6. Bölüm

2.6K 111 33
                                    

Barış'ı öyle görmek beni fazlasıyla sarsmıştı. Hemen gidip yanına oturdum o da ağlamaktan kıpkırmızı olmuş gözleriyle bana baktı. O kadar marur baktı ki kendimi ağlamamak için zor tuttum. Kafasını avuçlarımın içine alıp göğsüme yasladım. Ne oldu diye soramadım çünkü göğsümde daha çok ağlamaya başladı. O ağladıkça kalbime delikler açılıyordu sanki. Başını göğsümden ayırdıktan sonra gözlerime bakıp," Annemin...saç teli vardı ya...Hani evi terk etmeden önce yastığının üzerinde bulduğum." O an beynime yıldırım düştü sanki ve bir anda gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Ne diyeceğimi bilemiyordum. "O KAYBOLDU YAPRAK!" Dedi hıçkırıklarının arasında. Sonra tekrar göğsüme gömüldü. Ne diyeceğimi bilemiyordum ağlamamı durduramıyordum. Bir de onun ağlayışı o kadar canımı yakıyor du ki!!! En sonunda kendimi toplayıp konuşmaya başladım. "Barış...Yapma böyle çok üzülüyorum! Bu durumda ne söylenir bilmiyorum..."
"Onu kaybettiğime inanamıyorum. Nasıl bir evladım ben, bana ondan kalan tek şeydi bu saç teli! Kendimden nefret ediyorum!"
"Şşşşş! Sakın ben seni çok seviyorum! Kendinden şakın nefret etme." Daha çok ağlamaya başladı. Ayağa kalkıp onun elinden tuttum. O bana bakarken  ben," Hadi!" Dedim. Zor da olsa kalktı. Onun odasına geldiğimizde hemen yatağın üzerine oturup anlatmaya başladım," Bak Sarım! Az önce seni aramaya geldiğimde odana girip bu tişörtü kokladım. Senin bu sabah dediğin gibi o tabelaya çarparken seni düşünüyordum. Sadece orada değil ben her yerde seni düşünüyorum. İsterse herkes senden nefret etsin ben senden asla nefret etmem." Elini tutup iki elimin arasına aldım,"Ne olursa olsun ben senden vazgeçmicem!" Bir anda bana sarıldı Ve kokumu içine çekti. "Seni seviyorum Yaprak, çok seviyorum."
"Yaprak, Nasıl nasıl yani." Dedi şok içinde. Komidinin üzerinde duran sürahinin arkasında bir tel vardı. Sürahi sağolsun büyüteç yardımı görmüş! Barış,"Oha nasıl buldum ya." Dedi benden ayrılırken. Resmen sürahiye teşekkür etti orada durduğu için.

Saç telini nazikçe eline alıp kolyesine koydu. Sonra bana döndü,"Sağol sevgilim gene sen geldin her şey yoluna girdi ama hala onu nasıl bulduğuma inanamıyorum!" Sevgilim...sevgilim dedi. Şok içinde ona baktım."Se-sevgilim?"
"Evet sevgilim değil misin?" Dedi çenemi koşarken. Ben kafa sallarken bana doğru yaklaştı ve dudağıma küçük bir buse kondurdu. Kokusu dünya üzerinde bir tane olan bir çiçeği kokluyormuşçasına güzeldi.

*****
Barış'ın evinden uzaklaşırken hala aklımda o güzel sözcük vadı 'sevgilim...'. Düşündükçe kalbim hızlandı. Tam o anda telefonum çaldı...Arayan Barış'tı. "Yoksa seninde mi kalbin hızlı atıyor!" Dedi. Gözlerimin dolduğunu hissettim. "Şimdi sen ağlamaktan konuşamıyorsundur ben en iyisi kapatayım. Güzel günler geçir sevgilim!" Artık hislerime bir ad koyamamaya başladım. Bana ne oluyordu böyle...Barış beni değiştiriyordu. Ama ben bu değişimden fazlasıyla memnundum sanırım.

Eve vardığımda kapıda benim bekleyen bir adet Tuna ve Ana kraliçe vardı. Merakla,"Ne oldu?" Diye sordum ama cevap vermek yerine bana kapıyı açıp içeri girmemi istediler bir an o kadar korktum ki hiç itirazsız dediklerini yaptım. İçeri girdiğimde ikisinde üzerime doğru yürüyünce koltuğa düştüm. Annem salonun ışığını kapatıp abajurları açtı...Havada sorgu kokusu var!!!!!! Ana kraliçe karşıma geçip,"Yaprak Hanım neler dönüyor senin hayatında anlat bakalım."Sorusu karşısında Yaprak Ayvaz ne diyeceğini bilemez bir haldeydi. Sonra Tuna karşıma oturup soruları sıralamaya başladı. "Sevgilin var mı? Gün içinde Ali'lerden başka hangi erkeklerle görüşüyorsun bunların hepsine tek tek cevap istiyoruz Yaprak Hanım!"
"Se-sevgili derken?"
"Bak kekeliyorsun... Oya teyze bunun kesin sevgilisi var demedi deme."
"Ayyyy Yaprak kızım yoksa o sarı çocuk mu??"
"....."
" O vallahi de billahi de o!" Dedi annem. Yere bakmakla yetindim utancımdan," Keşke uzaylılar beni kaçırsa!" Diye düşündüm ama ana kraliçe ben ne dersem diyeyim o benim Barış'la sevgili olduğumu anladı. Bir anda annem bana sarıldı ama öyle bir sarılma değil resmen kafama sarıldı boğuluyordum."Oy canım kızım benim! Büyümüşte sevgilisi olmuş. Yarın akşam ikinizide yemeğe bekliyorum."
"Ne yemeği anne ya sanki evleneceğiz!"
"Ay hadi inşallah!" Gözlerimi devirdim. En sonunda dayanamayıp," Hadi ben odama çıkıyorum iyi geceler!" Dedim ben merdivenlerden çıkarken arkamdan annem,"Konuşucaz Yaprak'çım." Dedi. Odama girer girmez Barış'ı aradım ve olanları anlattım. Ani bir şok geçirdi ve konuyla alakasız bir tepki verdi,"Tuna'ya ne bizim ilişkimizden!?"
"Ya Barış kıskanmanın sırası değil!"
"Ya of Yaprak şu erkek çevren beni öldürecek!"
"Offff tamam o zaman sihirli cümleyi söyleyip telefonu kapatıyorum,"Seni seviyorum sarı oğlan!"
"Hemen yumuşuyorum yapma böyle...Bende seni Amazon kızım!" Telefonu kapattıktan sonra kafama tuğla düştü sanki hemen ayağa kalkıp kendi kendime söylendim,"Yarın biyoloji sınavı var...Bu sefer kesin bittim ben! Kesin kesecekler beni, sonra beni dümdüz edip sınav kağıdı yerine kullanacaklar!!!" Hemen masanın başına geçip bir iki test çözdüm ama tabi sonra her zaman ki gibi uyuya kalmışım.

******
Sabah annem beni kaldırmak için odama girdiğinde beni masada görünce donup kaldı muhtemelen beni çekine çekine uyandırdı,"Kızım Yaprak, hadi kalk canım sabah oldu!" Gene biraz debelendikten sonra kalkmayı başardım. Üzerimi giyinip evden çıktım akşamdan Ali'nın bana yazdığı mesajı gördüm,"Yarın bekle beni okula birlikte gidelim!" Telefondan kafamı kaldırır kaldırmaz karşımda Ali'yi gördüm. "Naber küçük Titan!" Hemen boynuna atladım,"İyiyim Alikuşum özledim seni!"
"Bende! Yalnız sen bi saate bak istersen."
"Oha yok artık 15 dakika kalmış yetişebilecek miyiz?"
"Yetişiriz, yetişiriz hiç merak etme sen...Ama koşmamız gerekiyor!" Deyip elini uzattı. Elini tuttum Ve son hız koşmaya başladık gerçekten de dediği gibi yetiştik 10 dakikada okula varmıştık.

"Alikuşum ilk ders neydi?" Dedim nefes nefese! "Biyolojiydi çalıştın mı bakalım?"
"Gece aklıma geldi desem?! Hemde bir kaç test çözdükten sonra uyuyakalmışım!"
"Banada aynı şey oldu...O zaman yandık desene!"
"Kesinlikle!"
"Hazır ol bomba geliyo!"
"Valla hazır mıyım bilmiyorum Alikuşum...Kopya çekmekten başka çarem yok! Yoksa ana kraliçe beni bu sefer oklavayla hamur diye açar valla hiç acımaz!"
"Yok ya Oya teyze iyidir yapmaz öyle şey!"
"Hııı kesin yapmaz...O senin yanında mükemmel biri olarak durabilir ama evde tam aksi gözlerinden ateş çıkan bir ejderhaya dönüyor inan bana!" Güldü. Bende güldüm. Tam o sırada kapıdan bizimkiler girdi her zaman ki gibi uykulu gözler ve salyalı ağızlar. Onlarda yerlerine oturur oturmaz Sinem hoca sınavı başlattı. Önüme kağıt gelir gelmez beddua ettim,"İnşallah sen nasıl öğrencilere giriyorsan, öğrenciler de sana girer. Tam çıkacakken fotokopi makinasına takılırda makinayı bozarsın, sonrada parçalanıp çöpe atılırsın inşallah. Ben senin çıktığın ağaca sıçayım!" Ben bunları saydırmaya o kadar dalmışım ki hocanın beni dinlediğinin farkına bile varmamışım. "Yaprak Ayvaz kağıdını teslim et 0!!!!!" MishaPM MishaPM MishaPM MishaPM MishaPM MishaPM MishaPM MishaPM MishaPM MishaPM

4N1K YAPBAR✨Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin