"Mutluluk paha biçilemiyecek bişey, bulunması Zor ama bulduğunda Kolay yapan şey bence."
Ece
Hayat acımasız mıdır? Merhametli mi?
Mutluluk mudur? Üzüntü mü?Memnun, hoşnut olmak mı? Pişmanlık duymak mıdır?
Bunların hiçbirini bilmiyorum, kafam çok karışık. Offf
Merhaba ben Ece 'Ece soyer' , 13 yaşındayım. İçinde bulunduğum duruma anlam veremeyerek kafamdaki soruları bir silah alıp vurmak istiyorum, bir bitmediniz ya
gerçekten öyle ama yani artık bıktım biri bitiyor diğeri başlıyor gerçi hiç bitmiyorlarki her zaman gün boyunca kendime çektirdiğim yorgunluğu üzerimden atmak için geldiğim şu yatakta her zaman aynı şeyi düşünüyorum ve tam 1 saat inanılır gibi değil bunu aşabiliyorum da tabi.Neyse ki bir zamandan sonra uyuya kalıyorum. En sevdiğim yer de burası hayatımda 'rüyalarım' saf ve temizler bence çünkü gerçek değiller ne görürsen gör ne duyarsan duy ki bu diyelim kötü birşey yaşamadığım için o kadar kötü olmuyorum falan... Uyandığımda herşey sahte oluyor bakıyorum orda değilim 'vay be' diyorum çünkü rüyadayken öyle bir yaşıyosunki ömre bedel ama sonra olmamış oluyor bu olay bazen kötü bazen iyidir bizler için...
Yavaşça gözlerim aralandığında uyandığımı anladım ve doğrulup etrafıma göz gezdirdim gün doğmuş güneş bana bakıyordu kalktım elimi yüzümü yıkadım kendime geldim kısaca sonra o ses mutfaktan gelen ses "ece kızım annecim uyandın mı?" annem, her gün uyandığımı anladığında söylediği cümle ama bıkmadım hiç anneden bıkılır mı?
"evet anne uyandım" diye mutfağa doğru hafifçe bağırarak söyledim
O arada mutfaktan mis gibi omlet kokusu evi sarıyordu bende bu şöleni kaçırmamak için tabi ki hemen odama gittim.Dolabına yöneldim ve elime gelen iki üç parça şeyi alıp giydim aynanın karşısına geçtim ve saçlarımı tarayıp, yukarıdan bağladım. Hemen mutfağa koştum. Sanki karnımdan 'açım ece açım de çabuk ol' gibi sesler geliyordu
İçeri girdim ve işte o, o güzel sofra ile karşılaştım bir kuş sütü eksik gerçekten sandalyeme oturdum annem "saat kaç oldu sen hala uyuyorsun" ben "ama anne hala uyumuyorumki gördüğün gibi uyandım" dedim annemin o bana öyle bir bakışı vardıki dünyaya bedel "çok bilmiş seni" yok canım ne bilmişliği ben mi yok tı ben öyle değilim yok
Aslı :"neyse ece sen evde misin kızım bugün"
Ece:yok değilim anne, nehir'le dışarı çıkıncaz.
Aslı :nereye bakıyım
Ece:sen niye evde olup olmadığımı sordun annecim
Aslı :sen sorduğum soruya cevap ver bakıyım, kafamı karıştırma
Ece:anne işte nereye gidicez, dolaşırım biraz Cafe mafe öyle yani
Aslı :iyi bak sakın geç kalma bide sadece ikiniz mi gidiceksiniz?
Ece:evet ikimiz
Aslı :iyi bende bugün sedef bize gelicekti de ondan sordum konuşmaya filanSedef teyze, annemin en yakın arkadaşıdır, yedikleri içtikleri ayrı gitmez ortaokuldan beri arkadaşlar
Ayy ben hep böyle uzun arkadaşlarım olmasını isterim mesela bu dönemdekilerle hep beraber olsak bazıları tabi ama sanmıyorum neden mi bilmiyorumNehir de benim arkadaşım, en yakın....
Ece:Dedikodu diyosunnnnnnn
Aslı :Eceee...
Ece:Tamam anne okey
Aslı : Okay kim kızz(Okay mı sjzjtkjkii )
Ece:Okay kim anne?
Aslı :Bilmiyorum sen söylicen, ne biliyim hemide
Ece:Anne ya ben okay demedim OKEY dedim, yani ingilizce tamam demek
Aslı :Haaa öyle desene kızım
Ece:öyle dedim zaten
Aslı :Tamam ece tamam, sen ne zaman gidiceksin?
Ece:Ondan önce babam nerde?
Aslı:Erken çıktı, yoğunmuş işleri.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ERGEN
De TodoAslında normal hayatı olan Ece'nin o dönemlerinde, o döneme giriş yapmadan önce mutlu, huzurlu, başarılı olan hayatı ondan sonra kararmıştı sanki, karanlık bir mağaraya bürünmüştü. Sessiz ama Gizemli... Sessiz ama içinde fırtınalar kopan...