Chill 9.Bolum

34 0 0
                                    

Evdeki herkesle birlikte etrafi toparlayip, cogu kisi gittikten sonra, kapinin onunde dikilip, “Eve geciyorum ben, bir dus alicam su halime bak. Aksama hic gidesim yok Emre’lere, gitmesek mi ya?” diye sordum Pelin’e.

“Kizim hala midem bulaniyor, basim catliyor. Ne Emre’si ya sacmalama, kaldirmaz bu bunye o kadar ickiyi. Bizdeki de karaciger” diyerek guldu.

“O zaman aksama konusuruz, gorusuruz”deyip, yanagini opup, bir taksi bulmak icin kendimi disari attim.

Makyaj masaminin onunde, uzerime sarili olan havlumla oturmus, oylece aynaya bakiyordum. Dun geceyi dusunuyordum daha dogrusu, neden sanki hayatimda ilk defa bir partide bu kadar eglenmisim gibi davraniyordum anlayamiyordum. Hatirladigim seyleri siraya sokmaya calisirken kafamda, yatagimin uzerindeki telefonun calisiyla irkildim. Pelin ariyordu.

“Ay sabah adam gibi konusamadik icimde kaldi, simdi dustan ciktim ve abi dudagimi hangi ayi isirdiysa anasinin ami gibi sis resmen” dedi telefonu acar acmaz.

“Arslan’la iyi iyisiyordunuz, daha biz koltuktayken ellerini taytinin icine sokmustu o derece” dedim gulerek.

“Oha ben o kismi hatirlamiyorum bile, Kaan bi ara uzerimden shot icti onu hatirliyorum, yere kustum onu hatirliyorum-“

“Of Pelin senin kusmugun muydu yerdeki? Gerizekali ya sabah onu temizlemek icin anam agladi benim, mal” diye guldum lafini keserek.

Kapimin tiklatilmasiyla irkilip, Pelin’e bir dakika deyip, “evet” diye seslendim kapimi calan anneme.

“Ben yatiyorum, iyi geceler canim” dedi yanagimi oksayarak. Saat daha on birdi, annem normalde bire kadar eve bile gelmezdi..

“Bir sorun mu var?” dedim telefonu kulagimdan cekerken.

“Yo hayir, yorgunum sadece” dedikten sonra, kapimi da kapatarak odamdan cikti.

Telefonu tekrar kulagima goturup, “Abi annem bu saatte yatiyor. Isil bu saatte yatiyor? Noldu lan bu kadina?” diye guldum.

“Belki o da dun gece eglenmistir” diye kikirdadi Pelin’de.

“Annem benden daha cok egleniyor zaten her zaman, neyse askim basim hala cok fena benim. Aklim her zamankinden daha dolu sanki, biraz yazip, rahatlamak istiyorum. Sonra da uyurum heralde”

“Aman da aman, yine sanatsal sanatsal, duygusal takiliyoruz. Bir ot gibi yasayan ben varim he, Deniz’de piyanoyla rahatlasin, Pelin de anca dizi izlesin” diye guldu.

“Ne duygusal ne duygusal sorma, dunya sikimde degil resmen. Neyse gorusuruz”

Yorganin altina girip, bilgisayarimi kucagima aldim. Neyle, kiminle ilgili yazmak istiyordum bilmiyordum. Yazmak istiyor muydum onu bile bilmiyordum. Yine boyle boktan gecen gecelerden biriydi. Her seferinde ayni seyi yasiyordum. Cikiyordum, egleniyordum, ertesi gece de, onceden yaptiklarimi hatirlayip pisman oluyordum.

Tolga’yla opustugum, daha dogrusu sevistigim icin pisman degildim. O an istemistim gercekten, ama her partide beni gercekte sikine takmayan heriflere kendimi birakmaktan nefret ediyordum. Fakat oylesine garipti ki, birakmadan da edemiyordum. Ayikken birini sevemedigim gibi, sarhosken de kendimi sevemiyordum. Birinin bana ihtiyaci olmasi, beni istemesine oyle ihtiyacim vardi ki, sadece bedenim icin bile olsa istenilmek beni mutlu ediyordu. Uyandigimda tipki vucudumdaki izler gibi kendimden nefret edicek olsam da, ayikken beni bogan bu igrenc ozguvensizlik, bu boktan his, sarhos oldugumda sanki beni tamamen ele gecirip, olduruyordu.

Her seferinde “artik birini sevip, gercekten sadece onunla olacagim. Herkesle takilan, sarhos olup kendini tamamen harcayan, acilarini kendinden kac yas buyuk adamlarin kollarinda harcayan, sadece bir kez olsun ona “askim” dedigi icin “yapma” diyemeyen kiz olmayacagim” diyordum kendi kendime, ve her seferinde, yine o kiz oluyordum.

Kucagimdaki bilgisayarimi yere birakip, dusunmemek, kendime bir zarar vermemek icin uyumaya calistim. Geceler, en zoruydu sanki. Cunku gunduz susturabiliyordum butun bu sesleri, bu hisleri. Fakat geceleri dayanamiyordum sanki. Tipki geceleri agladigim gibi, en cok daha geceleri ozluyordum.

Butun bir Pazar gununu, annemle gecirmenin verdigi o garip hisle uyandim Pazartesi sabahi. Normal bir haftasonuydu sanki, daha dogrusu benim icin normalde oldugundan daha durgundu. Hatirlamadigim opusmeler yuzunden boynumda izler bile olsa, en azindan tanidigim, ayikken de birlikte guldugum, eglendigim insanlardi; les barin tekinde, kafam iyiyken tanistigim pes para etmez heriflerden biri degil.

Okula geldigimde, Tolga, sinifimin onunde elinde kahveyle bekliyordu.

“Gunaydin” dedim beni bekleyisine gulerek.

Elindeki kahveyi uzatip, nazikce gulumsedi o da. “Numarani isteyecektim senin, gideyim su  sayisalcinin sinifinin onunde bekliyeyim, belki okula tesrif eder diye dusundum”

“Aa Tolga bak, seninde bazen aklin calisiyor, anca sinavda calismamis iste” dedim resmen kahkaha atarak. “Kalemin var mi?”

“Soyle telefonuma yaziyim direk iste” diyerek telefonunu cikardi.

Ben de gulup, “Hayir, eline yazicagim, adet oyle benim icin” dedim cantamdan cikardigim asetat kalemiyle eline numarami yazarak.

“Gorusuruz o zaman” dedi elindeki numarayi gosterip.

“Gorusuruz”

Yatagimin uzerinde Pelin’le oturmus, dogum gunu gecesini konusyorduk ki, Tolga’dan geldigini dusundugum mesaja kaydi gozum. “Elimden numarayi cikaramiyorum, tanimadigin insanlar seni ararsa, herkesin gormesi yuzunden, bravo Melek”

“Senin atacagin mesajlardan daha kotu olamaz nasil olsa Tolgacim” yazdim. 

Hakim olamadigim gulumsemem karsisinda, Pelin kahkaha atip, elini dudaklarima vurduktan sonra “kimle konusuyorsun ya sen?” dedi.

“Tolga ya, zevzek zevzek konusuyor. Eskiden sunepenin teki gibi gelirdi gozume, nedense simdi birden boyle yunan tanrisi falan gibi gozukmeye basladi”

“Cuma onla yattiniz mi lan siz?” diye sordu bana bakarak.

“Yok hayir, opustuk, baya ellestik falan ama yatmadik. Sabah uyandigimda sende yanimizdaydin abi o nasil oldu ben onu anlamadim” Klasik Pelin, sarhos oldugu an aglamaya baslayip, birine sarilmak isteyip, etrafta “melek, melek” diye viyaklayip, en sonunda Tolga’ya sarilip aglamaya baslamisti buyuk ihtimalle.

“Sana yazmiyor muydu o bi ara?”

“yedinci sinifta mi ne, ama bir sey olmadi yani, sonra o kasar Melisle cikmaya basladi” dedim Tolga’nin, “yarin okuldan erken cikip, bir seyler yapalim mi?” mesajina “bana uyar, cikista beklersin beni :)” yazarken.

“Bir sey soracagim sana?” dedi Pelin ilgimi cekmek icin koluma dokunarak.

“evet” anlaminda kaslarimi kaldirdim ona bakarak.

“Iyi misin? Yani gercekten?”

“Bilmem. Aliskinim sanki bu hisse. Mutlu muyum? Hayir. Yasamamak isteyecek halimdeki zamanlar kadar mutsuz muyum? Hayir. Garip bir his, bosver.”

“Hic korkmadin mi o zaman?” diye sordu. Neden bahsettigini anlamistim. Her ne kadar kendimi oldurmek icin yapmadigimi soylesem de, bu kadar cok icki icmemi, ayni gunde de ilacimi almami, basit bir alkol komasi yerine, intihar olarak gormesi gayet normaldi.

“Unutmak istedim.”

ChillHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin