18 » 'kayıp kızın büyüsü'

3K 368 170
                                    

Bölümde (*) olarak yazmaya başladığım kısımların mitolojiyle bağlantısı yoktur. Olayları ve karakterleri birbirine uydurmak için değiştirdim. Bu böyle değildi diye düşünmeniz çok normal :D Keyifli okumalar~

Rosé okula girdiğinde Soojin'i de, arkadaşlarını da görememişti. Etrafına bakındı ve dolapların önünde ona bakan Joy ile göz göze geldi.

Joy bakışlarını çekmediğinde Rosé kaşlarını çattı. "Neden bakıyorsun?"

"Yalnız kalmışsın, her zamanki gibi." Joy topuklu ayakkabılarıyla zemine sertçe basarak yürümeye başladı. Peşinden gelen Yeri ve Seulgi ona bakıyordu.

"Jennie ile barıştığını düşünmüştük. Görüyorum ki, onu kullanmak için barışmışsın."

"Öyle bir şey yok Joy, bilmediğin işlere karışma. Sana neden laf anlatacağım ki? Ben gidiyorum." Rosé merdivenlere doğru yürümeye başladı. Beyaz merdivenlerin üzerindeki tavan camdan yapılmıştı. Kütüphaneye giden basamaklara kadar camdan gelen güneş ışığı yolu aydınlatıyordu.

Yer altının veliahtı Rosé merdivenleri çıkmaya başladığında okulun içindeki tüm ışıklar kapandı. Öğrencilerden sızlanma sesleri gelirken, saniyeler içinde okulu aydınlatan tek yer olan merdivenlerin üstündeki cam kırıldı. Rosé çığlık atarak eğildi ve ellerini başının üzerine koydu ama birkaç cam vücuduna batmıştı. Kütüphanede uyuyan Chungha duyduğu kırılma sesleriyle ve çığlıklarla gözlerini açtı. Masaya bağdaş kurarak oturmuş Jaehyun, lolipopuyla uğraşmayı bırakıp ona baktı.

"Neden çığlık atıyorlar? Sen mi yaptın?" Chungha sorduğunda Jaehyun başını iki yana salladı. "Sabahtan beri burada oturuyorum."

Okulun kötüleri olarak anılan Chungha ve Jaehyun şaşkınlıkla etrafına bakındı. Olivia Hye, Somi, Doyeon ya da başka biri yapmış olamazdı, bir şekilde haber alıyorlardı. O halde neler oluyordu?

Kütüphanenin hemen karşısındaki kapı açıldı.
"Neler oluyor burada?" Müdür Dionysos öfkeyle bağırdığında peşinden çıkan kişiler merdivenlerde duran Rosé'yi gördüler.

"Rosé!" diye çığlık attı Lisa. Ona doğru koşarken Rosé vücudundaki cam parçalarını çıkarmaya devam ediyordu. İlk defa onu ağlarken gördükleri için canının ne kadar acıdığını tahmin ettiler.

Jungkook ve Taehyung, Rosé'ye yardım etmek için merdivenleri inerken Rosé sinirle "Sen!" diye bağırdı. İşaret parmağı Soojin'i gösterdiğinde Yoongi kaşlarını çatarak Soojin'e baktı. Biraz önce ağlayan Soojin, şimdi gülüyordu.

Soojin, "Ben değil," dedi ve kahkaha attı. Rosé "Yakalayın onu!" diye bağırdığında yine geç kalmıştı. Soojin, Müdür Dionysos ve Jennie'nin arasından havaya yükseldi. Jennie Tanrıça gücüyle onun peşinden gitmeye çalıştı ama Soojin sadece onun göz bebeğine bakarak büyü yapmıştı. Jennie olduğu yerde dururken Jisoo şaşkınlıkla kırılan cama doğru uçan Soojin'e baktı.

"O büyücü Hekate'nin kızı mı?!" diye bağırdığında Rosé başını salladı.

Okulun dışında çığlıklar duyuldu. Karyatid kardeşlerin seslerini duyduklarında işlerin iyiye gitmediğini anlamışlardı.

Seokjin başını iki yana sallayıp, "Ve kesinlikle yalnız değil." dedi. Müdür Dionysos ve Bay Ahn önde olmak üzere tüm öğrenciler bahçeye koştu. Yarı Tanrı'ların güçlerine ihtiyaçları vardı.

"Rosé! Jisoo!" Lisa koşarak yanlarına geldi. "Hekate neden bize zarar vermek istiyor?"

"Hekate zarar vermek istemiyor." dedi Rosé. "Yer altında ve Olympos'ta oldukça saygı gören Hekate'nin tehlikeli kızları zarar vermek istiyor."

gods school Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin