Multimedia'da @urperfct 'in yaptığı çok tatlı bir kapak var. Kendisine tekrar teşekkür ediyorum :))
***
Gözlerimi araladığımda hala aynı sıcak, güçlü kolların arasında sarmalanıyordum. Bunun bir rüya olduğunu sanmıştım ama değilmiş. Kısacık sürede Mathew'le ilgili çeşit çeşit rüyalar görmüştüm. Gerçek olamayacak kadar güzel rüyalar. Uyandığımda düşeceğim o boşluktan korkuyordum. Yanımda Mathew'in olmamasından. Ama gelin görün ki şimdi rüyalarımdakinden daha güzel bir sahneyi çekiyorduk. Muhteşem bir rüyadan uyandıktan sonra onun bir rüya olduğunu idrak ettiğiniz o kahrolası an nasıl berbat hissettirir bilirsiniz. Bana bunu yaşatmadığı için Tanrı'ya minnettardım.
Beraber uykuya daldığımız halimizden daha samimiydik şu anda. Oturur pozisyondan yatar pozisyona geçmiştik. Salıncağın iç kısmında yana doğru uzanan Mathew'in kollarının içinde, sırt üstü salıncağın dış tarafında yatıyordum. Buraya nasıl sığdığımız konusunda bir fikrim yoktu. Benden daha yapılı olduğu için o yan yatmıştı. Bana daha rahat alan bırakmak için bunu yaptığını düşündüm. Çünkü böyle ince bir davranış yalnızca ona yakışırdı.
Göğsümün altından kavradığı kalın kolunu görmek için başımı kaldırıp baktım. Bu sırada sağ bacağımın, bacaklarının arasında olduğunu da görmüş oldum. Diz kapağım yumuşak ve kısa bacak kıllarına değerken tüylerim ürpermişti. Nefes borumda aşağı yukarı inip çıkan bir böcek dolanıyordu sanki. İçime değdikçe gıdıklanıyordum. Kolunun üstüne elimi koydum. Kahverengi belirsiz tüylerini okşadım. Elini tutup öpmek istiyordum ama bunu yaparsam uyanacağını biliyordum. Mümkünse hiç uyanmasın ve biz hep böyle kalalım.
Kafam göğsüne yaslıyken başımı kaldırıp yüzüne baktım. Genelde insanlar uyurken ya da yeni uyandığında korkunç görünürdü ama Mathew bu tezi feci derecede yıkıyordu. Bilmesem şu anda uyumuyor yalnızca gözlerini yumuyor sanardım. Düzenli nefes alış verişlerinde başım onunla birlikte yükseliyor ve iniyordu. Güneş iyiden iyiye yüzünü göstermişken kuşlar neşeyle cıvıldıyordu. Onlar öttükçe benimde ruhum okşanıyor gibi hissediyordum. Eğer elimde bir şans olsaydı tam da bu saniye zamanı dondururdum. Bunun gerçekleşebilmesini öyle çok isterdim ki..
Tanrım, senden yalnızca küçük bir şey istiyorum. Her zamanki seri akım yerine, zaman şimdi daha ağır akamaz mıydı? Benim için bunu yapamaz mısın? Lütfen.. Yalnızca bir seferliğine kum saati daha yavaş dolsa ne olurdu? Bir daha bulunamayacağım bu olağanüstü konumda olması gerekenden daha uzun süre bulunacaktım. Onun benzersiz kokusunu içime daha fazla çekebilecektim. Onun kusursuz yüzünü daha fazla seyredebilecektim. Onun korumasının altına daha fazla sığınabilecektim. Tüm bunlar iyi mazeretlerdi ama olmayacağını biliyordum. Bilmek daha çok canımı yakıyordu.
Dün gece, beyin yoksunu Damon'un beni soktuğu durumu ve şimdi de Mathew'in bana bahşettiği bu leziz anı düşündüm. Birbirleriyle kıyaslanamazlardı bile. Belki de Mathew dün gece yaşadıklarımdan ötürü bana açmıştı kollarını. Yaşadığım korku ve telaşı unutturmak adına. Eğer öyleyse başarmıştı da. Tek düşündüğüm şimdiki zamandı. Damon'a karşı öfkem bile neredeyse silinmişti.
Bahçe kapısının açılma sesini duyunca birinin geldiğini anladım ve panikle gözlerimi yumdum. Her kimse eğer bu anı bozacağı için ona sayısız küfür borcum olacaktı. Kimseye açıklama yapabileceğimi düşünmüyordum. O yüzden uyku sersemliğinden faydalanacaktım. Çimlerin üstündeki ayak sesleri yaklaşırken stresten Mathew'in tişörtünü sıktığımı fark ettim. Kalp ritmim monotonluktan turboya geçti. Aslında yanlış anlaşılacak bir durum yoktu. Sarılarak uyuyorduk sadece.. Var mıydı?
"Serena?" şaşkınlıkla adımı seslendi Damon. "Siz...burada mı uyudunuz?" uyuyor olmamıza rağmen bizimle konuşması komikti.
"Hey uyanın!" diye bağırınca Mathew olduğu yerde sıçradı. Onu böyle korkunç bir şekilde uyandırması yüzünden Damon'u timsahlarla dolu bir göle atmalı ve orada can çekişerek ölmesini sağlamalıydım. Tüm bunları yapmak yerine yalnızca gözlerimi aralayabildim. Yalnızca..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Good Girl Gone Bad (Askıda)
ChickLitAyağa kalkıp tam karşımda duran dolabın aynasında çıplak vücudumu gördüğüm anda soluksuz bir çığlık patlattım. "Pekala. " dedim kendi kendime, "Bu bir rüya." Öyle olmalıydı. Sımsıkı kapadığım gözlerimi korkuyla yeniden açtım. " Bu bir kabus! " diye...