Chill 13.Bolum

11 0 0
                                    

Uzun zamandan beri gecirdigim en guzel gunlerden biriydi sanki. Sokaktaki bagiris, cagirislari izleyerek, ayaklarimi balkonun demirine uzatmis bir sekilde, bugun belki de yirmi besinci sigarami iciyordum. Butun bir gunu, daha yeni tanimaya basladigim bir adamla gulerek gecirmistim, gulusunu bile bilmedigim biriyle sevisen ben, birini tanimaya calismistim.

Tolga elindeki iki bira sisesiyle geri dondugunde, basimi cevirip, gulumsedim.

“Ozlemisim” dedim gozlerimi kapatip, boynumu arkaya atarak.

Sandalyesini benimkinin arkasina getirip, kollarini boynuma doladi.

“Neyi?”

“Avunmak yerine, zevk aldigim icin sevismeyi. Sevistigim adami tanimayi. Ne bileyim, birinin benim icin bir sey yapmasini bile ozlemisim” dedim gozlerimi acmayarak.

“Melek bak ben-“

“Biliyorum Tolga biz cikmiyoruz” dedim gulerek. Neden butun erkekler, birlikte olduklari kadinlara bunu soylemeye cekiniyorlardi? Ondan da otesi, neden bir iliskiden bu kadar korkuyorlardi ki, ben daha “biz neyiz” diye sormadan, “ben sevgili istemiyorum” konusmasini yapma geregi duyuyorlardi..

Konuyu degistirmek istercesine, “Aciktin mi?” diye sordu.

Evet anlaminda basimi sallamam uzerine, iceriye dogru gitti. Elimdeki sigarayi sondurup, onu mutfaga dogru takip ettim.

Tezgaha abanip, telefonuna bakti. “Ne soyleyelim, ne yemek istersin?”

“Makarna” diye mirildandim dolaplarin icinden su kaynatabilecegim bir tencere ararken. Hic bir sey soylemeden, baska bir dolaptan bir kutu makarna cikartip bana uzatti.

“Annem genelde eve gelmez pek geceleri, ya da yemek yapmak icin fazla sarhos olur; ondan cocuklugumdan beri aliskinim ben elimde ne varsa tencereye atip bir seyler yapmaya” dedim makarna icin hazirladigim, icinde kucuk tavuk parcalari bulunan sosu tatmasi icin tahta spatulayi dudaklarina gotururken.

Hic bir sey dememesi uzerine, “begenmedin mi?” diye sormaktan ali koyamadim kendimi.

“Yo hayir, guzel olmus.” Yuzunde hic bir ifade olmadan, gulumsemeden, ya da annemle ilgili hic bir soru sormadan, klasik “uzulmus” numarasi yapmadan, arkasini donup, dolaptan iki tane tabak cikartti.

“Sagol” diye mirildandim tabaklara makarna koyarken.

Basini one egdi “onemli degil” demek istercesine.

Anlamistim, Tolga, benim arkadasimdi. Gercekten arkadasimdi. Hic bir zaman normal bir iliskiye donusmeyecekti bu, hic bir zaman, “seni kaybetmekten korkuyorum” evrelerine girmemizi istemiyordu. Ne yasamisti, neden korkuyordu emin degildim, fakat cok acikti baglanmak istemedigi. Kaybetmekten korkacagi birinin olmasini istemiyordu hayatinda. Sevgilisinin olmasini, birine bagli olmayi. Sevisip, hala en yakin arkadasiz ayaklarina sonsuza kadar yatamayacagimizi da biliyordu, bunun arkasindan arkadas kalamayacagimizi da. Anlattikca baglanicagimin farkindaydi, ne kadar darmadaginik oldugumun da.

Rahatlamak istiyordu sadece, hepimiz gibi..

Elimdeki bos makarna tabagini onumdeki sehpanin uzerine birakip, cantamdaki esrari cikardim. Yuzune dalga gecerce bir gulumseme yerlestirip “sarmayi biliyor musun?” diye sordu kucumsercesine.

Gulup, hizlica sarip, balkonda biraktigim cakmagimi aldiktan sonra yakip, icmeye basladim. Ilk dumanini ufledikten sonra, onun dudaklarina goturdum.

Bir taneyi paylasmanin uzerine, kendimi yeterince iyi hissetmeyecegimi biliyordum. Bikkinlikla nefes verip, basimi omzuna yasladim. Parmaklarimi saclarimda gezdirdigini hissettigimde, “uykum geldi” diye mirildandim.

“uyu o zaman prenses” dedi saclarimi oksamaya devam ederek.

“sarilip uyuma kizlarindan degilim ben ya” dedikten sonra basimi kaldirip, gozlerinin icine baktim.

“sarilip uyumaya ihtiyaci olan kizlardan degilsin.Uykusu gelmis, ve iceri gitmek yerine, su anda, onu omzunda uyutmaktan huzur duyacak biriyle olan biriylesin. Uyu hadi”

Basimi tekrar omzuna koyup, gozlerimi kapattim. Tek elini saclarimin uzerinde gezdirirken, digerini bacagimin uzerine koyup, “gercekten Melek” diye fisildadigini duydum.

Gozlerimi actigimda, balkondan disarinin karanlik oldugunu gorebiliyordum. Sokak lambasinin turuncu isigi iceri vurmustu. Tolganin basi benim basima yaslanmis bir sekilde uyuyordu hala. Uyandirmamaya calisarak kalkmayi denesemde, basarili olamamistim.

“uyanmissin” dedi uykulu sesiyle.

“aksam olmus.”

Yere attigim cantamin icinden, disaridayken kapadigim telefonumu alip, actim. Pelin aramisti uc kez, Deniz de mesaj atmisti “canim” diye. Iki kere de annem aramisti. Pelin’e “anneme sende kaliyorum dedim, idare et” diye mesaj attiktan sonra anneme de “sarjim bitmis, Pelin’de kaliyorum bu aksam.” yazip telefonumu tekrar cantama attim.

“Gidiyor musun?” diye sordu elini sirtima koyarak.

“Gitmemi istiyor musun?” dedim gulerek basimi ona cevirip.

“Hayir”

“Iyi, ben de gitmek istemiyorum cunku.” Tekrar basimi omzuna koyup, “yalniz miyiz bu gece de?” diye sordum.

Basimi omzundan itip, diklestikten sonra, “buyuk ihtimalle, hadi gel iceri gidelim” dedi.

“Ya da burada kalalim”

Basimi ona cevirip, dudaklarimi dudaklarina yaklastirdim beni opmesini istedigimi anlamasi icin. Gulup, soguk nefesini dudaklarimda hissetmem uzeine, nazikce dudaklarima bastirdi.

“sev beni” diye fisildadim dudaklari boynumdayken.

Kendini geri cekip, gozlerimin icine bakti. Ne demeye calistigini anlamadigimi belli etmek istercesine basimi onume egdigimde, parmaklariyla cenemi kaldirip, dudaklarini bir kez daha dudaklarima bastirdi “kimseyi sevme” dedikten sonra.

Tolga’nin genis yataginin tamamen kenarina gitmis bir sekilde actim gozlerimi. Gunes, gece kapamayi unuttugumuz perdeden iceri sizmis, gozume geliyordu. Tolga ise birlikte uyudugum diger erkekler gibi beni kendine cekip, sarilmak yerine, yuz ustu bir sekilde uyumus, kolunu da benim sirtima atmisti.

Tam kalkmak icin yataktan siyrilmaya calisiyordum ki, “okul yok, niye kalkiyorsun” deyisi ile irkildim.

“Uykum bitti”

“uyuma o zaman” diyerek kendine cekti beni tekrar. Kalkmama izin vermeyecegini kabullendigimde, kollarinin arasinda guvende hissetmeme gulup, gozlerimi kapadim tekrar.

Uzulmem gerekiyordu aslinda buna, uzun zamandan beri birbirimizi taniyor olsak da, bir hafta bile olmamisti tekrar konusmaya baslayali, ve ben buradayken, kendimi, kendi evimde, kendi yatagimda oldugundan cok daha huzurlu hissediyordum.

Tolga’nin “uyumuyorsun” demesi ile tekrar actim gozlerimi.

Gulup, “hayir, uyumuyorum” dedim.

“Bir sey soracagim sana” dedi kollarini etrafimdan cekip, gozlerime bakarak.

Sor anlaminda bakmam uzerine, bogazini temizleyip “neden? Yani neden senin yasindaki her kiz o mukemmel iliskiyi ararken, sarap icip film izlemek isterken, sen benimle birlikte, balkonda bira ile sigara icip, susmaktan mutlusun?” diye sordu

“Bilmem, belki degilimdir. Hic bir sey mutlu etmeyince insani, ne yaptiginin pek onemi olmuyor, uyuyor iste karsisindakine. “ diye mirildandim. Usulca dogrulup, “neyse, ben eve gidiyorum” dedim.

Kolumdan cekip, tekrar yanina yatmami sagladi. Basini eline yaslayip, yanagimi oksadi nazikce. “Kirmak istemedim seni Melek, sadece-“

“Yo, hayir kirilmadim. Cevapladim sadece sorunu. Sinirlenip gitme olayi degil bu merak etme, eve gidip, bir dus alip kendime gelmek istiyorum. Ararim seni sonra” dedim yataktan kalkarken. Dudaklarimi dudaklarina birakip, kapiya dogru yurudum. Arkami donup baktigimda, Tolga basini tekrar yastiklarin arasina gommus, uyumaya baslamisti.

ChillHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin