Mom?

1.4K 74 40
                                    

Yanına gittim ve onu daha uzak bir yere çekerek "Ne işin var burada?" dedim. Bahçeye çıktık. "Magazinden duydum. Demi doğuma başlamış." dediği anda buz kesildim. Bunu söylemeyecektin. Piç.

Alayla kıkırdadım. "Oh, Diana'nın doğumuna geldin demek." dedim alayla. "Bir sorun mu var?" dedi. "Evet Justin. Bir sorun var. Jason'ın doğumunda yoktun. Öz çocuğunun. Ve sen Diana'nın doğumuna geliyorsun?" dedim. "Hani unutmuştun aşkımızı?" Kaşlarını kaldırarak söyledi. Onu ittim. "Unutamadım, tamam mı lanet olasıca!" dedim onu tekrar iterken. "Sen bana Baylor'ı ve özellikle Jason'ı verdikten sonra asla unutamazdım pislik!" ittirmeyi durdurdum. Bir elimi alnıma götürdüm ve ovmaya başladım.

"O zaman neden bana bir şans daha vermiyorsun?" dedi. "Ne-neden mi!? Neden mi?! Ben ikinci şansa inanırım ama üçüncüsüne asla! Ama, ama ben sana üçüncü şansı da verdim. Dördüncü şanısıda. Hatta beşinciyi bile. Aen gelmiş benden altıncıyı istiyorsun?! Siktir git şuradan!" deyip onu kuvvetlice ittim.

"Ama neden? Kalbini dinlemen gerek aklını değil Selena!" dedi Justin. "İyi." deyip onu öptüm. Karşılık vermeye başlayınca dizimle erkekliğine vurdum. İnleyerek geri çekildiğinde "Yıllardır yapmayı hayal ettiğim şey..." dedim. Sonra onu kaldırıp "Ama bu, kalbimin yapmak istediği şey." dedim. Dudaklarına yaklaşmaya başladım yavaşça. Ve yanağına tokadı bastım. Sarsılan Justin'e "Artık siktir olup gidecek misin?" dedim ve hastaneye yürümeye başladım. "Hayır!" diye bağırınca arkama döndüm. "Oğlumla tanışmak istiyorum" siktir.

"Bende seninle evlenmeyi istiyordum... Ancak her istediğimiz olmuyor." dedim ve hastaneye girdim. Peşimden geldi. "Yine ne var?" Dedim bu kez ona dönmeden. Elimi tutup beni kendisine döndürdü. Bu kez beni leopar desenli arabasına götürdü. "Justin ne yapıyorsun?! Senin bir sevgilin yok mu?! Git onunla ilgilen!" dedim. Kolumu kurtarmaya çalışıyordum. Lanet olsun, kas yapmam ve kilo almam lazım.

"Yovanna mı? O sadece eğlenceden ibaret. " dedi ve beni arabasına attı. Sürücü koltuğuna geçti ve sürmeye başladı. "Justin, piçliğin alemi yok. Bırak beni ve hayatımdan siktirip git!" dedim. "Bana başka şans bırakmıyorsun! Susmazsan kendini arka koltukta bulursun!" dediğinde şoka girdim. "S-sen kimsin?" dedim. Cidden bu Justin olamazdı. En azından eski Justin birazcık daha duygusaldı.

"Oğlumu ve senin aptal hayatını kurtaran kişiyim! Şimdi kapa çeneni!" dediğinde sinirlerim tavan yaptı. Tokat attım piçe. Hemen fren yaptı ve kızgınca bana baktı. "Seni tanıyamıyorum! Artık kesinlikle duygusuzun tekisin! Ne yapmaya çalışıyorsun sen?!" Dedim sinirlerime hakim olmaya çalışırken. "Kiliseye gitmeye çalışıyorum Selena. Evleneceğiz." Dedi ve dondum. "Ne?!" dedim. "Seninle evlenmek istemiyorum artık! Lanet olsun, hayatımı boka çevirme bir kerede!" dedim. Arabadan çıktı ve ardından beni de çıkardı. Ormanlık bir alana girdik. Manzara güzeldi. (Kızım adam seni kaçırdı senin derdin manzara amk)

"Peki, hayatından çıkacağım. Bir şartla. " dedi. Yüzüne baktım. "Nedir o?" dedim. "Dürüst ol. Beni seviyor musun sevmiyor musun, şu anki hislerin ne, bana ne yapmak istiyorsun ve şu an yapmak istediğin şey ne. Dürüst ol sadece." dedi. Başımı öne eğdim. Yüzüme yaklaştı. "Bana bak ve şu anda ne yapmak istiyorsan yap. Aklına ne geliyorsa onu yap. Ne hissediyorsan. Yarın ise senin yanından ayrılıp, hayatından çıkacağım." (Hee bende TVD'de oynuyom zaten -.-) yüzüne baktım. Tokadı yapıştırdım sonra. Sarsıldı. Hala sarsılırken yüzünü tutup kendime çektim ve öpmeye başladım. Başta tedirgindim çünkü bununla yüzleşmekten korkuyordum. Onu sevdiğimle. Ancak şimdi bu sadece ben, o ve buradaki uzun ağaçlar arasında kalacak bir sırdı.

Öpüşmemiz derinleşirken ben hala düşünüyordum. İstemiyordum beni bırakıp tekrar gitmesini. Ama onu affedemezdim de. Gitmesi ikimiz için de en iyisiydi. Ve onunla son bir gün yaşamam da.

Geri çekildim. Nefes nefese kalmıştık. "Peki, şimdi ne yapacağız?" dedi. "Beni affettin mi?". "Hayır. Sadece, bu sondu." dedim. "Bana neden bu kadar kızgınsın? Hayatınızı kurtardım?" dedi. "Aksine, benimkini mahfettin. Kendininkini de. Bana yalan söylemediğin bir saniye bile yok!" dedim. "Ama sana bunu söyleseydim bana kızardın!" . "Ama savaşımızı sen kazanırdın ve beş sene sonrasında mutlu bir aile tablosu içerisinde olurduk!" . "Şimdi de olabiliriz!". "Hayır, Justin. Olamayız." dedim ve duraksadım. "Artık daha fazla sana güvenemem." Yutkundum. Devam ettim. "Demi'nin ve Jason'ın bana ihtiyacı var." dedim.

Bana yaklaştı. "Affetmen için ne yapabilirim Selena?" . "Beni gerçekten sevmen gerekiyor. Yalan söylemeden. Yalansız. Ünsüz bie hayata benimle adım atman gerekiyor. Ancak bunu yapamayacağını bilmek canımı yakıyor." dedim gözlerine bakarak. "Şimdi beni hastaneye bırak." dedim. Başını salladı ve arabaya yürümeye başladı. Bende peşinden gittim.

...

Sonunda hastaneye geldiğimizde hemen Demi'nin yanına koştum. Uyuyordu ve başında kırmızı bir taç vardı. Kendi halimi hatırlayınca güldüm.

5 Sene Önce

Hemşire geldi ve saçlarımı ikiye ayırıp örmeye başladı. Örme işlemi tamamlanınca kırmızı kurdelelerle bağladı. Ardından başıma kırmızı taç taktı. "Ben bebeği getireyim! Selena hanım gerçekten çok tatlı bir bebek! Adı ne olacak?" dedin hemşire. "Jason. Jason Steven Gomez." dedim. "Aman Tanrım harika! Peki ya bay Bieber soyadı için birşey demez mi? Ayrıca o nerede?"

Şimdi

Gözlerimin dolduğunu fark ettiğimde omzumda bir el hissettim. "Sel? İyi misin?" diyen sese döndüğümde Niall'ı gördüm. "Evet, ben... Sadece, Demi'yi böyle görünce duygulandım." dedim. "İyi de, neden?" dedi. "O benim yirmi yıllık arkadaşım Niall! O benim en eski ve hatta ilk dostum. Ve onunla parkta oynadığımız bir günü hatırlıyorum. Daha dün gibiydi ve on bir yaşındaydık. Bir çocuğa sinirlenmişti ve çocuğun kapşonuna kum döküp kapşonu çocuğun kafasına indirmişti. Ve şimdi bu kız bir anne oldu." dedim gülerek. "Sende annesin Sel. Jason çok şanslı." dedi Niall. "Ama Diana kadar değil. Baksana Diana babasının kim olduğunu bilecek ama Jason... Jason babasının kim olduğunu öğrenmemeli. O uyuşturucu bağımlısı heriften uzak durması gerekiyor. Ve onu 'hiçkimse amcasından' uzak tutuyorum!" dedim hiçkimse amcasından derken ellerimle tırnak hareketini yaparken.

Ama sonra ağzımı açtığıma pişman olma sebebim konuştu.

"Anne?"

Love Me Forever (FOL Devam Kitabı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin