0.1 | Belayım

17 2 0
                                    

Yoongi:

Her zaman yaptığım gibi, yine bir partideyim. Çoğu partideki gibi burası da değişik tipler, kendini bi bok sanan yavşak ve sürtük'lerle dolu.

En köşede, yalnız başıma gül rengi rakımı yudumluyorum.

Partilere, ortam yapıp eğlenmektense, saçma insanların saçma hallerini izleyip dalga geçmek için gidiyorum. Ayrıca hoşuma giden kavgaları İnternette yayınlamak gibi bir zevkim var.

"Hey sen! Kendini ne sanıyorsun be!? Hangi hakla benim sevgilime yan gözle bakarsın, pislik herif!?"

Karşıdaki masada oturan, kızıl saçlı adama bağırdı, tanımadığım bir aptal. Konu kız mevzusu olduğuna göre, güzel bir kavga çıkacak.

"Ne sikim saçmalıyorsun sen? Ben gay'im seni aptal!"

Wow, bu cidden itiraf gibi itiraftı.

"Saçma sapan konuşma lan! İşine gelince karı kız kesiyorsun, işine gelmeyince 'ben gayim' ayaklarına yatıyorsun! Ama bu bana sökmez karşim."

Sarhoş olduğunu belli eden adam, kızıl saçlıya yumruk atmaya kalktı. Kızıllı adamın yumruk halinde olan elini tuttuğu gibi geriye doğru döndürmeye başladı. Aynı anda adamın acı başırışları da yükseldi.

"Tamam Hoseok sakin ol dostum. Adam sarhoş, ne yaptığını bilmiyor."

Adını Hoseok olduşunu öğrendiğim kızıl saçlı adam, arkadaşını sözünü dinlemeyip adama bir yumruk atınca, içimden 'bunu hak etmişti' diye geçirdim. Yüzümde, kavganın verdiği zevkle bir tebessüm oluştu.

Cidden insanlar çok aptal. Bir de sarhoş olunca iyice mallaşıyorlar.

"Sen neye gülüyorsun be ordan?"

Kızıl saçlı olan, sinirle soludu bana dediklerinin ardından. Cevap vermeden boş boş baktım suratına.

"Ne bakıyon bön bön? Cevap ver!"

"Çizgini aşıyorsun, yerinde olsam ayağımı denk alırdım."

"Senden mi korkucam lan!"

Tek eli yumruk şeklinde, bana doğru adımlamaya başladı.

İstifimi bozmadan devam ettim suratına ifadesizce bakmaya. Elini havaya kaldırdı ve bana vurmak üzereyken, elini tutup arkasını çevirdim ve diğer eliyle birleştirdim. Bacaklarının arasından ayağımı geçirip yere çökmesini sağladım. Ardından, hala arkası dönükken bi elimle kollarını, diğer elimle de çenesini kavrayıp tepesindeki bana bakmasını sağladım. Yüzüne yaklaşıp tek kaşımı kaldırdım.

"Dua et ki, şuan rahatımı bozmak istemiyorum. Şimdi siktir ol git, ne bok yiyorsan ye ve ben de keyfime kaldığım yerden devam edeyim."

Hala arkası dönük bir şekilde ayağa kaldırdım ve kollarını savururcasına bıraktım.

"Bu kadar kolay kurtulabileceğini mi sandın? Geberticem seni!"

Tekrar üstüme gelmeye başladı. Bu sefer kendimi tutamayıp kollarını kavradım ve erkekliğine dizimi geçirdim.

Yere yığıldı ve küfürler savurmaya başladı.

"Gücün bana değil, anca aklı başında olmayanlara yeter. Eğer belan olamamı istemiyorsan defol git."

"Belam olsan ne olacak ki? Ben başlı başına
bir belayım zaten."

"Felsefe yapma lan gevşek! Alın arkadaşınızı, ayağa kalkamayacak belli ki."

Bi kaç cılız adam gelip götürdü kızıl saçlıyı.

Bir günümde aksiyonsuz geçse şaşarım zaten. Neyse ki uzun zamandır dövüş eğitimi alıyorum ve kendimi en iyi şekilde savunabiliyorum. Aslında benim yerimde bir başkası olsa, önüne geleni döverdi. Sonuçta maddi gücü olanın adam dövdürttüğü, fiziksel gücü olanın adam dövdüğü bir dünyada yaşıyoruz.

_____

Yaklaşık bir saat daha parti ortamında durup evime geçtim. Bir hafta önce, canım (!) arkadaşlarım beni zorla kaktüse oturttuğu için hassas popocuğumda hala vardı.

Yatmadan önce popocuğuma krem sürüp pijamalarımı giydim. Her ne kadar dışarıda tam bir swag olsamda, arkadaş ortamında ponçik vc eğlenceli bir insana dönüşüyorum. Aynı şekilde evde de öyle. Bunu zaten pandalı pijamam kanıtlıyor.

Devam Edecek...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 12, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

🍷Troublemaker [Sope / Yoonseok] 🍷Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin