Bir , iki , üç , dört... Tekrar tekrar aynı hareketleri yaparken o kadar sıkılmıştım ki çığlık atasım vardı. Zaten çevremin davranışlarından yılıyordum , birde onların yavaşlığını çekiyordum.
''Mola.'' Dans Eğitmenimiz nihayet (!) mola verdiğinde köşeye oturup yavaşça suyumu yudumlayamaya başladım. Bakışlarım yana kayınca aynada kendi yansımama baktım. Dünyanın ne kadar garip ve saçma bir yer olduğunu düşünüyordum. 6 ay önce şimdi; evimde,yatağımın altında hayaller kuruyordum. Oysa ki şimdi yabancı -daha doğrusu yarı yabancı- ülkede , sonunu göremediğim bir yolda amansızca çırpınıyordum.
Güney Kore'de, YG'nin stajyeriyim. Annem Türk, Babam Koreli. ''İsmin nasıl Catherine?'' diyeceksiniz. Annem en sevdiği romanındaki başrolün adını vermiş bana. O derece bir sevgi.Aslında Türkiyede doğup büyüdüm fakat her fırsat bulduğumuzda Koreye babamın ailesinin yanına gelir, haftalarca kalırdık. Burada olmamın sebebi o kadarda yabancı olmamamdı. 19 yaşında mezun,sistem mağduru bir genç kızdım -Milyonlarca genç kız gibi.-.Mezuna kalmış,umutsuzca çalışıyor , ne amaç uğruna çalıştığımı bile bilmiyordum. Hiçbir üniversite, hiçbir meslek benim hayalim değildi. Kendimi hiçbir mesleğe ait hissedemiyordum. Buda benim sınava odaklanmamı zorluyordu. Çünkü gelecek göremiyordum. Birgün, evde ders çalışmaktan bıktığımda açıp k-pop müziği eşliğinde dans etmeye başladım. İlk başta rastgele etsem de,sonradan izleye izleye öğrenip tıpatıp aynısını yapmayı başardım. Baya kafa dağıtıcıydı! Müzik bittiğinde ellerimi dizime koyup soluklanırken bir ses duydum.
Alkış sesi. Babama döndüğümde şok olmuş yüzüyle bana bakıyordu.Gülümsedim. Çok komik görünüyordu. Bana ''Biliyordum.'' demişti sadece. Sonra günlerce babam bana Koreye gidip şansımı denememi,idol olmak için hiçbir eksiğimin olmadığını söyledi.Annemde ona destekçiydi. Sesimde fena değildi. İlk başlarda ciddiye almamıştım fakat babamın ısrarını görünce ciddi olarak ailecek ele almıştık. Ben Türkiyede bır gelecek göremediğimi defalarca dile getirmiştim,babam bunu öne sürdüğünde neden olmasın dedim. Ve ani karar verip Koreye gidip seçmelere girdim. Stajyer olmaya hak kazandığımı çok geçmeden öğrenmiş,hemen eğitim görmeye başlamıştım.Başlarda harikaydı ama zaman geçtikçe yeteneğin yanında sabırda gerektirdiğini öğrenmeye başlamıştım. Sonuçta 6 aydır aralıksız eğitim görüyordum. Birkaç kez dergi çekimi teklifi gelmişti,onun dışında bir icraat görmemiştim. Böylelikle buradaydım. Yabancı olduğum anlaşıldığı için dışlanıyordum. Pek iyi niyetli insan yoktu burada. O yüzden staj arkadaşım hiç yoktu,hiç. Büyükannemlerin yanlarında yaşıyordum. Oradaki çocukluk arkadaşlarım dışında başka tanıdığım yoktu. Ama benim için birşey farketmiyordu. Türkiyede de durum böyleydi. Ben kalabalığı sevmezdim. Bu huyumdan dolayı bu işe nasıl atladığımı her gün sorguluyordum. Aynaya öylece bakarken kıkırtıların geldiği yöne döndüm. Tepemde dikilen 'Diken Tayfa'ya.
''Nerelere daldın yine,yabancı?'' Ters ters bakıp ayağa kalktım.
''Nerelere dalmamı istersin Hyun ? Mesela..Sana?'' Donup kalmış bir halde bana bakıyordu. Gülümsedim.Tatlı tatlı değil tabiki. -Bana bulaşma kızım.- Gülümsemesiydi. O sırada eğitmenimiz koşa koşa salona geldi.
''Başkan geldi! Yeni bir üye seçimi varmış,hepinizi izleyecek!'' Herkes donup kalmıştı. 16 kız vardı. Yalnızca 1 kişi seçilecekti. Geriye kalan 15 kişiye ne olacaktı? Hüzünle etrafıma bakındım.
''Birileri korktu galiba.'' Kahkaha attı,en iğrencinden. ''Kork tabi.Ben seçilmiş idol olurken sende burda çalışmaya devam edersin.Çok umut bağlama yani.''
''Çok korktum Hyun.Baksana ellerim titriyor.'' Göz devirip yanından geçtim. Herkes sıra olmuş bekliyordu.Başkan kapıda belirince ellerimi sıktım. Herkes saygıyla selam verdi.
YOU ARE READING
🇧🇱🇦🇨🇰🇵🇮🇳🇰 *
FanfictionCatherine'nin umutsuz olduğu anda hayatı Pembeleşir! Bu macerada bize katıl Blink! Yalnızca Blackpink değil ,tüm grupların dahil olacağı hikayeye merhaba deyin! FIGHTING BLINK,ARMY,EXO-L VB... !!!!!