NIALL'IN AĞZINDAN
Hayatımda ilk defa yemeğe olan ilgimi ve dikkatimi bu gece toplayamıyordum. Karşımda oturan kız bütün dikkatimi dağıtırken onun da yemeği yemiyor oluşu beni rahatsız ediyordu. Kafamı kaldırıp ona baktığımda üzerimde hissettiğim bakışları öyle bir hızla çekmişti ki acaba paranoyak davranıyor olabilir miydim diye düşünüyordum.
Çocuklar da bendeki farklılığın boyutunu anlamış olacak ki dalga geçmeyi kesmişlerdi.Pekala nasıl olsa yarışma zamanı boyunca iletişim halinde olacaktık.Şimdi başlasam bir zararı olmaz diye düşünüyordum.
Dikkatimi terleyen avuç içlerimden çekmeye çalışırken "Adın ne?" diye sorabilmiştim. Heyecandan dolayı titrek çıkmayan sesime de bir hayli övgüler yollamıştım. Adını unutmuştum çünkü söylenişi çok zordu.
"S-Selen." dedi titrek sesiyle.Sanırım Directioner.
Gülümseyerek "Directioner mısın?" diye sordum.Gözleri büyürken sebebini anlamadığım bir şekilde kızardı. Heyecandan olmalı.
"Evet" diyebildi.Sanırım onun beklemediği bir anda sohbete başlayıp rahatsız etmiştim çünkü kısa kısa verdiği cevapların başka bir açıklaması olduğunu düşünmüyordum.Onu daha fazla sıkmamak adına yemeğime geri döndüm.
SELEN'İN AĞZINDAN
"Adın ne?" diyen ilahi sesi duymamla başımı hiç dokunmadığım yemeğimden kaldırdım. Sözde açtım bir de öyle değil mi?
Tamam Selen,heyecanlanmadan ve sesini titretmeden bu basit soruya cevap verebilirsin öyle değil mi?
"S-Selen." dediğimde titrek çıkan sesimi duyan içimdeki Selen oynamıyorum ben ya diyerek uzaklaşmıştı.Gerçekten mi? 3 yıldır deli gibi aşık olduğum ünlünün karşısında beni yalnız mı bırakacaksın? Pekala, işte bu mükemmel.
Gülümseyip "Directioner mısın?" diye sordu fakat gülümsemesini gördüğüm an kriz geçiren ben soruya cevap vermeyi daha sonra akıl edebilmiştim.
Yavrum baban nereli, nereden bu kaşın gözün temeli? diyen iç sesime gitmesi için yalvarırken yanaklarımın kızardığını hissedebiliyordum.
Sessizce "Evet" diyebildim.Niall ona olan sapık gibi davranışlarımdan korkmuş olacak ki konuşmayı bitirmişti.Hiç dokunmadığım yemeğim önümden alınırken yemeği alan kişiye baktım.Kadın garson elinde yemeğimle bana gülümsüyordu.
Ya vicdansız mısın şu yemeğimi versene güzel kardeşim.İlla açım diye bağırıp üstüne mi atlamam lazım?
Yapmacık bir gülümsemeyle karşılık verirken içimden de sülalesine övgülerimi gönderiyordum.
Zack'e dönüp "Şimdi ne yapacağız?" diye fısıldadım.Zack diğer koçlarla sohbetini yarıda bölüp bana döndü. "Şimdi sanırım sahneye çıkıp kendinizi tanıtacaksınız" dedi.Sevdiğim bütün ünlülerin burada oluşu,yarışmacıların düşmancıl bakışları ve de bir yarışmada olduğumuz gerçeği tokat gibi yüzüme çarparken ellerim titremeye başlamıştı bile.
Yani,tamam.Ne kadar zor olabilirdi ki?
Pekala bu gerçekten zor olacak çünkü yarışmacıların 9'unun sesi heyecandan titrerken ve bir yandan kendilerini tanıtırken içlerinden 1 kişi sahnede bayılma tehlikesi atlatmıştı bile. Son olarak sıra bendeydi ve büyük bir merakla bana bakan gözleri görmezden gelmeye çalışarak sahneye doğru yürümeye başladım. Sıralama sonuncudan birinciye doğruydu ve tahmin edersiniz ki sıra birinciye yani bana gelmişti.
Titreyen bacaklarımı umursamamak için çabalarken bütün gözlerin bende oluşu hiç yardımcı olmuyordu.
Titreyen ellerimle mikrofonu aldım ve derin bir nefes alarak konuşmaya başladım.
"M-me-merhaba. B-ben Selen. T-Türküm ve 17 y-yaşındayım." kekelememe lanetler savururken başka nelerden bahsedebileceğimi düşündüm.Diğer yarışmacıların fobilerinden ve hobilerinden bahsettiğini hatırlayınca derin bir nefes alarak konuşmaya devam ettim.
"K-Klostrofobim var v-e aynı zamanda ö-örümceklerden ç-çok korkarım. E-en sevdiğim şeyler ise yemek yemek ve u-uyumaktır." Bu kadarın yeterli olacağını düşünerek sahneden indim.Bacaklarım hala titrerken direk Zack'in yanına gittim.Zack durumumu algılamış olacak ki kolunu belime sararak bana destek oldu.
"Harikaydın" dedi ve bende sahte olmadığını düşündüğüm bir gülümseyişle ona karşılık verdim.Aniden gelen müzik sesiyle sıçrarken ışıkların partidekiler gibi olduğunu gördüm.
Zack'e bağırarak "Neler oluyor?" diye sormama fırsat kalmadan kolumdan tutup dans edenlerin arasına sürüklemişti bile.
Bir dakika . Kimse bize olabilecek bir partiden söz etmemişti ki.
Diğer yarışmacılarda gözümü gezdirdim.Herkes en az benim kadar şaşkınken ünlülerin ve koçların bizi umursamadan canları pahasına dans etmeye başlayışı daha da şaşırmama yol açarken yüzümde beliren minik tebessüm hissettim.
Sanırım bunlara alışmaya başlamalıyım değil mi?
Tam dans edenlere katılacaktım ki sağ tarafımda hissettiğim soğuklukla tebessümüm silindi.
Yanıma döndüğümde sinir kat sayım artmıştı çünkü bu kişi yemek için aşağıya indiğimizden beri pis bakışlarını benden ayırmayan Amy'den başkası değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Little Things
FanfictionNormal Türk lise öğrencisinin dünya starı olmasını hep birlikte ön koltuktan izlemeye var mısın?