SANA AŞIĞIM AŞIK AŞIK AŞIK
•
Kafamı koyduğum masadan kaldırarak esnedim. Ellerimle suratımı kapatarak bir müddet ayılabilmek için bekledim. Gözlerimi yanımda, sırada yatan Sehun'a çevirerek birkaç kez omzuna dokundum.
Sehun da uyandığında "Kalk," diyerek ayağa kalktım ve Sehun'un da ayağa kalkmasını bekledim. "Kantine gideceğiz."
"Of, Jennie," diyerek elini beni kovarcasına salladı. "Sen git tek başına."
"Sehun, hadi," diyerek saçlarını karıştırdığımda oflayatak ayağa kalktı. Ben sırıtmaya başladığımda o asık suratıyla yanımda ilerliyordu.
"Lay gelmedi mi daha?"
"Yok, gelmeyecekmiş," diyerek saçlarımı geriye iteledim. "Mesaj atmıştı."
Kantine geldiğimizde kantin sırasına ilerlemeye başladık. Bizi görenler sıralarını verdiklerinde alayla güldüm.
Bizden korkuyorlardı, buna alışkındık. Korkuyor olmalarına rağmen gösterdikleri ilgiye de alışkındık, yani, Sehun ve Lay alışkındı en azından. Ben fazla ilgi görmeye hiçbir zaman alışamayacaktım.Kendime kahve aldıktan sonra boş bir masaya geçerek oturdum. Sehun da kendisine kahve aldıktan sonra gelmiş, karşıma oturmuştu.
"Lay neden gelmediğini söyledi mi?" diyerek kahvesinden bir yudum aldığında başımı salladım.
"Yok, sadece gelmeyeceğini söylemiş."
Biz kahvelerimi içmeye başladığımız sırada arka masadaki kızların konuşmalarını duyarak kaşlarımı çattım.
"Baksana şuna! Tanrım, çok yakışıklı! Yüzü kemikli, kasları da var. Teni Kore standartlarına göre esmer olmasına rağmen o kadar yakışıklı ki!"
"Bir keresinde bir partide denk gelmiştim. Fotoğraflardakinden çok daha yakışıklı görünüyor. Ama çok suratsız birisi, hiç kimseye pas vermiyor diye biliyorum."
"Suratsız olduğunu ben de duymuştum ama hiç kendisini göremedim. Sadece fotoğraflarda gördüğüm kadar işte."
"Bu okula nakil aldıracak demişlerdi. Olaya karışmış galiba. Postalanmışlar onu okuldan."
"Galiba Chanyeol ve Baekhyun'la beraber gelecekmiş. Olaya onlar karışmamış ama tek gelmez diyorlar."
Park Chanyeol ve Byun Baekhyun?
Kaşlarımı çatarak elimde tuttuğum kahve bardağımı masaya bıraktım ve hızla ayağa kalkarak kızların olduğu masaya ilerledim. Boş bir sandalyeye oturarak düz saçlı kızın elindeki telefonu aldım ve ekrana bakmaya başlayarak dudaklarımı yaladım.
"Ne hakkında konuşuyordunuz?"
Ekranda resmini gördüğüm Jongin'le yutkunarak gözlerimi kızlara çevirdim. "Size diyorum? Sabahtan beri neyden bahsediyorsunuz?"
"Jongin bu okula gelecekmiş," dedi, dalgalı saçlı olan kız. "Öyle bir dedikodu var ama gerçekliğini tam bilmiyoruz. Kendi okulunda bir olaya karışmış, okuldan gönderiyorlarmış. Babasının buraya parayı fazla verdiğini ve bu okula yazdırdığını söylüyorlar. Bir tek o yakalanmış, yani, okuldan sadece o atılıyor ama Chanyeol ve Baekhyun'u da yanında getirir diye düşünüyoruz. Hiçbir şekilde ayrılmıyorlar çünkü."
Demek bu okula geliyorlardı.
"Ne olayına karışmış?"
"Çocuğun birisini bıçaklamış. Eski sevgilisi hakkında bir şeyler mi söylemiş ne, biz de tam bilmiyoruz."
Elimi saçlarımdan geçirerek telefonu masaya bıraktım ve sandalyeden kalkarak Sehun'un karşısındaki sandalyeye tekrar oturdum.
"Ne oldu?" diyen Sehun'la sert bir nefes verdim.
"Geliyorlar."
"Kim?"
"Jongin, Chanyeol ve Baekhyun."
"Sikeyim," diyerek bardağı hızla masaya bıraktı. "Bu okula mı geliyorlarmış? Neden?"
"Jongin bir olaya karışmış, birisini bıçaklamış galiba. Okuldan atılacakmış, o buraya gelirse Chanyeol ve Baekhyun'da gelir, biliyorsun."
"Biliyorum," diyerek saçlarını karıştırdı. Ardından elleriyle suratını sıvazladı. "Neden bıçaklamış?"
"Eski sevgilisi hakkında bir şeyler söylemişler galiba."
"İyi de-"
"Olmuş demek ki," diyerek derin bir nefes aldım. "Özetle, geliyorlar işte."
"Senin için sorun olacak, farkındasın, değil mi?"
"Olmaz bir şey," diyerek arkama yaslandım. Ardından gözlerimi kıstım. "Onlara bu okulu zehir edeceğiz."
Kafasını salladı. "Tamam," dedi. "Gelsinler bakalım. Karşılarında eski arkadaşlarını bulamayacaklar."
"Biz de karşımızda eski arkadaşlarımızı bulamayacağız, Sehun," diyerek gözlerimi gözlerine kilitledim. Ne olursa olsun, Jongin, Sehun'un eskiden en yakın arkadaşıydı. Yani, birkaç ay öncesine kadar.
"Farkındayım ama Jongin'in yaptıklarını unutacak değilim."
Başımı salladım.
"Gelsinler, bakalım."
•
devam ettirebilir miyim pek bilmiyorum ama deneyeceğim bakalım