Aslında kitap fazla okunmuyor, ama yazmak istedim. Ha, bir de okurun biri aşırı manyak, o yüzden.
Sabah gözlerimi 04:30 gibi araladığımda, yatağımın köşesinde oturmuş kedi kucağında duran seni gördüğümde, daha güzel nasıl uyanılabilir diye düşünmeden edemedim.
Minik omuzların her nefes alış verişinde hareket ediyor, sol elin kediyi baştan aşağıya okşuyordu. Seni arkadan izliyordum, bana dönük değildin ve uyandığımı da fark etmemiştin. Yavaşça yataktan doğrulduğumda, hışırtıdan dolayı hemen arkanı döndün. "Günaydın."
Vücudumu yatak başlığına yasladığımda bana bakıp dolgun dudaklarını kıvırmıştın ve bu dudaklar cennetten düşen bir parçadan başka bir şey olamazdı.
Ladybug, kucağından inip odadan çıktığında, onun bile bazı şeyleri anladığını düşünmeye başlamıştım. Yatakta emekleyerek yanıma geldin ve yine o köpek duruşunla yüzüme yüzünü yaklaştırdın. "Sana kahvaltı hazırladım."
Bu bazı insanlar için klişe olabilirdi, ama ben, sanki bu olayı hiçbir kitapta okumamış, hiç yaşamamış gibi duyduğumda kalbime bir sızı geldiğini hissetmiştim. Belki de yüzün yüzüme bu kadar yakın olduğundan da olabilir... Sanırım ikisi.
Bu dünyadaki en güzel kokuya sahip insan olabilir miydin? Çünkü bana göre öyleydin de...
Dudağıma minik bir öpücük kondurup hemen geri çekildiğinde, ne kadar küçük olduğunu fark ettim. Minik bir kedi kadar yumuşak, küçük ve sevilesi biriydin, Kyungsoo.
Elini yanağımda gezdirmeye başladığında daha ne kadar buna dayanabilirdim onu ölçüyordum. Yumuşak sıcak elin yanağımda gezinirken dokunduğun her yer yanıyor, sanki elinin izi çıkıyor gibiydi. İstemeden derin bir nefes aldım.
"Kyungsoo..." Gözlerini elinle okşadığın yanağımdan çekip gözlerime diktin. Konuştum. "Bana ne yapıyorsun böyle?" Bunu zar zor söyledikten sonra yutkundum ve beni benden alan çocuğun gözlerine korkakça baktım. Beni büyülüyordun. Sende bir şey vardı.
Sende bir şey vardı, benliğimi kaybettiren bir şey.
Bunu dediğimde bacaklarını iki yana açarak kucağıma oturdun ve ellerini enseme koydun. Bu, beni daha çok delirtti. Elimi bel boşluğuna götürüp kendime sürterek daha çok yakınlaştırdım seni kendime. İlk defa göz göze gelmesi için başını kaldıran ben olmuştum. Kucağımda, benden daha uzun görünüyordun ve bu hoşuna gitmiş gibi sırıttın.
Dudaklarının gülümsediğin için kıvrılan kenarını öptüğümde daha çok gülümsemiştin. Gülüşünden öpmek, böyle bir şey olmalıydı.
Ladybug acıktığı için aşağıdan bize miyavlayana kadar öpüşmeye devam ettik.
Ladybug acıktığı için aşağıdan bize miyavlayana kadar senin olmaya devam ettim.
Ladybug acıktığı için aşağıdan bize miyavlayana kadar beni ruhunda boğmaya devam ettin.
Sana beni delirten her şeyinle aşıktım, Kyungsoo. Şimdi de olduğum gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
he likes cats · chansoo
Contodo kyungsoo, kedi sevmek için her gün bir yabancının evine gidiyordu. -tamamlandı.