Şarkıyla okumanız tavsiye edilir
MAYIS 2014
O gün canımın bundan daha fazla acıyamayacağını düşünmüştüm.
Yanılmışım...
***
O gün nasıl eve geldim hatırlamıyorum. Sadece daha önce hissetmediğim bu yabancı duygular içimi yakarken onları söndürmek için döktüğüm göz yaşlarının izlediği yollar aklımda...
Ertesi gün Jongdae'nin neşeli sesiyle uyanmıştım. Evde bir o yana bir bu yana koşuştururken öyle mutlu gözüküyordu ki benim ağlamaktan şişmiş gözlerimi görüp üzülsün istemedim ve ilk defa makyaj yaptım. Biraz komik gözükmüş olmalıyım ki Jongdae " Yah! Kurbağa prensese benzemişsin ufaklık.. Eğer aklında bir prensten öpücük almak falan varsa unut onları yoksa bu prens seni gıdıklayarak cezalandırır." diyerek dalga geçip boyaları çıkartmam gerektiğini söyledi.
Ama çıkartmadım...
Çıkartırsam yüzümün halinden bir şey olduğunu anlar ve endişelenirdi. Hem itiraf etmem gerekirse ilk defa bir ceza bu kadar cazip gelmişti gözüme.
O gün okula gittiğimde sınıf arkadaşlarım tarafından bile dalga malzemesi olmuştum. Bunu pek umursadığım söylenemezdi. Hatta onların benimle uğraşmaları benim dünkü duyduklarımı unutmamı sağlamıştı.
... ta ki çıkış saatine kadar.
Çıkış kapısının orada Hye Mi ve Jongdae el ele bana gülümseyerek bakarken ikinci bir kor düşmüştü yüreğime.
Daha dün canımın daha fazla yanmayacağını düşünürken hem de...
***
Jongdae seni sınıfının önüne kadar bırakırken bu sefer yalnız değildiniz. Sekiz aydır olduğu gibi Hye Mi de oradaydı. Bir eliyle Jongdae'nin elini tutmuşken diğer eliyle senin başını okşadı. Zaten seni ne zaman görse başını okşar ve ufaklık olduğunu vurgulardı. Bunun için sana oyuncak bebek aldığı bile olmuştu. Jongdae'nin gözünde Hye Mi seni sahiplenmiş ve çok sevmişti ama hiçbir şey Jongdae'nin dediği gibi değildi.
Hye Mi senin Jongdae'ye karşı hissettiğin duyguları anlamıştı ve sana savaş açmıştı. Sen geçmişinden aldığın yaraları Jongdae sayesinde yeni yeni sarmışken yeni bir savaşa gücün yoktu. Hem gücün olsa bile Jongdae Hye Mi'yi severken sen ne yapabilirdin ki? Sana göre bu savaşın kazananı belliydi ve senin umduğun tek şey ise en az hasarla çıkmaktı...
Seni daldığın düşüncelerden Hye Mi'nin sesi çıkarmıştı." İyi dersler ufaklık. Öğle arasında yanımıza gelmeyi unutma abin ve ablan sana güzel yemekler ısmarlayacak bak!" dediğinde Jongdae ona gülümseyerek bakmış ve sana döndüğünde içindeki huzursuzluğa aldırmamaya çalışıp gülümsemesini bozmadan " İyi dersler kardeşim." Demişti.
Sekiz aydır her gün dediği gibi...
Ve sen de "İyi dersler abi" demiştin.
Sekiz aydır her gün dediğin gibi...
Sonra da hızla arkanı dönmüş ve sınıfa gitmiştin. Savaştan bir yara daha aldığın için Hye Mi'nin zafer gülümsemesini görmek istemiyordun.
İki küçük yürek birbirlerinden uzaklaşırken: Jongdae içindeki sızıyı umursamamaya çalışıp Hye Mi'nin elini daha sıkı tutarken, sende kafanı sıraya gömmüş hıçkırıklarının duyulmamasını umuyordun.
Sen aşkın bu kadar acıttığını öğrendiğinde 15, Jongdae biz birbirimize yeteriz dediği kızla arasına birini soktuğunda 18 yaşındaydı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜŞER BİR KAR TANESİ (CHEN OC) -tamamlandı-
FanfictionAŞK 'IN FEDAKARLIKLARLA DOLU EN SAF VE MASUM DUYGULARLA BEZENMİŞ HİKAYESİ... Aşk hiçbir zaman geliyorum demezdi... Gelirdi ve senin onu fark etmeni beklerdi. Kimi ilk görüşte fark eder kimi de yıllar boyunca göremezdi... SEN VE JONGDAE (Chen) * DÜŞ...