken bir şeyler alırız, söyle Songül'e fazla uğraşmasın...
Serkan bir kahkaha atarak telefonu kapatır...
Eylül: ne oldu? Neden güldün o kadar?
Serkan : Güney dedi ki Songül'den çok fazla bir şey beklemeyin, geleceğinizi bile söylemicem, sonra bir şeyler hazırlamaya çalışır, zehirlenirsiniz...
İkisi de güler...
Serkan, ağzı kulaklarındayken Eylül'ün elini tutar, Eylül de ona güler...
Mesude, kızı ve damadını birlikte görünce gülmüştü... Eylül eşyalarını toplayıp Yağmur'u hazırlarken Mesude de Serkanla konuşur...
Mesude : dayanamadı dimi?
Serkan : hayır.. ama o yapmasaydı artık ben kolundan tutup götürecektim eve...
Mesude : ee damat mutlusun.. dava güzeldi galiba. Rüzgar sende mi?
Serkan : bir süre daha... hakim bir ay erteledi duruşmayı. Hiç yoktan bir ayım daha var.
Mesude : sen düzgün bir çocuksun ama kızıma dediklerin...
Serkan : keşke zamanı geri alabilsem de o laflarımı geri alabilsem.. bir an söyledim ben onları..
Mesude : neyse kızım affettiyse bana bir şey söylemek düşmez..
Eylül bavulunu alıp kucağında Yağmurla gelince Serkanla Mesude susar...
Eylül : ne oldu? Ben gelince sustunuz birden..
Mesude : bir daha seni tek başına geldiğinde eve almıcam kızım... öyle her kavgada eşyalarını toplayıp gelme başıma... almıyorum seni eve.. kocanla birlikte başımın üstünde yerin var ama ağlayıp kucağında kızınla çalma kapımı, yetti artık...
Mesude bunları sert bir tonda ve ciddiyetle söylese de yüzü gülüyordu.. üçü de birden gülmeye başlar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Savrulan Yapraklar ?
Teen Fiction2000 yılında gizemli bir şekilde kaybolan 7 yaşında bir kız çocuğu ve geride bıraktıkları hakkında...