7

296 141 26
                                    

"Belki de böyle öğreniriz, mutluluk ne aslında?"

Yedinci bölüm...

Ülkü bacaklarını uzatmış bir şekilde Asrın'ın ikili deri koltuğunda oturuyordu. Düştüğünde dizini vurmuş ve yürüyememişti.

"Asrın gerçekten gerek yok.." Ülkü yarım saattir Asrın'ı hastaneye gitmemek için ikna etmeye çalışıyordu.

"Yok biz yine de gidelim" İkna çabası işe yaramazken, kendisini Asrın'ın kucağında buldu.

" Şirketten beni böyle çıkarmayı düşünmüyorsun umarım." Asrın ile göz göze geldiler.

"Tamda öyle düşünüyorum" Ülkü iyice sinirlenmeye başlamıştı. Kimin ne diyeceğini önemsemiyordu. Sadece yuva yıkan kadın rolüne bürünmek istemiyordu.

" Bak tamam gidelim ama yürüyeceğim" Asrın tereddütle Ülkü'yü yere bıraktı. Ona artık ekler ile seslenmediği de gözünden kaçmamıştı. Sinir olduğu bey lafını artık duymasına gerek kalmamıştı. Destek alarak yürümeye başladığında asansöre geldiler.

Ülkü'nün canı fazla acımıyordu, yada acıya dayanıklı olduğu için hissetmiyordu. Plazanın çıkışına ilerlediğinde Asrına tutunuyordu. Arabaya bindiklerinde önlerine gelen ilk hastanede durdular.

Sarsak adımlarla hastanenin acil kapısına ilerlediler. Ülkü kendini küçük bir bebek gibi hissediyordu. Onun için önemsenecek birşey yoktu. Düşmeye tenis sayesinde alışkındı.

Acilede danışmana ilerlediler. Karşılarındaki siyah küt saçlı kadın ilk önce Asrın'ı sonrasında Ülkü'yü süzdü.

" Buyrun efendim nasıl yadımcı olabilirim?" Kadın sesini şevhetle çıkarmak için elinden gelen her şeyi yaparken, Asrın'ın yine de ilgisini çekmemişti.

" Kız arkadaşım diz kapağının üzerine düştü röntgen çektirmek istiyoruz" Asrın sabırsız sesiyle kadını umursamadığını belli ederken, Ülkü son derece şaşkındı.

Kendisini bu kadar umursadığını sanmıyordu. "Hanımefendi kimliğinizi alabilir miyim?"

"Aceleyle çıkarken cüzdanımı evde unutmuşum, ama bu hastanede kaydım var T.C kimlik numaramı söyleyebilirim" düştüğü ayağını hafif kaldırırken derdini anlattı Ülkü.

" Sistemde kaydınız varsa isim ve soyismini almam yeterli" kadın beklentiyle Ülkü'yü inceledi. Ülkü cevap veremiyordu çünkü sabah hiç bir şey yememişti. Açlık onu zorluyordu, bünyesi zayıftı. Her an düşüp bayılabilirdi.

Asrın ellerini Ülkü'nün beline koyup ona destek olmaya çalıştı. Her an düşecek gibi duruyordu.

" Ülkü Akbel Saygıner" kadın Acil odalarından birine yönlendirdi. Ülkü güçlükle ayakta duruyordu. Sedyeye oturduğunda yatmak istemediğini belirtti. Odaya gelen hemşire tansiyonunu ölçüp bir kağıda yazdı.

Doktor bey içeriye girip Elindeki kağıtları inceledi.

"Düşme sonucu hastaneye gelmişsiniz" doktor elindeki kağıtlara tekrar göz attıktan sonra masanın üzerine koydu.

" Doktor bey bir an önce işinizi yapar mısınız?" Asrın'ın sinirli sesi doktoru kızdırmıyordu.

" Gebelik var mı ?" Doktorun sorusu Asrın'ın ona dönmesine sebep olmuştu. Ülkü'nün cevap vermesini bekliyordu.

" Hayır, nerden çıkardınız?" Asrın derin bir nefes çekerken doktor bey bir gülümseme gönderdi.

"Eşiniz fazla endişeliydi. Hemşire hanım ilk önce talilerimizi yapalım. Ardından röntgene alalım." Doktor yanında duran kadına istediklerini sıraladıktan sonra yanlarından ayrıldı.

Melek ile ŞeytanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin